Perşembe, Mayıs 11, 2017

Fiji adasında bebekler hiç ağlamazmış, neden?

Bebek-Anne
Hiç ağlamayan bebekler

                Merhaba sevgili misafirler,
                Bu yazımda hiç ağlamayan bebeklerin sırrını paylaşacağım sizlerle. Neden böyle bir şey yazdığımı sorarsanız: Sevgili Eylül annesi nin linkteki yazısını okuduğumda aklıma geldi.
                Sevgili “Eylül annesi bence de haklı sitemlerinde, ancak benim burada belirtmek istediğim konu sevgili “Eylül annesi” nin yazdıklarıyla ilgili tartışmak değil, aksine yazılarını okuduğumda yıllar öncesi tesadüfen okuduğum bir yazı aklıma geldi ve aklımda net olarak kalanları yazmak istememdi.
                Yazının başlığından da anlaşıldığı üzere, Fiji Adası’nda bebekler, bebeklik dönemlerinde hiç ağlamazlarmış ve ağlamak nedir bilmezlermiş. Bebeğin ağlaması da yadırganırmış oldukça.
                Peki neden ağlamazmış oradaki bebekler?
                Aslında çok basit. Çünkü: Bebeklerin bebeklik dönemlerinde belirli ihtiyaçları vardır. Bunlardan en önemlisi de güven duygusudur. Aslına bakılırsa tüm insanlar için geçerli olan bir duygudur güven.
                Bilirsiniz bebek ilk doğduğunda annenin kucağına tutuşturulur hemen. Daha doğar doğmaz annesinin kokusunu sindirir içine ve telepatik bir bağ kurar annesiyle. Bu bağ ömrü boyunca da devam eder.
                Diğer familyamıza ait canlılarda da benzer bir durum vardır. İlk doğan yavruları hemen anneleri yalar, temizler ve emzirir.
Yeni doğan tay ve annesi
                Bebeğin ağlaması için birkaç sebep vardır, bunlar: Herhangi bir rahatsızlık, altının ıslaklığı ve açlık. Bu üç durum dikkate alındığında pek şikâyeti olmaz bebeğin, annesinden uzakta kalmaktan başka. Annesinden uzak kalan bebekler de annesinin kokusunu algılayamadıklarında tedirginlik yaşayıp mızmızlanmaya başlarlar. Zaman ilerledikçe baba kokusu ve baba enerjisi tanınmaya başlar. Bu durum sarılıp, okşanmakla ve yakın olmakla direkt ilgilidir. Ancak babadan çok ilk göz ağrısı anneleridir. İstisnasız her zaman annelerini tercih ederler. Anneleri yanlarında olduğu zaman kendilerini daha rahat ve güvende hissederler. 
                Geleyim Fiji adasındaki bebeklere. Elbette o bebeklerinde başka yerdeki bebeklerden hiçbir farkı yok ancak oradaki bir uygulama, her yerde olandan çok daha farklı ve uygulanabilir duruma gelmiş; bütün insanlar da kabullenmiş uygulamayı.
                İlk bir yaşına kadar bebekler annelerinin sırtından indirilmezmiş. Nedeni ise: bebek isteğini kıpırdanmaya başlayarak, yani huzursuzlanmaya başladığı zaman daha ağlamaya meyillenmeden hemen anne durumu anlayıp bebeğin ihtiyacını giderirmiş. Açsa emzirir, altı ıslaksa altını değiştir, bunlarla yetinmezse bebek sızlanmaya veya huzursuzluğunun devamında rahatsızlığı araştırılıp giderilirmiş en kısa zamanda.
                Dolayısıyla bütün ihtiyaçları anında karşılanılan bebekler de ağlamak için bir neden bulamazlarmış.
                Bizde oldukça ters bir uygulama hakimdir, “Bebeği kucağa alıştırmayacaksın.”  Ben annesinin sırtına sarmadım ama, açlık aralığını belirlediğimde ona göre çetele tutmuş ve her iki saatte bir sütünü vermiştik gece gündüz demeden. Özellikle geceleri nöbetleşe yapıyorduk bu işi. Anne sütü olmadığı için de biberonla besliyorduk. Dolayısıyla ihtiyacı zamanında fark edilip karşılanan bebekler fazla ağlamaya ihtiyaç duymuyor ben de fark ettim. Bizim oğlanın fazla ağladığını pek hatırlamıyorum. Ancak bir aşıdan sonra ortalığı yıkmıştı bir yaz gününde ve salonun ortasını buzluğa çevirmiştim, leğenler içinde buzlarla doldurarak. Baktım olmuyor, kucaklamak için kolundan tuttuğumda birden arttı huzursuzluğu ve ağlaması. İşte o an fark ettim ki kolundaki aşı yeri şişmiş ve morarmış. Üzerindeki kıyafet sürttükçe ağrıyor, yere dokununca veya biri dokununca basıyordu yaygarayı.
                Hoşça ve sağlıkla kalın. 
                11-05-2017-1526
                Halil GÖNÜL 
Görsel:Pixabay.com

16 yorum:

  1. Bende ufak doğan bir bebek olarak hiç anne sütü emmedim zamansız doğmuşum 7 inci ayımda :) 1 ay hastahanede bakımda kalmışım anne görmeden ve annemde beni görmeden kucağına almadan :) sonra beni anneme vermişler. :) Bu çocuk hiç huzurlu olur mu :) haliyle büyümem biraz zor ve evdekilere sabır isteyen bir hale gelmiş :) Biberon gelsin diye ağlarmışım bieron bitince yine ağlarmışım. :D ehehe Güzel yazı elinize sağlık. Her milletin insanının evladını büyütüş şekli farklı oluyor. Bizimde öyle batının evladını büyütme ve yetiştirme şekli farklı doğununda. Ancak çocuk her yerde her ülkede çocuktur, masumdur.
    Saygılar.
    Fakir Yazar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili Fakir Yazar, haklısınız. Ne yazık ki yaşam süremizde bazı şanssızlıklar yaşanıyor. Ama şanslısınız ki: Bir anneniz ve aileniz var. Güven duymak biraz zaman almış belki de ama her şeye rağmen yaşam devam ediyor öyle değil mi?
      Teşekkür ederim nazik ziyaret ve yorumunuz için. Hoşça kalın. Sevgi ve saygılarımla. :)

      Sil
  2. Eskiden bizim kadınlarımızda sırtına sarardı bebekleri. Şimdilerde annelik de evrim geçirdi. Ruhsuz bir şey haline dönüşmeye başladı ne yazık ki. Çocuklarda eğitilebilir, koşullandırılabilir canlı metalar halini alıyor. İlginç bir yazı olmuş, kaleminize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  3. merhaba sevgili Süleyman ÖZKAN, teşekkür ederim nazik ziyaret ve yorumunuz için. haklısınız; zaman içinde çok şey değişiyor. Değişimlerin çoğu sorgulamaya açık bence de. Hoşça kalın.

    YanıtlaSil
  4. ah ne güzel işte bak ada gibi yok. adada yaşamk en güzeli zaten. büyükadam geldi şimdi bir büyükada yapmalı :)

    YanıtlaSil
  5. Dün bende araştırdım bu adayı hakikaten çok ilginç bir durum ya hatta eşim hadi o adaya tasinalim dedi 😊 paylaşım için teşekkürler ☺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de gidecektim ama eşimi razı edememiştim o zamanlar. :)

      Sil
  6. Dün bende araştırdım bu adayı hakikaten çok ilginç bir durum ya hatta eşim hadi o adaya tasinalim dedi 😊 paylaşım için teşekkürler ☺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili Eylülannesi. Rica ederim, yararlı olabildiysem sevinirim. Hoşça kalın.:)

      Sil
  7. Halil bey güzel bir yayın olmuş,bloğunuzu Handan b olarak takipteyim. Ben de adanın kerameti mi var diye düşünürken, marifetin uygulamadan kaynaklı olduğunu anlıyoruz. Söylediğiniz gibi, bize pek uygun olmayan bir uygulama, gerçekten de her istediği anında yerine gelen bebek ağlamak için neden bulamamıştır:).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili +gooogoook. Nazik ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim. Haklısınız. :)
      Hoşça kalın.

      Sil
  8. Güzel bir yazı olmuş araya hatıralarınızı da katmanız ayrı bir tat vermiş. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili +Ferhat Uğur BAYRİ.
      beğendiğinize sevindim, teşekkür ederim. :)

      Sil
  9. Sadece fiji adasında değil tüm dünya da bebekler,çocuklar ağlamasın. Güzel paylaşımınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili +İlknur Han.
      Güzel dileğiniz için teşekkür ederim. Dileğinizin gerçek olması temennimle, hoşça kalın. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.