Biz |
Neyse,
sınırsız bakabilmek önemli ama sınırsız dolaşmak mümkün değil ancak kendi
sınırların içindedir sınırsız dolaşabilmek; bazen saygısızlık, hatalar yapsan da
kendi sınırların içinde, kendine yapmış olursun hiç olmazsa. Bu durumda bile
özgürsen, sınırsızsan eğer sınırlarını her seferinde yeniden keşfetmiş olursun.
Kendinle
savaşırsın arada bir kendi içinde. Ne komik geliyor değil mi? Kendi içinde,
içinin sınırlarından dolayı kendi kendinle savaşan iki insan; hem de aynı
bedende.
Bazen insan
anlatmak istediklerini ve düşündüklerini tam anlatamadığını hissediyor. Bu durum
da öyle geliyor bana. Düşündüklerimi tam olarak kelimelerle anlatabilmek hiç de
kolay değil. Kendi içinde tezatlıklar
var adeta. Olumluluklarla olumsuzluklar birbiriyle içiçe girmiş haldeler. Ancak
uygulamada gözlemlenerek çözümlenebilecek çok şey. İlk etapta hayalî duruşu var
kavramın. “sınır ve sınırsızlık” bir arada nasıl olabilir diye düşünmeden
edemiyor insan, öyle değil mi?
Aslına
bakılırsa insanlık tarihinin ilk zamanlarının belli dönemlerinde aralıklı
olarak yaşanması muhtemel bir durum ancak zamanla koşullar değişip insanlardaki
“benlik duyguları” gelişmeye başladıkça sınırlar ve sınırsızlıklar farklı
değerlendirilmeye başlanarak açıkgözlere daha fazla kazanç sağlamış olmalı ki
devamı gelmiş bu günlere kadar. Böylece de o günler çoooook eskilerde kalınca
bilinmez olmuşlar elbette.
Nedendir
bilinmez ama insan denilen varlık her şeyin kıymetini kaybedince anlamaya
başlıyor. Bu durum da beni daha fazla düşündürüyor “akıl yetisi”yle ilgili
olarak. Acaba fazla mı abartılı şu insanın en akıllı yaratık olduğu meselesi.
Birileri sırtını pişpişleyerek el altından başka şeyler götürüyor olmasın. Yoksa
neden elindekini kaybettikten sonra kıymetini anlasın bir şeylerin. Elindeyken
kıymetini anlayabilmeli hâlbuki. Doğrusu ve akıllıcası da bu değil midir?
Anlaşılan o ki “sen akıllısın” deyip daha akıllılar malı götürüyorlar. Kolay,
hem de çok kolay oluyor. Her şey gözler göre göre ve herkesin gözleri önünde
gerçekleşiyor ama insanların büyük çoğunluğu ne görebiliyorlar ne de
anlayabiliyorlar. Bir karışıklık ve yanlışlık var bu “akıllılık” işinde.
Deliliği denesek mi ha! Ne dersiniz?
Görsel: Google Görseller
Kendi sınırlarını çizmek, size ait olan bir bahçeye kapı yapmak gibidir. Kapatılıp korunduğu düşünülsede, diğer sokaklarda gezmenin getirdiği bakış açısı bizi zenginleştiricektir ve bunun için muhakkak bir kapı gereklidir.
YanıtlaSilAybüke S., ne güzel. O kapıyı pembeye boyayacağım ben. :)
Sil