Çarşamba, Nisan 29, 2020

Kitap-Beden Asla Yalan Söylemez

Beden Asla Yalan Söylemez-Alice Miller

 Orijinal Adı: Die Revolte des Körpers
Yayın: Okuyan Us Yayıncılık, 15. Basım İstanbul, Aralık 2019
Almancadan Çeviren: Cihan Dansuk

s.12-                Bu kitaptaki temel kaygım, gerçek ve güçlü duygularımızın inkarının bedenlerimiz üzerindeki etkileridir. Böylesi bir inkârı bizden ahlak ve din talep eder. 
             Hem kişisel tecrübem hem de çok sayıda insanın anlattıklarına dayanan psikoterapi hakkında bildiklerim doğrultusunda şu sonuca ulaştım: Çocukluklarında suistimal edilen çocuklar, gerçek duygularını muazzam bir şekilde bastırarak ve onlardan uzaklaşarak Dördüncü Emre -—Anne ve babaya saygılı ol, hürmet et– uymaya kalkışabilirler. Anne babalarını sevemezler ve onlara hürmet edemezler çünkü bilinç dışında hala onlardan korkuyorlardır. Ancak ne kadar isteseler de, rahat ve güvene dayalı bir ilişki kuramazlar.
            Onun yerine, gerçekleşen şey hastalıklı bir bağlanma, pek de gerçek sevgi olmayan, korku ve görev duygusunun karışımıdır, bir görüntüden ibarettir.

Cumartesi, Nisan 25, 2020

Kitap-Hayat Yolları

Hayat Yolları-Alice Miller

Çeviren: Haluk Barışcan; Metis Yayınları, Birinci Basım: Mart 2002, 167 sayfa.
           
            Bu kitaptan alıntıları dikkatle okursanız birçoğunuz yabancılık çekmediği şeylerle karşılaşacaktır. Örneğin, çocuk eğitimi: Bebeğin kucağa alıştırılmaması, şımarmasının önüne geçmek için yüz verilmemesi, kızılcık sopasıyla dövülmesi gibi durumları duymuş veya yaşamış olanlar çıkacaktır. “Falaka” kitabını okuyanımız da çoğunluktadır.  

Perşembe, Nisan 23, 2020

Kitap-SAHİP OLMAK YA DA OLMAK

SAHİP OLMAK YA DA OLMAK

 Yazar: Erich Fromm
Çeviren: Aydın ARITAN, Baskı: Arıtan Yayınevi 2003, İstanbul; 274 sayfa.

Ks.9-                Özetle "sahip olmak" ilkesine göre kurulmuş olan tüm düzenler ve toplumsal sistemler, insanları mutlu etmekten, onları doğru yöne yöneltip, evrimleşmelerini sağlamaktan uzaktırlar, yani yanlıştırlar. Öyleyse sorunun çözümü kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. İnsanlığın kurtulabilmesi için ilk ve tek şart, "sahip olmak" ilkesinden "olmak" ilkesine geçmektir. Bunu gerçekleştirebilmek; toplumsal düzeni, sosyal, ekonomik ve politik kurumları yenilemek, böylece o toplumdaki insanların "olmak" ilkesine göre davranmalarını sağlamakla olur. İnsanlık değişmek, yeni bir ahlâk, yeni bir toplum ve yeni bir insan oluşturmak zorundadır. Aksi takdirde yok olacaktır. Çözüm: "Yaşamak veya ölmek, yani sahip olmak ya da olmak" arasındaki seçimin doğru yapılabilmesinde gizlidir.

Çarşamba, Nisan 22, 2020

Kitap-Tanrıları Nasıl Yarattık?

TANRILARI NASIL YARATTIK, Tanrıların Ölümü


Yazar: Abdullah Rıza Ergüven
Berfin Yayınları, Birinci basım Ağustos 2000 İstanbul

Pazartesi, Nisan 20, 2020

Kitap: AYKIRI BİR DOKTORUN İTİRAFLARI

AYKIRI BİR DOKTORUN İTİRAFLARI

Yazar: Dr. Robert S. Mendelsohn

Özgün adı: Confessions of a Medical Heretic
Çeviren: Betül Y. Arslancan

s.6-                        Dr. Mendelsohn aspirin gibi “zararsız” ilaçlar bile dahil olmak üzere tüm ilaçların bedenimize bir şekilde zarar verdiğini, doktorların hastalıkları iyileştirmek için değil, semptomları bastırmak üzere eğitildiğini söylüyor. Çünkü “tıp kilisesi” sağlıktan değil,  hastalıklardan para kazanıyor.      

Cumartesi, Nisan 18, 2020

Artık benim de bir maskem vaaaaaaaaaaaaar!

Covit-19 Günlerinde Maske

Burası Aydın, otobüslere talimat verilmiş "maskesiz bindirmeyin" diye ve maskesiz yolcu almıyorlar. Maske istemişler kendilerine verilmemiş. Tahmin edeceğiniz gibi çarşıya gidemedim.
Yürüyerek fırına gittim, ekmek aldım. Yakınında büyük market var, yumurta ve çay almak için girdim. "Talimat var amca, maskesiz kimse girmeyecek" dedi delikanlı. Döndüm oradan bakkaldan temin ettim ihtiyaçlarımı.

Perşembe, Nisan 16, 2020

Kitap-Mahşerin Dördüncü Atlısı-Salgın ve Bulaşıcı Hastalıklar Tarihi

Mahşerin Dördüncü Atlısı-Salgın ve Bulaşıcı Hastalıklar Tarihi

       İçinde bulunduğumuz Covit-19 günlerinde okuduğum bu kitaptan yaptığım bazı alıntıları paylaşmak istedim sizlerle.  Kitap gayet kolay okunuyor, akıcı bir dil kullanılmış olması sıkmıyor insanı. gündem konusu olan virüs, bakteriler gibi konuların tarihi geçmişini ve ilk ortaya nerede çıktıkları, ne şekilde zarar verdikleri yeterince tatmin edici bana göre. Mevcut durumdan yola çıkarak gelecek değerlendirmesi de yapılıyor. 
       İyi okumalar dilerim.

Yazar: ANDREW NIKIFORUK
Bu çeviri, kitabın gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş 1996 baskısından yapılmıştır.
Çeviri: Selahattin Erkanlı, İletişim Yayınları, 2016-İstanbul

Çarşamba, Nisan 15, 2020

Gelecekte Yaşayacaklar nasıl Seçilecek?

robotlar denetimde

Güçlülerin Seçimi

            “Biliyor musun, covit-19 ve daha sonrasında gelecek olan virüslerin asıl amacı seçmek olacak. İnsanları seçecekler. İyi, kötü diye değil, bilgili, bilgisiz diye. Doğanın işini elinden alacaklar çünkü doğa seçimini yaparken cahil, bilgili diye yapmıyor, güçlü, güçsüz diye yapıyor. Şimdi güçlüler yine güçlüleri seçecekler, güçsüzlere hiç, hem de hiç fırsat vermeden! Bir zaman için mevcut insanlar arasında güçsüz ama bilgi bakımından güçlü insanları seçecekler. Burada güçten kasıt hem para hem bilgidir. Ancak para bilgiyi satın alabildiği için asıl güç paradır.”

Salı, Nisan 14, 2020

Delik Ceplerdeki Umut

Delik Ceplerdeki Umut

            En yok zamanlarımızda umutlarımız vardı dolu dolu, yırtık ceplerimizde. Saça saça bitmiyorlardı, bir köşesinde sıkışıp kalanları da yetip artıyordu. Sıkıntılar kolaydı, kolay yenilirdi her zaman yeter ki cana gelmesindi gelen. Bir ölüm vardı yenemediğimiz, gerisi vız gelir tırıs giderdi. Ne garip, birçok sıkıntı çektik ama bir tane bile doğru dürüst hatırladığım yok. Demek ki derin iz bırakacak kadar etkileyememişler.

Çarşamba, Nisan 08, 2020

Covit-19 bana iyi geldi.

Covit-19 bana iyi geldi.

            -Covit-19 bana iyi geldi, biliyor musunuz? Tedavi etti beni.
            -Nasıl?

Salı, Nisan 07, 2020

Zengin Sofra.

Zeytin

            Kendime geldiğimde, duvara bakıyor buldum kendimi. Yalnızlık odam var benim, bazen girer seyrederim dünyayı. Yalnızlık odam her zaman açık olmaz. Kilitlidir benden başkası giremesin diye. Bu sefer çıkmak istemedim odadan dışarıya. Nedendir bilemedim ama bir titreme geldi. Üşümediğimi fark ettim sonra. Nedense dişlerim de şakırdamıştı hâlbuki.

Pazar, Nisan 05, 2020

Biz, bu işin neresindeyiz?

Koloniye doğru

            19. asra kadar dünyada düşünülenler ve yaşanılanlar düzlemseldi yani iki boyutluydu. İnsanlar uygulamada görüyorlardı ne olduğunu, neye yaradığını. Her ne kadar düşünenler bazı şeyleri üç, dört hatta beş boyutta düşünseler de yeryüzünde uygulaması üç boyutludan fazlasına geçemiyordu.

Cuma, Nisan 03, 2020

Zafer, aklından geçenler hızlanınca ne yapar?

Zafer’in Evrime Bakışı

Zafer zaman zaman aklından geçenlerin hızına yetişemediğinde derin nefes alıp vererek aklından geçeni geriye çağırıp tekrar düşünmeye çalışır üzerinde. Düşünmeye değer bulduklarını sık sık sarar bazen ileriye, geriye.
Evrim geçtiği anda kendisi ve yaptıklarını gözden geçirerek toplayıcı-avcı toplumu insanlarına gitti bir an. Şimdiye göre daha akıllıca davranarak doğa ve diğer insanlarla daha uyum içinde yaşadıklarını düşününce gülümsedi, iki yana başını sallamakla yetindi ilk anda.

Kral Çıplak

Çatlaklardan sızan sular.

            Memlekette kaç kişi virüse yakalanmış?
Sorunun cevabıyla karşılaşmak istemiyor gibi görünüyor Dövlet. Görünen o ki, ilk görülmesinden çoooooooooooooooooook önce girmiş virüs memlekete de haber yokmuş veya gözler kapanıp kulaklar sağırlaşmış.

Çarşamba, Nisan 01, 2020

1 Nisan

1 Nisan

            Hatırladığım kadarıyla ilk defa 1 Nisan'ı düşündüm. 1 Nisan şakaları yaptık çocukluğumuzda, gençliğimizde ama üzerinde düşünmeden yapılan şakalardı hepsi. O zamanlar kolaydı şaka yapmak, yapıyordun, söylüyordun olup bitiyordu.
            Düşündüğüm şey nasıl bir şaka yapayım, ne söyleyeyim? Covit-19 dünyayı etkilemiş durumda, dünyayı evin içine sokmuş sokaklarda istediği gibi cirit atıyor. Ülkelerin yöneticilerinin hemen hemen tamamı, sıkı tedbirler alarak insan hasarını en aza indirmeye çalışıyorlar.  İş ve aş olarak etkilenen insanlarına yardımlar sağlayarak kısmen de olsa yaralarına derman oluyorlar. “Hemen hemen hepsi” dedim çünkü bilinenlerden ayrışan iki ülke var. İsim vermeyeceğim. Çünkü 1 Nisan şakası adeta, insanın inanası gelmiyor.  Evet, ülkenin birisinde bırakın tedbir alıp vatandaşını koruma altına almayı, covit-19’dan bahsetmek yasaklanmış.