Çarşamba, Temmuz 31, 2019

GÜNCELERDEN-Memuriyette, Çarşamba ve Pazartesi

Memuriyette, Çarşamba ve Pazartesi

            İlk memuriyete başladığım zamanlarda çarşambalar hoşuma gitmeye başlamıştı. Hele bir süre sonra daha da hoşlandım. Çünkü Çarşamba haftanın ortası ve bir dağın zirvesi gibi gelmeye başladı. Pazartesi dağın eteği. Yavaş yavaş tırmanmaya başlıyorsun zirveye doğru ve zirveye ulaştığında bırakıveriyorsun kendini zirveden aşağıya. İşte bu kadar. Tekrar eteğe ininceye kadar hafta da bitmiş oluyor dolayısıyla iki gün tatil. İşin ilginç yanı Çarşamba gün öğlesine ulaşmak, bir türlü geçmiyor o saatler. Çarşamba gün ortası da tam dağın zirvesi demektir. Çarşamba öğleden sonra iniş aşağı dönüyordu haftalar. Çarşambadan sonra Perşembe ve cumaaaa. Daha kolay geçiyorlardı.  Arkasından tatiiil! Cumartesi ve Pazar, tamamen kendine aitti ve tüm saniyelerini kendin yönetiyordun. İstediğin zaman kalk, kahvaltını da ona göre. Kısaca hepsi sana ait iki gün, tepe tepe kullan.

Salı, Temmuz 30, 2019

GÜNCELERDEN-Günler (Çarşamba, Pazartesi)

 09.04.2018-2200   Pazartesi/Aydın

Günler (Çarşamba, Pazartesi)

            He he he, bakmayın, gevrek gevrek güldüğüme. Kendime, kendi halime gülüyorum aslında.

Pazartesi, Temmuz 29, 2019

GÜNCELERDEN-Emeklilikte Bir Gün

 08.04.2018-2100  Pazar/Aydın

Emeklilikte Bir Gün

             Bu gün günlerden Pazar ve ben dün oldukça geç yattığım için bu gün de oldukça geç kalktım. İşin içine birazda uyuşukluk ve ne yapacağını bilmemezlik de karışınca, yataktan kalkmak istemedim. Kalksam ne yapacaktım ki her zaman yaptığım klasikleşen işlerden başka?

Hislerim Beni Yanıltmaz Dediniz mi?

Hislerim Beni Yanıltmaz

            Başlığın dediği gibi bazı insanlar “hislerime güvenirim, hislerim beni yanıltmaz” dediklerini hemen hemen herkes duymuş ve bazılarımız da söylemişizdir. Eğer söyleyememişsek emin olmayışımızdandır mutlaka.

Pazar, Temmuz 28, 2019

Eğitimin amacı tipleştirmek midir?

Eğitimin amacı tipleştirmek midir?

                “Sevgili yavrum,
            Şunu işin başında belirtmeliyim ki, üniversite okusan da okumasan da hatta hiçbir eğitim almasan da seni her zaman seveceğim. Bu sevgimde hiçbir değişiklik olmayacak.
            Seninle eğitim konusunda düşündüklerimi son bir kez daha konuşmak istiyorum. Umarım farklı bir anlam aramaz, beni anlamaya çalışırsın. Çünkü seni kırmak veya eleştirmek gibi bir düşüncem kesinlikle yoktur bunları yazarken.

ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI MI?

ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI

                Belli bir yaştan sonralarında demez miyiz arada bir “şimdiki aklım olsaydı” diye. Bu ifadenin kullanıldığı anlar genellikle ciddi bir sorundan sonrasında yaralanmanın ve kan kaybının arkasından söylenir. Olağan gelmeyen bir durumdur içinde yaşanılan durum. Aslına bakılırsa yaşanmışlığı ve yaşanmışlığın arkasından edinilen dersin iyi çalışılmasından başka bir şey değildir. Bir faydası var mıdır veya olur mu?

Cumartesi, Temmuz 27, 2019

Pamukşeker

pamukşeker

Pamukşeker

Ne mi yaptık?
Ne yapmadık ki?

Evlilik Testi

Evliliğiniz Mezara kadar mı, pazara kadar mı?

                Oturduğum yerde muziplik geldi aklıma. Karıma eşek şakaları yapmaya başladım. Anasına, babasına, akrabalarına laf ettim. Güldü geçti ama yemek bulamaz oldum tencerelerde. Kendi başımın çaresine baktım bu arada. Herkesin gözü bendeydi. Nefes alışlarımın bile izlendiğini hissettim. Arada laf sokuşturmaları saymıyorum tabii ki. İş ciddileşmeye başladı. Yelkenleri suya indirdim fazla uzatmadan. Gerisini yazmayayım artık, denemesi bedava.

Bi Şey Olmak

olmak

Bi Şey Olmak

Ot oldun,
Çöp oldun,

Cuma, Temmuz 26, 2019

Korkusuz

Korkusuz

Ateşle korkutamazlar daha,
Yandım yeteri kadar.

Zorla yazmak ve kabızlık

Yazmak ve Kabızlık

                Bazen bir şeyler yazmaya zorlanıyorum. Kendimi zorlayarak inatlaşıyorum illaki bir şeyler yazmak için. İşte böyle zamanlarda kendimi kabız olmuş adama benzetiyorum. Bu benzetme öylesine oturuverdi duruma. Hoşuma da gitti çünkü illaki bir şeyler yazmalıyım diye kendimi zorlamak kabız olup da saatlerce tuvalette bekleyip ama bir türlü doğru dürüst bir şey çıkarıp rahatlayamamaya eş bir durum. Ikınsan da sıkılsan da bir an geliyormuş gibi hissettirip sonradan cayan, adeta alay eden bir durum. Olmuyor, bir türlü dökülmüyor ancak zeytin çekirdeği gibi çıkması bile rahatlatıyor. Kızıyorsun, kan ter içinde kalıyorsun ama sonuç sıkıntı. Kızarak hayal kırıklığı içinde kalkıp gidiyorsun. İşte yazmak için kendimi zorladığım zaman durum bu.

Arınma

Arınma

Gözlerime üzülmüyorum,
                                                                 Aksine sevinçliyim de;      

Don ve Buz

Halk

Eğer soğuksa hava
Birileri don vadediyorsa halka

Perşembe, Temmuz 25, 2019

Kül ve Yağmur

kül ve yağmur


Hava sıcak mı sıcak,
Nem ağır,
Bir de içimde kor alevler var;
Yanıyor cayır cayır
Bendeki bağır.

Nefretin anası sevgidir

dost yarası
Nefretin anası sevgidir

                Nefretin anası sevgidir dersem büyük bir laf mı etmiş olurum acaba? Böyle bir cümle kurmama sebep ne onu da tam bilmiyorum aslında ama kurdum işte. İçgüdü mü desem, laf salatası mı desem bilmiyorum. İşin doğrusu bildiğim her şeyi de unuttum, karışık bir durum. Bir anda her şey birden gaz oluveriyor işte. İşte, işte işte. Bir sürü bilinmezlik demek “işte.”

İçimizdekiler


Kim bilir kaç kişi var
İçinde?

Perşembe, Temmuz 11, 2019

İyi bir ikiliyiz

yalnızlığımla ben

İki Dost

Yalnızlığımla konuşuyorum,
Dönmüş de bana ne diyor bilir misin?
“yalnız değilsin!”

Çarşamba, Temmuz 10, 2019

Neden Mazeret Üretiyoruz?


                Bizim toplumda sorumlu insanlar genellikle mazeret üretirler başarısızlık durumlarında. Sorumlu olunan alanda yaşanan olumsuzluk başaramayandan çok idareciyi ilgilendirir bence ancak ben bu yaşıma kadar altındaki personelin başarısızlıklarından kendisini sorumlu gören bir idareciye rastlayamadım. Her zaman alttakilerin başı yanar üsttekiler kurtulur hatta iyi oynamışsa ödül bile alır, terfi ettirilir sanki suçluyu ortaya çıkarmış gibi. Aslında tek suçlu vardır o da idarecidir.

Gülay'ın Gudubet’i ve Hayri'nin Şeyda Bülbülü


                “Geçmiş olsun Hayri, ne bu hal?” dediğinde Kutbettin olduğunu anladım sesinden. Epeydir görüşmemiştik. Şaşırdım da bir bakıma. Sabahın erken saatlerinde acilde karşılaşmak tuhaf geldi bana. Kafamı kaldırıp bakamıyordum, dikiş atılıyordu kafamdaki yaraya. “Sağol” diyebildim güç bela. Sesim de kısılmış sanki zorlandım o an. Aklımdan sana ne oldu demek geçti ama yutkundum, vazgeçtim sonra.

Pazartesi, Temmuz 08, 2019

Zorla okunan kitap

Fırlatılan Kitap ve İş

Sevemediğin bir kitabı okumak kadar zor bir durum haline gelir bazen hayat. İstemeye istemeye devam etmeye çalışır insan. Birkaç sayfadan sonra değişir belki diye umut bağlayarak kendisini kandırsa da fayda etmez yine de. Kısaca keyif vermez zoraki okumak. Hayat da öyle gelir bazen, tadı tuzu yoktur yaşamanın. Anlamsızlaşır her şey. Bu yüzden bir şeye başlamak zevk vermez.

Cumartesi, Temmuz 06, 2019

İnsan Ne İster?


                Basit bir soru, insan ne ister? Öyle değil mi? Eminim genelde benzer düşünce hâkimdir. Yani, cevap olarak “mutluluk” denilecektir aklı başında olan ve belli bir yaşam deneyimi olan insanlar tarafından. Ben farklı düşünenler tarafındayım. Nasıl mı?
            Baştan başlıyoruz soruyu sormaya. İnsan ne ister?

Cuma, Temmuz 05, 2019

Ücretini haftalık mı, aylık mı istersin?

anahtarı kayıp olan araba

Kayıp Anahtarlar

                1985-86 yıllarında Erzurum’un Karayazı ilçesinde içmesuyu şantiyesinde şantiye şefliği yaparken, kaldığım şehir otelinde çalışıyordu 11-12 yaşlarında bir delikanlı. Boy, kilo olarak normal sayılırdı akranlarına göre. Zekiydi de.
            Bir gün arabanın anahtarını kaybettim ve akşama kadar yaya dolaştım temmuz ayının kavurucu sıcaklarında. Karanlık basmak üzereyken otelin kapısına yaklaştığımda sigaramın kalmadığını fark ettim ve bakkala geri döndüm. Elli metre kadar geride kalmıştı bakkal.

Perşembe, Temmuz 04, 2019

Yazın, sadece yazın.

ne isterseniz yazın

Ne isterseniz yazın

                Çocuklar, bu gün sizden istediğim serbest olarak bir şeyler yazmanız. Ne isterseniz, ne hakkında isterseniz yazın; içinizden geçtiği gibi, hiçbir kurala dayanmadan, hiçbir kural olmadan. Yalnızca yazın istiyorum. Neler çıkacak bir görelim hep birlikte.

Türk Telekom’un Halleri

tamir edilemeyen telekom arızası

Türk Telekom’un Komiklikleri

                Bu yazımda bahsettiğim durumlar belli bir süredir yaşadığım durumlardır. Bir kurumun bu hallere düşmesinin altında yatan nedenleri düşünmek gerekli. Ne kadar basit ve ahlaki olmayan durumlara düştüklerinin resmidir adeta. Aynı zamanda memleketin durumunu ortaya koyan bir durumdur bana göre. Gün boyu hatta 24 saat internet nöbetindeyim. Merak etmeyin siz. Gelirse hemen yakalayıp yayınlıyorum yazımı.

Salı, Temmuz 02, 2019

İnsanın İçi Harmanyeri mi?

İnsanın İçi Harmanyeri mi?
insanın içi harmanyeri mi
Harmanyeri

                Bazı şeyler gelip oturuyor insanın içine, bir daha kalkmamasıya. Harmanyeri gibi, sahipsiz. Bir şey söyleyen olmuyor mu oturana? Bir sürü organ var, dalak, böbrek, yürek daha neler neler. Şu gönüle ne demeli, ya yürek? Hiçbirisi de rahatsız olmuyorlar da tek rahatsızlık duyan ben miyim yani?

Sabahın İlk Işıkları

Sabahın İlk Işıkları

                İnsanlar genellikle farkına varmazlar sabahlarda güneşin ilk ışıklarının ortaya çıkışının. Kesinlikle ihtiyar olmadıklarının kanıtıdır bu durumları. Hâlbuki yaşlanıldığında durum farklılaşır. Bir de ölümü yenmiş olanlar için farklıdır sabahın ilk ışıkları. Bu ilk ışıklar yaşam müjdesi verir bu tür insanlara. Yaşamın ne kadar büyük bir enerji kaynağı olduğunu anlamak için yaşam yokluğunu yaşamak gereklidir belki de.

Pazartesi, Temmuz 01, 2019

Yolculuk Nereye?

Yolculuk Nereye?

                Kimim, neyim, ne yaptım bu günlere kadar? Doğru muydu yaptıklarım, yanlış mıydılar? Yine aynı şeyleri yapar mıyım bu günkü aklımla? Kaçtım mı, kovaladım mı? Yıldım mı, savaştım mı? Kârda mıyım, zararda mıyım?.. Bitip tükenmeyen ve bir türlü verilemeyen cevaplarla dolu kafamın içi.