Cuma, Şubat 28, 2020

Zafer Dernek ve Şirket Kuruyor

Dernek ve Şirket Kuruluyor

                Zafer, emeklerinin boşa gitmemesi için dernek kurmaya karar verir arkadaşlarıyla beraber. Dernek kurulmasının arkasından tüm varlıklar bu derneğe bağışlanacaktı ve böylece tek hâkimi kendileri olacaktı. İlk anda dernek yöneticilerini belirlemekti bütün mesele. Geniş bir toplantı yaptılar ve yöneticileri seçtiler aralarından. Derneğin adını da belirlediler. “Sokakta yaşayan kimsesizler derneği” olacaktı ve kısaltma isim kullanacaklardı resmiyette. “SO-KİM DER” olarak kayda geçireceklerdi.

            Resmi işlemler için yanlarına bir yardımsever avukat almışlardı. Bütün işlerini avukat yönlendiriyor ve takibini yapıyordu. Avukat ücret almayacaktı bu çalışmaları için. Çok sevindiler bu duruma. Avukat kısa sürede gazete manşetlerine çıkmıştı bile. Meyvesini toplamaya başlamıştı emeğinin. Nutuklar atmaktan da geri durmuyordu birden sokak dostu olup çıkmıştı derken başka avukatlar da talip oldular derneğin avukatlığına.
            Adı yok zengin, ağalığını esirgemiyordu. İkinci bir barınak ayarlandı. Geniş bir depoydu bu. Mutfak kuruldu. Diğer barınağa da buradan yemek verilecekti. Şimdilik oldukça verimliydi ama daha çok kişi vardı sokakta. Hasta ve bünyesi zayıf olanlara öncelik verilmişti.
            Hem mücevher hem de banka soygununda iyi bir iş çıkarmışlardı. Kendi emekleriyle alınanlardı bu bağışların hepsi de. Daha arkası gelecekti. Başka hayırseverler türeyecekti ama beklenmesi gerekliydi dikkat çekmemek için. Tek dikkat çekmeleri gereken duyarlılık sağlamak için sokakça taleplerini karşılayacak ucuz eylemleri olmalıydı.
            Kış aylarında daha da yoğunlaşarak bu davranışlarını sürdüreceklerdi. Aynı zamanda yeni bir depo ayarlanıp burasını da atölyeye dönüştürme planları vardı. Sürekliliği sağlamak için bir şeyler üretmeleri gerekiyordu. Ellerinden ne gelirse hız vereceklerdi.
            Kışın ortalarına doğru küçük bağışlarını da bir araya getirerek önce küçük sayılabilecek bir depo satın aldılar dernek üzerine ve burasını atölye yaptılar. Marangozluk aletlerini temin ettiler. Bazı marangozlar ve mobilyacılar katkıda bulunmak istediler. Kısa sürede faaliyete geçti atölye. Güzel el işi ahşap oymalar ve mobilya üretiliyordu. Göz dolduran ürünler kapış kapış gitmeye başlayınca heyecan daha da arttı. Bazı büyük mobilya firmaları birlikte çalışmayı bile teklif ediyorlardı. Ham madde onlardan olacak üretim onların kontrolünde atölyede olacaktı. Pazarlamasını firma yapacaktı.
            Hiç kimsenin ruhu duymadan tereyağından kıl çeker gibi döviz büroları ve kuyumcu soygunundan sonra durum oldukça rahatlamıştı. Soyulan yerlerde özellikle bırakılan devrim sloganları olan yazılar oldukça işe yaramıştı. Manşetlerde yine devrimciler vardı. “İyice azıttı bu devrimciler. Defterleri dürülecektir tez zamanda” diye nutuklar çekiyordu siyasiler ve polis başları.
            İstanbul tamamdı ama memleketin diğer yerlerinde epeyce vardı ulaşılamayan sokak sakini. Duyanlar ne yapıp edip kendilerine ulaşıyordu ama bu durumu çözmeye yetmiyordu. Derneğin şubesini açmaya karar verdiler birkaç büyük şehirde. Yalnızca irtibat sağlamaya yönelikti ilk etapta. Tek yerde yoğunlaşıp güçlerini dağıtmayacaklardı. Üretim daha da genişleyecek ve çeşitlenecekti.
            Üretime katkısı olanlara kardan belli bir miktar pay verilmesine karar verildiğinde bayram havası esmişti dernekte. Bir ticari şirket gibiydiler sanki. Heveslenen başkaları da oluyordu bitip tükenmeden. Kimisi çıraklık yapıyor öğreniyordu kimisi de başka işlere yönelip deneme yapıyorlardı.
            Bu arada okul çağında çocuklarda vardı aralarında. Öncelikle bu çocukların okula gitmesi sağlanmalıydı. Kampanya başlatmaya karar verdiler. Çocukların eğitim masraflarını karşılayacak hayırseverler çok olunca çocukların hiç birisi de boşta kalmadan okullarına başladı. Oldukça başarılıydılar. İlk yıllarda oldukça bocalasalar da sonradan hızla toparlanıp yoğunlaştılar derslerine.
            İlk üniversite mezunlarından bir fikir atıldı ortaya. Şirket kurup ticarete atılmaktı amaçları. Şirket dernek çatısı altında olacaktı gayri resmi de olsa. Hep birlikte üretip birlikte çalışacaklardı. Çöplerden yeni bir sanayi kuracaklardı. Tüm çöpleri toplayıp ayıklayarak değerlendireceklerdi ham madde olarak.
            Zafer heyecanla kabul etti. Bütün hızlarıyla başladılar faaliyete. Artık hiç kimse işsiz güçsüz olmayacaktı aralarında. “çöpçüler iş başına!” demişti yerinde hoplayan Zafer. Kısa sürede yardımlar alınarak yeterli sermaye de denkleştirilerek şirket faaliyete geçti. “SO-KİM-ÇÖP LTD.” idi şirketin adı. Çöp ayıklama tesisi en büyük barınaklarının yakınında çarklarını döndürmeye başlamıştı.
            Zafer devrimi gerçekleştirmişti. Göz önünde olmak istemiyordu. Tüm arkadaşlarını toplayarak duygularını açtı onlara. Her birisine teker teker sarılıp öpüşerek kendi köşesine çekilmek istediğini belirttiğinde hepsinin çehreleri düştü bir anda. Hiç beklemedikleri bir durumdu bu. Önce ağız birliğiyle itiraz ettiyseler de bir süre düşündükten sonra şartlı olarak kabul ettiler. Gözden tamamen kaybolmayacaktı Zafer, ne zaman arasalar kendisine ulaşabileceklerdi ve her türlü birliktelikleri devam edecekti. 

Devam edecek...

Görsel: Sokak çocukları banka kurdu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.