Cuma, Şubat 16, 2018

Şişman Komutan Amca-8-Titreyen Yer

"Yağ değil bunlar, kas kas"

Titreyen Yer

             Tel boyunda yürümeye devam ettim bir süre daha. Komşu birliğin sınırına yaklaşmıştım, hafta sonlarında nöbetçiyken o birliğe de bakıyorduk, o birlikten nöbetçi subayı olan da bizim birliğin sınırlarına bakıyordu. 
             Yürürken adımlarıma dikkat etmeye başladım, her adım atışımda iz var mı bastığım yerde? diye bakmaya başladım ayağımı kaldırdıktan sonra. Birkaç kez baktım ama iz falan olmuyordu bastığım yerde, biraz daha ileriye yürüdüm, tekrar kontrol etmeye başladım izlerimi. Adımımı atığımda yere basar basmaz yer titriyor gibi geliyordu her seferinde ama yerde bir iz görünmüyordu, toprakta çökme belirtisi yoktu.

           Epeyce kafa yormaya başladım bu şişmanlık ve yer titremesi olayına. Tel boyunda dolaşmayı bitirip karargâh binasındaki odama dönerken bina girişine doğru asfalt yolda yürürken anladım durumu; yerin titremesi durumunu.
Meğer her adım atışımda yer değil benim göbek titriyormuş da ben ondan dolayı yer titriyor sanıyormuşum. Göbek olmuş biraz ama kas ağırlıklı elbette J, her adım atışımda göbek aşağı yukarı dalgalanıyormuş. Fark ettiğimde durumu, gülümsedim kendi kendime ve çocuk geldi gözlerimin önüne. 
Başka şişman bir arkadaşı hatırlayınca da gülmeye başladım yürürken kapıdan içeriye. Göbeğinin sarkan yağlarından her iki eliyle de tutup aşağı yukarı sallayarak "yağ değil bunlar, kas kas" diyordu  bir gün J kendisiyle dalga geçen arkadaşlara. 
            Spor yapmaya daha fazla ağırlık verdim ve severek yaptım, istisnasız her gün. Bazen pentatlon sahasında yapıyorduk sporu bölük olarak. Askerliğim boyunca birkaç kez daha rastlaştık o karayağız çocukla uzaktan uzağa selamlaştık askerce. Hep hoplayıp zıplayarak yürüyordu sonraki gördüklerimde de.
            Terhis olmama az günler kala yerin titremesi kesildi, hissetmiyordum artık. Askerlik bitince de bir süre alışkanlıktan dolayı spora devam ettim ama iki üç ay kadar sürdü bu durum. Bir iş ayarladım sınavlara gire çıka ve devlet memuru oldum yarı resmi bir kurumda. Hareketli bir çalışma ortamı vardı, spor yapmaya ihtiyaç kalmadı, tığ gibiydim. 
         "İmreniyorum sana yahu, şöyle tutup yere çaksan ayaklarından, çakılıp kalacaksın be, nasıl beceriyorsun bu işi?" demişti bir mesai arkadaşım arazide dolaşırken. Resim de çekilmiştik o gün. Hala o resmimize bakar bakar gülümserim. J
8/8
                                                                                              01-11-2017
                                                                                             Halil GÖNÜL
1/8 e dön

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.