Cuma, Ocak 17, 2020

Evrim, Baston, Toplum, Köşe?

Evrim ve Baston

            Gecenin geç vaktinde bir şeyler okurken birden düşünmeye başladığım inşaat mühendisliği ve şekiller –dikdörtgen, kare, silindir, daire vb.- konusu oldukça aklımı karıştırdı edebiyat da eklenince içlerine.
            Şimdi sizler okurken “ne ilgisi var edebiyat ve şekillerin? Diye soracaksınız biliyorum. Çünkü ben de sordum aynı soruyu. Var hem de bal gibi varmış, düşündükçe ayırt etmeye başladım ben de.
            Öncelikle “edebiyat” ile ne anlatmaya çalıştığımı açıklamam gerek çünkü bilinen anlamların yanında ilave olarak bakış açısı, yazmak, yazım şekli, yazma düşüncesi, kültür, yanlılık, uzlaşmacılık gibi anlamlar da yükledim ben.

            Eğitim –örgün, yaygın, gelenek, görenek- insanı şekillendiriyor tüm yaşam boyunca. Daha ana karnındayken başlıyor aslında eğitim. Kavga, gürültülü bir ortamda hamilelik geçiren ananın doğurduğu bebekle tersi bir durumda bulunan ananın doğurduğu bebekler aynı olmayacakları biliniyor. Biri daha hırçın ve huysuz olurken diğeri daha sakin bir yapıda olduklarını okuduğumu hatırlıyorum. Yıllar öncesi bilgisi olduğundan kaynak ismi yazamıyorum şu anda.
            Sözü daha fazla uzatmadan şu köşeli ve köşesiz şekillere geleyim artık. İnşaat mühendisliği genellikle köşeli bir eğitimdir, her şey köşelidir genellikle. Döşemeler, kolonlar, kirişler, kısaca betonarme imalatı kolaydır belki de o nedenle köşeli şekiller seçilir. Örneğin bazı binalarda estetik bakımdan dairesel kolonlar kullanılmıştır.
            Böyle köşeli bir mesleki eğitimden ve yaşamından sonra hemen hemen her şey köşeli görünüyor insanın gözüne. Ya öyle ya da böyle. Başka üçüncü bir seçenek yok sanki. Matematik böyle diyor çünkü. Rakamların söylediğinin başka seçeneği var mı sanki?  
            Dünyaya böyle köşeli bakınca elbette diğer şekiller –daire, silindir, elips vb.- sanki yokmuşçasına gözden ıraklaşıyor. Ancak yaşamın hiç de köşeli olmadığı, tam tersine köşelerin yuvarlatılmış, daha yumuşak ve kolaylıkla kenarlardan birbirine atlanılıp bağlantı kurulduğu bir durum söz konusudur.
            Bu durumu en açık gösteren bastonlardır belki de veya bana öyle geliyor. Eğer baston silindirik bir yapıda –yuvarlak- olmasaydı bastonu kullanan yaşlının eli acıyacaktı. Neden? Çünkü bastonu kavrayıp adım atmaya çalışırken aktardığı yükün etkisiyle aktarılan yük bastonun tutulan yüzeyine eşit şekilde dağılmayarak köşelerin bağlandığı kenarlarda daha fazla hissedilecek ve dolayısıyla avuç içinde kavramaktan dolayı acı hissedilmesine yol açacaktır. Ayrıca kenarın keskinliği de elin damarlarındaki kan dolaşımına baskı yapmasından dolayı kanın rahatlıkla geçişini engelleyecektir. Dolayısıyla elde uyuşmaya yol açacaktır. Belki de bastonu ilk yapan bunları düşünmemiştir, belki de zamanla yuvarlatılmıştır, araştırmadım hiç ama büyük ihtimalle baston da evrim geçirerek son halini almıştır. Evrimden kurtuluş yok.

Toplum ve Köşe

                Yetişme tarzımız bizi şekillendiriyor, köşeli veya köşesiz oluyoruz düşünce açısından. Eğer sınırlayıcı bir ortamda yetişmişsek köşelerimiz daha fazla oluyor demektir. Çünkü her engel yön değiştirmemiz demektir. Ya da engeli yıkıp geçmek vardır. Ancak yetişme tarzına göre engeli kabulleniriz. Çok az insan bilinçli veya bilinçsiz edindiği bilgi dağarcığıyla farklı düşünmeyi seçer ve engeli aşmayı o zaman düşünür. Aşmak bazen oldukça uzun bir çaba ister.
            Toplumların yapısı da bireylerden çok farklı değildir. Bir toplumda ne kadar engelleri açmayı isteyen insan sayısı varsa o kadar kolay veya zor olur başka bir duruma geçiş. Bazen de çok kolaydır dairesel bir yapıda ise. Bu durumda döner durur dairesel olarak. Kör bir döngüdür bu dönüş çünkü başka yere çıkmaz. Dairenin noktaları boyunca dönüş esnasında kenar olmadığı için farkına varamaz geçişlerin. Ancak başka bir şekle atlamak gerekir veya daireyi büyütmek veya küçültmek gerekir.
            Edebiyat da üretim şeklidir. Düşünceler serpiştirilir her yanına. Serpiştirilen düşünceler köşeli veya daireseldir. Karmakarışıktırlar edebiyat –yazın- alanında. Şeklin kısmen netleşmesi bir yol gösterir mutlaka bazen bu yollar çıkmaza doğru yöneltir insanı tıpkı kör döngü gibi.
            Kör döngüye giren toplumlar başını kaldırıp bakamaz etrafına her zaman ya tepeye ya da ayaklarının dibine bakarak devam ederler yollarına. Toplumların yaşamında keskin kenarlar daima yumuşatılarak tıpkı baston gibi, yük daha kolay aktarılabilir ve taşınabilir. Dolayısıyla geçişler daha da kolaylaşır. Toplum yaşamında iki kere iki dörttür tarzı yaklaşımlar her zaman köşeli şekilleri andırırlar. Dolayısıyla başka seçenek olmadığı fikri kanıksanır ve kabul edilir. Bu nedenle de farklı seçenekler düşünme çabasına girilmez. Tek yapılması gereken köşeye varırken hareketin hızı düşürülür ve diğer kenara geçerken daha yavaş hareket edilir.
            Kültür içindeki köşeler, dini düşünceler, inançlar, gelenekten, görenekten gelen değer yargılarıdır. Yüzyılların getirip önümüze koyduklarıdır hepsi de. Eğer geçişin hızlandırılabilmesi diğer bir deyişle hızlı geçebilmek için diğer bir kenara, bu köşeler kısmen yuvarlatılarak yumuşatılması gereklidir. Aksi durumlarda yaşlandığımızda elimizdeki köşeli bastonu kullanırken ya avuç içimizdeki kan dolaşımı yavaşlayacak köşeli kenar engeliyle ya da acı hissedeceğiz. Dolayısıyla elimizdeki bastonu kullanmak bize kolaylık yerine acı verip duracaktır.
07.01.19-Halil Gönül

            
Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Evet dediğiniz gibi eğitim ya d şekillenme daha anne karnın dan başlıyor.Yazınız güzel ve akıcı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.