“İki kaşığı yan yana olmayacak kocanın, iki kaşığından birini mutlaka kıracaksın!”
“Evinden getireceğim iti!”
Olayı tekrar yaşıyordu
sanki Hüsniye, elleri çözülmüş inip kalkıyordu ama başı önüne bakıyordu
hala. Bir an başını kaldırdı komutanın
gözlerine baktı, kocaman yerlerinden fırlamış kara gözleriyle: “Şimdi anlamaya
başladım ben de, bu boku yiyen bu it demek ki, götteşlerini de toplayıp tenha
yerde kıstırınca yaptı yapacağını. Bana askıntı olurdu her zaman, öğretmenden
de beni kıskanınca aklına bu işi yapmak geldi anlaşılan. Bir anda ayağa
fırladı, evine gidip getireceğim iti!”
Eliyle bileğinden
yakalayan komutan: “otur kızım otur yerine, kaçmış evden, askerler ve köylüler
arıyor zaten.” deyince bir an ayakta kaldıktan sonra oturdu tekrar yerine ve
gözlerini komutanın gözlerine dikmiş öylece bakıyordu hiç ağzını açmadan. Göz
bebekleri bir o yana bir buyana dönüp duruyorlardı sürekli. Bir anda ne olduysa
sanki gözbebekleri büyüdü, büyüdü tüm gözünü kapladı sanki ve fırladığı gibi
kapıya yöneldi. Komutanın sesini bile duymuyordu. Koşar adım uzaklaştı.
Kapıdan dışarıya çıkan
komutan: “Muhtar bu kızın yanına birkaç kişi ver tazı gibi olanlardan yoksa nal
toplarlar peşinden. Sakın özden kaybetmesinler kızı. Aklından bir yerler
geçiyor mutlaka!” olanca gücüyle bağırdı ve heyecanlandığı belli oluyordu
sesinden. Bir an komutan kendisi gitmeyi düşündüyse de Hüsniye’nin peşinden,
sonra vazgeçti sorgulamayı bir an önce bitirmek için.
Hüsniye bir eve yöneldi ve
“Herkül evde misin, çık ortaya? Diye bağırdı. Herkül’ ün anası çıktı dışarıya:
“sen misin kızım Hüsniye? Gelsene yukarıya, bu geç vakit ne işin var
Herkül’le?” diye seslendi tahtalıktan.
Herkül, lakabıydı çocuğun
ve herkes de Herkül biliyordu onu. Güçlü kuvvetliydi. Bütün belalı işlerin
içinde o olurdu ve deli oğlanın da en samimi arkadaşıydı. Birbirinden ayrı
tuvalete bile gitmezlerdi.
“hiiç, hiiiç teyze, bir
şey takıldı aklıma da onu soracaktım kendisine. Nereye gittiğinden haberin var
mı? Mutlaka bulmam lazım da.” Diyerek
yerinde bir ileri bir geri hareket etmeye başladı. Telaşını gören anası
meraklandı:
“kızım ikindi karanlığı
bastırırken işim var beni merak etmeyin deyip biraz da yiyecek aldı. Üstünü
kavice giyindi. Ava gideceğiz arkadaşlarla gece gelmem” dedi ve hızla
uzaklaştı. Bir şey demeye bile fırsat vermedi bana.“
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.