Ufacıktım
Parmak kadar,
Tüy yoktu
kanatlarımda;
Bilmezken rüzgârı,
Nereden bileyim
fırtınaları.
Babam getirdi,
Anam verdi;
Ben yedim.
Kanatlarım gelişti,
Heveslendim uçmaya,
Başladım kanat
çırpmaya;
Rüzgâr, rüzgâr dedi
Anam, babam.
Açtım kanatlarımı,
İçimde sakladım
korkularımı;
Bıraktım kendimi
Boşluğa.
Rüzgârdı çıkan
karşıma,
Kucakladı kaldırdı
havaya.
Ben başladım uçmaya.
O diyar senin,
Bu diyar benim;
Doyamadım doğaya,
Düşüp kalksam da.
Derken bir fırtına
Ben oldum alabora.
Bakındım şöyle etrafıma,
Ne ana var ne de
baba;
Uzaktayım eş, dosttan da.
Öğrendim böylece
fırtınayı,
Yok, oluşa ramak
kala.
Sığındım bir limana,
Bekledim sıkıla
sıkıla,
Kalkan ilk gemi çaldı
sirenini;
Anladım, çağırıyordu
beni.
Dedim ona ver elini,
İşte böyle o günden
beri;
Gemi kaptan etti
beni,
Dolaşıyoruz ileri
geri.
18-03-2017-2150
Halil Gönül
Görsel: Pixabay.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.