“İki
kaşığı yan yana olmayacak kocanın, iki kaşığından birini mutlaka kıracaksın!”
BÖLÜM-17
VEYSEL’İN REFAKATÇİSİ
"Hüsnü Bey bayıldı" |
KAŞIK
Veysel tedirgin oldu yattığı yerde,
ne olup bittiğini koridordan gelen gürültülerden anlamaya çalışıyordu ancak bir
netlik yoktu söylentilerde. Öyle olsa da tahmin etmişti Hüsnü Bey olduğunu.
Yatağından doğrulmaya çalıştı ama yapamadı.
Yorgunluğu
henüz üzerinden atamayan Veysel, başını yastığına yaslayarak uyumaya çalıştı,
biraz uyusam rahatlayıp dinleneceğim diye düşünüyordu, kafasının içinde dolaşıp
duran düşüncelerden de kurtulurdu belki de. Umutla yumdu gözlerini.
Sultan
koşturarak gitmişti odadan. Sedye gelmiş ve yerde yatan adamı kaldırmaya
çalışıyorlardı kalabalık ortasında. Hızla yaklaştı kalabalığa ve yararak geçti.
Gördüğünde donup kaldı olduğu yerde. İnsanlar birbirini itip kakarken o hiç
kıpırdamadan ayakta kalakalmıştı elleri başında.
Hızla
sedyeyi götürdüler gözlerinin önünde ve bir şey diyemedi. Kimse de bir şey
sormamıştı zaten. Bir süre daha ayakta bekledikten sonra insanların
homurtularla ayrılması esnasında geldi kendine ve sedyenin arkasından yürüdü
hızlanarak. Karşısında kocaman harflerle “ameliyathane” yazan kapıdan içeriye
soktular.
Kapılar da
acele etmişti daha yanına yaklaşmasıyla sedyenin, onlar da anlamıştı galiba
aciliyetin durumunu ve hemen açılıverdiler hiçbir şey yapmadan. Bir süre
bakındı boş boş etrafına ve kapıya. Ortalık sessizdi, kimse bir şey
konuşmuyordu burada. Etrafına daha dikkatli baktığında insanlar gördü oturan,
ayakta kıvranan. Onlar da kendisine bakıyorlardı acıyarak. “Vah vah”
deyişlerini hissediyordu. Bir süre oturmak istedi orada, belki biri çıkar da
bir şey ister veya sorar diye. Ne de olsa akraba, dünürdüler. Dost böyle
zamanda belli olmaz mıydı?
Ameliyathane |
Etrafına göz
attı tekrar Sultan ve “geçmiş olsun, inşallah iyi haber duyarsınız” diyerek
kısık bir sesle ayrıldı ameliyathanenin önünden. Yürürken aklına geldi
hemşirenin “refakatçi kim kalacak?” sorusu. Kim kalacaktı sanki belli mi değil
diye sitemle cevapladı kendi kendine “ben kalacağım hemşire hanım” dedi ve
hızlandı.
Hemşire odasının kapısını çalarak açtı kapıyı “hemşire hanım bizim refakatçi benim” dedi buz gibi bir ses tonuyla. “Hayrola! iyi görünmüyorsunuz” deyince şaşırarak “yok yok iyiyim, bir şeyim yok da üzüldüm benim dünüre” diyebildi. Yüzüne bakan hemşire gülümseyerek “tamam o zaman ben hazırlar odanıza bırakırım kartınızı, sizden isim ve seyisim alayım ben, bir de hastanın adı ve soyadını” dedi ve kalem alarak eline yazdı sultanın söylediklerini. “Tamam” dedi tekrar. Sultan çıkıp Veysel’in yatağının yanına geldi.
Hemşire odasının kapısını çalarak açtı kapıyı “hemşire hanım bizim refakatçi benim” dedi buz gibi bir ses tonuyla. “Hayrola! iyi görünmüyorsunuz” deyince şaşırarak “yok yok iyiyim, bir şeyim yok da üzüldüm benim dünüre” diyebildi. Yüzüne bakan hemşire gülümseyerek “tamam o zaman ben hazırlar odanıza bırakırım kartınızı, sizden isim ve seyisim alayım ben, bir de hastanın adı ve soyadını” dedi ve kalem alarak eline yazdı sultanın söylediklerini. “Tamam” dedi tekrar. Sultan çıkıp Veysel’in yatağının yanına geldi.
Veysel’e
refakatçi kalacağını haber verecekti ama uyuduğunu görünce vaz geçti
söylemekten uyanınca söylerim diye geçirdi içinden. Sessizce oturdu
sandalyesine. Öğle yemeği geçmişti, epeyce de zaman geçmiş olduğunun yeni
farkına varıyordu Sultan. Koridora çıkıp biraz dolaşmak istedi tekrar. Hava
alma ihtiyacı duymuştu, koridorun ters tarafında yangın merdiveni vardı, oraya
doğru yöneldi. Pencereyi hafif araladı ve dışarıdan gelen serin hava kendisine
getirdi biraz daha. Daha iyi hissediyordu şimdi kendisini. Biraz daha beklemeyi
düşündü öylesine.
Gelini Fatma
ve Dünürü Hüsniye nerelerdeydi acaba. Ne biçim insan bunlar? Diye kızgınlığını
belli etti kendine. Kızmak istemiyordu ama bu kadarı da fazlaydı. Sağlık durumu
olmasa işin içinde hiç de önemsemeyecekti.
Adamcağıza bir şey olmasa bari diye içinden dualar etti. Kime ne
kötülüğü vardı sanki adamın, kendi halinde biriydi bu dünyada. Hüsniye karısı
cezaydı zaten adam için bir de kalbi vardı başına bela olan.
06-10-2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.