"Sarı dana"
Sarı Dana
Epmek
amcanın bahçesine de daldım, izin alarak.
Hatta çok sevindi bile. Sırtımdaki yün ipliğinden dokunmuş kilim torba
doldu tıka basa. Getirip çadırda sepete boşalttım hepsini de. Koşturarak gittim
babamın yanına “tamam baba, topladım, sepete de boşalttım” deyince
koskocamanından bir aferin aldım kendisinden. “Dedenden kalma ha!” dedi
arkasından da.
Yaz
aylarında tarlaya ektiğimiz ürünün olgunlaşma zamanında biz de göçerdik
tarlanın başına ve hasadın tamamlanması bir aya yakın olurdu genellikle.
Traktörü olanlar bir iki günde kaldırır giderlerdi.
Anam ikindi
üzeri toplanır kardeşimle birlikte köye döner her gün gelir giderlerdi köyden, başka
gelip gidenlerle birlikte. Gelip gitmesi de zevkli olur bu yolculuğun.
Kalabalıkla birlikte olmak, şarkılar, türküler, fıkralar ve şakalar gırla gider, nasıl gelip gittiğin fark edilmez bile; bir de bakmışsın yolculuk bitmiş olur,
iple çekersin gün boyunu.
Ben babamla
birlikte harman başında kalmaktan kendime sevinç payı çıkarırdım, erkek, delikanlı sınıfına sokardım kendi kendimi. Olsun varsın çocuk olsam da daha, çok
iş görüyordum kendi çapımda. Her şeyden önce korkmuyordum karanlıkta, geceleri
kendi tuvalet ihtiyacımı kendim görüyorum babamı uyandırmadan. Duyarım her
kalabalıkta konuşmalarda “daha geceleri işemeye bile gidemiyor” diye.
Çok basitti
benim için bu tür işler. Birisinde ne olmuştu anlatayım bakın size. Gecenin bir
vaktiydi, hava yağacak gibi duruyordu akşamdan; bir sürü siyah bulutlar
toplandı tepemize. Çadırımız, kıl çadırımız yağmuru altına almazdı o nedenle
rahattık babamla birlikte, yorganı örterdik üstümüze olur biterdi. Her şeyin
bir çaresi mutlaka vardır bizde, çaresizlik olağan dışı bir durumdur.
Hırsızlıklar
veya kötü işler hep böyle havalarda olurmuş, babam iyi biliyor bu durumları,
tedbir aldı. Sarı Danayı üstümüzdeki -çadırın üstündeki- tepedeki çam ağacının
altındaki küçük yabani armut ağacına bağladı; gelen giden bir şey olursa haber
versin diye.
Hisli hayvandı Sarı Dana, kuş bile uçsa yakınında, tehlikeyi hemen sezer ve deşinmeye, kısık
kısık böğürmeye başlar, ya da hızlı hızlı nefes alır verir burnundan; burnundan
çıkan ses ıslık gibidir hemen anlarız durumu ve biz de tedbir alırız.
3/9
Devam edecek...
1/9'a dön...
Görsel: Google Görseller
çok enteresan,danalar hırsızları hissediyor o zaman..🤔 hırsızların dadandığı yerlere danaları yerleştirsek bir faydası olur mu acaba? 😀 güzel bir hikayeydi,emeğinize sağlik..🙂
YanıtlaSilErtuğrul Yıldırım,
Silayvanların içinde olunduğu zaman aslında hayvanların çoğunluğunun daha da hassas olduğunu fark ediyor insan. Tehlikeyi insanlardan çok önce hissediyorlar. Örneğin deprem bunlardan bir başkası. :)
Teşekkür ederim. :)