Çarşamba, Şubat 22, 2023

Saffet ve Sadık-5

kuzu

Ho, ho oğlum hooooooo!

            Saffet ve Sadık bir süre birbirlerinin gözlerine bakınıp durdular. İkisinin de aklından geçenler, yüreklerinde akanlar neredeyse aynı şeylerdi. Yaşamlarının çoğunluğunu şehirde geçirmiş olsalar da köyde geçen çocukluklarını an be an hatırlıyorlardı. Yeter ki bir dürten olsun kıyısından köşesinden. Hazır kıta, kapıda fırlamayı bekleyen askerler gibi anıları.

            Analarının bir kadın olarak ne kadar saf ve içinde kötülük barındırmayan düşüncelerinin olduğuna inanırlardı daima. Halen de öyleler. Anaları kimse hakkında kötü bir kelime söylemedi kendilerine. Ne erkekler hakkında ne de kadınlar hakkında. Kocalarıyla kavgalarına da şahit olmadıklarını düşününce epeyce şaşırdılar. Tekrar tekrar başa sarıp izlediler anılarını.

Analarıyla babalarının tek tartıştığı durum, nohut ekerken öküzün birinin çiziden çıkması hadisesidir. “ho, ho oğlum hoooo!” dedi mi kadınlar sabanın önünde, çiziden çıkan öküz de tekrar çiziye döner, kadife bir ses duyunca. Anlaşılan öküzler bile sese hasret kalıyor çift sürerken. Türkü çığırırken her şey yolunda gitmesinin nedeni anlaşılıyor böylece.

            Köy yaşamında kadınlar genellikle derleyip toplayıcıdırlar. Evin düzeni, ev ahalisinin düzeni ve bakımı kendisinden sorulur. Arada şikâyet etse de fazla üstelemez. Bir tür nazlanmadır, kıymet bildirmek için. Erkek babasına, kız anasına yardımcıdır. Çocuklar çıraktırlar yuvadan uçuncaya kadar.

           

ilgi

Sadık ve Saffet aynı ailede büyümüş gibi yaşamları hemen hemen birbirine denktir, ne bir eksik ne bir fazla. Terbiye tek tiptir adeta. Doğru ve dürüst olacaksın, büyüklere saygılı olacaksın, sözlerinden çıkmayacaksın. İtirazın olursa saygılıca uygun bir dille anlatacaksın… Kızlar korunacak,  kimin kızı olup olmadığına bakılmaksızın… o yüzden Sadık kendi kız kardeşi olmamasına rağmen Saffet’in kız kardeşini kendi kardeşi gibi görmüştür.

            Köylerde yaşayanlar genellikle akrabalık bağlarıyla bağlıdır. Bazıları uzak bazıları yakındır. Radyo ve televizyon çıkalı akraba evliliklerinin iyi bir şey olmadığı bilinir oldu. Dikkat edilmeye çalışılırdı. Saffet ve Sadık okul yıllarında yapmışlardı seçimlerini analarının dedikleri doğrultuda; okumuş, bilgili, ince belli, boyalı dudaklı, al yanaklı tatlı dilli kızlar seçmişlerdi hiç ileri geri düşünmeden.

            Daha ilk başta evlenmeyi kafalarına koymuşlardı ilk konuştukları kişileri. Analarının dediklerinin o kadar da doğru olmadıklarını kısa sürede anlamışlardı. Özellikle “tatlı dil”  ve “bilgi” konusunda. Olsun, alın yazıları sonuçta, katlanılacaktır şikâyet etmeden. Hele nur topu gibi şirin şirin bebekler doğurdular mı değme keyiflere. Cümle âlem sevindirik delisidir gayrı. “içi seni yakar, dışı eli” denilen tatlı gibidir yaşam.

Devam edecek...
Görsel: hg

2 yorum:

  1. Serinin önceki paylaşımlarını da okumak isterim müsait bir zamanda. Kaleminize sağlık çok akıcı.

    YanıtlaSil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.