Kopya Yaşamlar
Kopya
yaşamlar hep başka bir yaşama özenerek yaşayanlardır ve hiçbir zaman farkına
varamazlar o yaşamlarının kopya olduğuna.
Her zaman bir örnekleri vardır karşılarında. Tek gayeleri vardır zaman
içinde onları geçebilmek. Düşünmezler ki onların yaptıklarını yaparak bir yere
varılmaz ancak en fazla onların varabildiklerinin yakının varabilirler.
Kopya
yaşamlar siliktirler, renkleri solgun gridir. Gri matlaşmış ve silikleşmiştir
adeta güneşten. İşte bu yüzden fark edilemezler ne uzaktan ne de yakından.
Uzaktan fark edilemezler çünkü renk solukluğu güneşin parlaklığı altında
kaybolur. Yakından ise matlığından dolayı desenler ve onların detayları seçilemez.
Nedeni ise zaman içinde güneş soldurmuş ve yıpratmıştır tüm varlığını.
Kopya
yaşamların kendine özgü deseni ve renkleri olamaz. Eğlenemezler. Çünkü kopyaladıkları gibi
eğlenmeye çalışırlar. Kendilerine özgü dansları yoktur, kendilerine has değildir
ritim ve renkler. Bu yüzden içleri bayılmaz eğlenirlerken, tam tersine bitkin
düşerler yorgunluktan. Hâlbuki dansçı dans ederken kendinden geçer ve yorgunluk
hissetmez. Çünkü hissettiği kadar hissettirebilir ancak.
Kopya
yaşamların kendine has bir yönü olamaz, çünkü takip ettikleri yön başkalarının
takip ettikleri yönlerdir hep. Fikirleri vardır ama düşünceleri olamaz.
Fikirlerinin olması onları düşünceli yapmaz tam tersine düşüncesiz yapar. Çünkü
düşünmek onlara mahsus bir yeti değildir, olamamıştır. Zor iştir düşünce,
düşünmek. Yük verir omzuna düşünenin. Kopya yaşamlar için birileri düşünür
kopya yaşamlara da taklit ve kabul etmek kalır. Bu durum en kolayıdır işin,
zahmetsizce fikir sahibi olurlar başkalarının düşüncelerini tekrarlayarak.
Başkalarının düşünerek oluşturdukları ve ortaya koydukları fikirlerini
sahiplenmiş olurlar sadece.
Düşünerek
çok enerji harcarsınız, başka şeyler de harcarsınız aslında. Öyle zamanlar olur
ki harcaya harcaya bir şeyleri harcanacak kendinizden başka bir şeyiniz kalmamıştır.
İşte o an düşünmenin ne menem bir şey olduğunu tam olarak anlamaya başlarsınız.
Nihai son yalnızlığınızdır. Elinizde tek kalan yalnızlığınızdır sonuçta. Bu
sefer de bu yalnızlığı gıda gibi tadına vara vara harcamaya başlarsınız ki
dibini buluncaya kadar. Çok kıymetli gelmeye başlar düşünceli yalnızlığınız.
Yalnızlığınıza
erdiğinizde her şeyi düşünmeye başladığınızı görmeye de başlarsınız ki
hepsinden berbat olan da budur işte. En büyük felakettir bu insanoğlunun başına
gelebilecek. Artık dur durağınız yoktur yaşadığınız dünyada. Uykuda, uyanıkken
beyniniz sürekli hareket halinde, şimşekler çakar sürekli olarak bir
yerlerinde. Bazen şimşek gürültüsüyle gözleriniz açılır bakarsınız dört yana.
Eyvaaah! Ölecek miyim acaba? Sorusu takılmaya başlar kafanıza ilk zamanlar ama
bir süre sonra yatışırsınız ve kabullenmeye başlarsınız durumunuzu. Belki de
iyi bir şeydir bu düşünmeler, kim bilir!
İşin
bir başka kötü yönü daha vardır düşünme işinin. Hiçbir şeyi beğenmemeye
başlarsınız, sürekli bir şeylerin değişmesini fark edersiniz. Perdenin arkasını
görebilirsiniz bu yüzden gizlilik kaybolur sanki. Bol bol sinir küpü olmak
vardır etrafta olup bitenlere. İdarecileri beğenmezsiniz örneğin. Doğru dürüst
bir şeyler yapamıyorlardır. Belki de yapmak istemiyorlardır, olamaz mı? Elbette
bal gibi olur. Onlar perdenin arkasındadırlar zaman zaman. Çünkü kendilerini
birilerine beğendirmek ve birilerinden onay almak gibi bir dertleri vardır.
Kopyadır yaşamlarının topu da. Kendilerine has bir yaşamı ve düşünceleri
yoktur, olamaz da zaten. Ancak tarih yapanlarda bu durum istisnadır.
Beğenmediğiniz kopyadır. Hemen fark edersiniz durumları. Dolayısıyla hemfikir
de olamazsınız mutlaka ayrışmalarınız vardır bir yerlerde. Düşünmek insana has
denilir öyle değil mi? Düşünmemek de insanlara hem de oldukça fazla insana has
bir durum gibi görünüyor. Aksi halde dünya şu haldeki durumuna gelmezdi daha
canlı, şen şakrak bir yer olurdu ve olmaması için hiçbir neden yok.
Kopya
yaşamların içinde kendi hayalleri yoktur, başkalarının hayallerinin
kopyalarıdır yaşadığını sandıkları hayalleri. Hayal kurmadan yaşanır mı hiç?
Yaşanırsa bile yaşam mı denilir adına?
Hayal kuracaksın taaa uzayın derinliklerine kadar. Örneğin karadeliğin
yakınına kadar varıp başını uzatacaksın sınıra kadar görmeye çalışacaksın
karadeliğin içindeki cümbüşü, hengâmeyi, yok oluşu, aynı zamanda da varoluşu.
Hem varoluş hem de yok oluş iç içedir daima. Fizik öyle diyor.
Düşüncen
olacak be kardeşlik düşüncen, düşüneceksin kendine has bir şekilde. Seni işaret
edecek o düşünce. Eğri, doğru fark etmez, eğriyse de doğrulur zamanla yeter ki
düşünmeden gocunma ve azmet. Düşünceleri düşünenlerin pusulasıdır adeta
yönlerini bulmaya yarar. Arada bir toslasalar da duvara, dank eder sonra da
değiştirirler yönlerini ve yollarını. Ya düşünemeyenler ne yapsın
tosladıklarında karşılarındaki duvara. Toslar dururlar artık durmadan
tosladıkları engeli yıkmak için. Ne kafa kalır ne fikir sonunda. Son
yolculukları çöplüktür sanırım.
Kopya
yaşamın bir başka kötü yanı daha vardır. Risk her zaman çok yüksektir.
Felaketle karşılaşıldığında harcanan ilk olurlar. Son toslamadır bu toslamaları
da. Bir daha ayakaltında dolaşamazlar artık. Birileri kalkar ortadan bir
başkası gelir. Hiç bitip tükenmez ki çünkü her yan kaynıyordur alabildiğine.
Ayrık otu gibidirler, kısa sürede sararlar her yanı. Mücadele istikrar ister.
02.08.2018
Görsel: Google Görseller
bir insan kopya yaşam sürüyorsa,o insanın halen kendini aradığını düşünebiliriz..boşlukta kaybolan veya boşlukta bir şey arayan kişiye benziyor..o açıdan bu konudaki fikirleriniz ve öngörüleriniz harika..emeğinize sağlık..🙂
YanıtlaSilErtuğrul Yıldırım,
Silteşekkür ederim.
Kopyalar gerçeği yansıtamazlar. Kendini bulamayan ya da tanımayan insanlar ancak kopya yaşamlarla taklit ederek yaşarlar.
YanıtlaSilEbemkuşağı,
Silevet. aynı dediğiniz gibiler.
"Yalnızlığınıza erdiğinizde her şeyi düşünmeye başladığınızı görmeye de başlarsınız ki hepsinden berbat olan da budur işte. En büyük felakettir bu insanoğlunun başına gelebilecek. Artık dur durağınız yoktur yaşadığınız dünyada. Uykuda, uyanıkken beyniniz sürekli hareket halinde, şimşekler çakar sürekli olarak bir yerlerinde. Çok iyi anlıyorum bunu...Ve
YanıtlaSil"Düşünmemek de insanlara hem de oldukça fazla insana has bir durum gibi görünüyor. Aksi halde dünya şu haldeki durumuna gelmezdi daha canlı, şen şakrak bir yer olurdu ve olmaması için hiçbir neden yok."
Ve son cümle, "mücadele istikrar ister." Sayısalcı olduğunuz için, çok yerinde tespitleriniz olmuş. Çok hoşuma gitti yazınız.
Sizi ziyarete gelemedim. Dört aydır evdeki bir rahatsızlık nedeniyle sadece yazdım, o da rahatlamak adına. Kaleminize sağlık. Sağlıcakla kalın...
Ece Hanım, Öncelikle, evdeki rahatsızlık durumu geçmiştir umarım, galiba çoğu insan için yazmak rahatlama aracı, belki de insanın kendi kendisiyle konuşabilmesinin yolu, kim bilir? ben de aslına bakılırsa sanırım iki veya üç aydır asıyorum biraz. tamamen okumayla ilgilendim sadece. bilimsel ağırlıklıydı bu sefer. "kuantum, beyin ile ilgili." yazmak için dikkatimi toplayamadım bu dönemde. ama kafam da oldukça bulandı diyebilirim.
SilZiyaretiniz ve güzel yorumunuz için özellikle teşekkür ederim. Umarım her şey gönlünüzce gelişir. hoşça kalın.