Seçim
Neredeyse beni de kendi safına çekiyordun bir zamanlar.
Biliyorsun, çok zaman seninle birlikte yok olmak istedim ben de ama çok
istediğim bir durum değildi bu durum. Senden oldukça etkilendiğimi itiraf
emeliyim. Zayıf davrandım çünkü duygular beni de sürüklemeye başlamıştı. Çok
çırpındım sürüklenirken. Yön belliydi ama çok fazla ayak direyemiyordum o
zamanlar. Ama şimdi çok şeyin değiştiğini net görebiliyorum. Artık duygularla
adım atmaya hiç mi hiç niyetim yok.
Eğer sensiz olacaksam kalan zamanımda, sensizliğe de
katlanmak için gereken çabayı göstereceğim. Bilirsin beni, halledebilirim ama
ne benim istediğim gibi olur ne de senin istediğin gibi. Eksik olur her şey,
anlıyor musun bu durumu Zafer? Ben eksikliklere katlanmayı seçiyorum. Bu
cehennem azabından daha da iyi olacağına eminim.
Belli mi olur, ileride her şey birden değişiverir belki de.
Hani diyorlar ya bazen, şans güldü yüzüme en sonunda diye, işte öyle, belki de.
Belki de, her ne kadar da olumsuzluk, umutsuzluk barındırsa da içinde ben o
olumsuzlukları ve umutsuzlukların hepsini de tersine çevirmeye varım, gerekirse
tek başıma. İşte bu sana en son söyleyeceğim.
Ne kadar da kötü bir durummuş bir bütünün yarısı olmak. Bu
yüzden bağımlılık hiç de hoşuma gitmedi zaten oldum olası. Ne yazık ki gerçek
hayat bu işte, bazı durumlarda tercih hakkı olmuyor insanların. Ana ve babanı
seçemiyorsun örneğin, kardeşini veya kardeşlerini de. Seni diğer yarım olarak
seçme hakkım olsaydı eğer zamanında eminim seçmezdim seni. Ben yine kendim gibi
bir diğer yarımı seçerdim, en azından denerdim. Şimdiyse sen başka ben başkayız
ve bir araya gelemiyoruz bir türlü. Belki uzak bir gelecekte sen duygularını
bastırıp onlara galip geldiğinde yine birlikte hareket edebileceğimizi hala
düşünüyorum. Ama senden istediğim tek şey bir an önce hallet bu duygu meseleni
ve ben fazla uzaklaşmadan senden tut elimi. O günü sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Ben yanında olmadan kendini yok edemeyeceğine göre elimden tutmasan da bir
yerlerde de olsa ayrı ayrı yaşayacağımızı biliyorum. Daha fazla bir şeyim
kalmadı diyorum her seferinde ama umut işte, illaki bir şeyler çıkıyor belki
ikna edebilirim diye. Ben biliyorum ki, her ne kadar da söyleyecek bir şeyim
kalmadı, bu son desem de yine bir şeyler çıkacaktır mutlaka. Ne yapayım benim
de kötü huyum bu işte. Çaba, emek, gayret… Elimden ne gelir ki başka? Hep umut, belki!..
Zafer, sen kendine acındırmak mı istiyorsun? Ben diğer yarın
olarak yeterince acıyorum zaten ama başkalarından bekleme bunu çünkü hiç kimse
acıyamaz sana. Neden mi? Çünkü yeterince uzaksın herkesten, kendinden bile.
İşte bu yüzden acınmayı bekleme. Hem acıyan olsa ne kazanacaksın? Gururun mu
okşanacak, yoksa duyguların mı tamir olacak? Benim acımam yeterse eğer oldukça
fazla acıyorum sana. Gerçekten acınacak haldesin. Elden ayaktan düştün, hiçbir
şeye yaramıyorsun artık. Bırak bir işe yaramayı, tam tersine ayak bağı
oluyorsun.
Görsel: H. G.
elinize emeginize saglık güzel olmuş
YanıtlaSilKalemyazar, teşekkür ederim.
Sil