"Ben gidiyorum" |
İnsan insanı tariflemiş, sınıflamış; kendince münasip bir yere koymuş hayvanlar ailesinde.
Anlayacağınız başlangıçta insan kendini hiç yadırgamadan hayvanlar sınıfına dahil etmiş. Hayvanlar önemli ve kıymetliymiş anlaşılan o zamanlar.
Günler
gelmiş geçmiş derken akan zamanlar içinde insan yerinden memnun olmamış ki
kendine başka yakıştırmalar yapmaya başlamış ve tarifine ilaveler yapmayı
ihtiyaç hissetmiş.
Bazı insanlar kendilerini ailesi olduğu hayvanlar sınıfından ayırmak istemişler. Açıkça biz hayvan değiliz demeye çekinmişler belki de ama ufak tefek değişikliklerle zaman içinde farklı bir tarifi oturtmayı amaçlamış.
Bazı insanlar kendilerini ailesi olduğu hayvanlar sınıfından ayırmak istemişler. Açıkça biz hayvan değiliz demeye çekinmişler belki de ama ufak tefek değişikliklerle zaman içinde farklı bir tarifi oturtmayı amaçlamış.
Bilimler
adlandırılmaya başlamış, adlandırılan bilimler çeşitlenmiş, çoğalmış zamanla ve
iktisat bilimi ortaya çıkmış. Önemli bir bilim dalı olmaya başlamış akan zaman
içinde. El değiştiren her şeyi anlamak istemiş bu bilim. Ne nasıl, neden, ne
şekilde?.. Gibi daha birçok sorularla anlamaya çalışmış el değişimlerini.
Hepsine de toptan mal, meta demişler el değiştiren her şeye.
Öyle bir zaman gelmiş ki; mal
sınıfı içine insan da dahil edilmeye başlanmış kimseye çaktırmadan. Akla gelen
soru: İnsan mal mıdır, meta mıdır? El değiştirmesi neden önemlidir? Ne kadar
süreyle elde kalmalıdır? Elden çıkarma zamanı var mıdır? Son kullanım tarihi
nasıl tespit edilir? Son kullanım tarihi geçmişse nasıl zarar verir?.. Soruları
çoğaltabilirsiniz.
Bu
aşamadan sonrasında akan zaman içinde insanın durumu ve yeri ne olacaktır?
Değişim süreci nasıl devam edecek ve sonuçta varacağı yeri kestirmek mümkün mü?
Ben
merak ediyorum: iktisatçılara göre metanın değerliliği arz talep dengesine göre
belirleniyor. Anladık, şekeri stoklarsınız ve arzını kısarsanız piyasa daralmış
ve şeker piyasada değer görmüş olur.
Devamında da voleyi vurursunuz.
Bir
maldan piyasada çok olursa enflasyonu vardır yani değeri düşer hatta
değersizleşerek çöp noktasına gelir.
Bu
insan denilen malın değerini artıran arz ve talep dengesi nasıl kurulur? Bir
yerde stoklayamayacağınıza göre hepsini de.
Kısmen
toplamayı becermiş olmanıza rağmen tam olarak istenen sonuca ulaşılması oldukça
uzun zaman alacağa benziyor. Belki de bir yolu vardır ne dersiniz? Açlığa mahkûm
etmek, bence iyi bir fikir? Açlığa mahkûm edersiniz istediğiniz kadarını ve
doldurursunuz bir ağıla, ölmekle sürünmek arasında verirsiniz azar azar, hiçbir
şey yapmalarına fırsat vermezsiniz. Bunun adına da evcilleşen insan mı dersiniz
yoksa enflasyona uğramış insan mı dersiniz?
İktisat
bilimi insanların yarattığı en önemli bilim dalından birisidir. Sağlık
konusundaki bilim dalları iktisat kadar önemli değildir çünkü: sağlık
konusundaki bilim dalları da iktisata tabidirler, iktisat olmadan hiçbir şey
olmaz. İktisat bilimi her şeyden önde gelir. İnsanlar bile iktisatlı kullanılır
bu sayede ve insanların yeteneklerine göre değerlendirilmesi -iktisaden- söz
konusudur. En değerli insanlar iktisat bilimine göre: kendisinden güçlülere
yalakalık yapanlardır. Yalakalık kıymetli bir iş olmuştur iktisaden.
“Değerini
söyle, ne olduğunu bileyim senin.” Bu sözü sık sık duyacaksınız gelecek
zamanlarda.
21.12.2017
Halil
Gönül
Görsel: Google Görseller
Tam mühendis zekasıyla yazmışsınız, her şey yerli yerinde ve insanoğlunun durumu tam da böyle Halil Bey. Yazıyı tekrar okuyacağım şimdi. Akan zaman kim bilir bundan sonra nelere gebe? Aklınıza, elinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim Ece Evren Hanım, bu güzel yorumunuz için. Kötümser olmak istemiyorum; alıştıra alıştıra yapıyorlar zaten o nedenle kötülüğü fark edenler ancak bir ayağı çukurda olanlar oluyor. Bu tür değişimler yüz yıllara yayılıyor çünkü bilinçli olarak. kısa sürelerde olsa köklü değişimler, tepki daha da fazlalaşacak ve önüne geçememe riski doğacak. İktisatçılar biliyor işlerini anlaşılan. :)
Sil