Mantar |
Farkındalık
-Buna
da hayat mı denir? Ne kadarı senin bu hayatın?
Ne
var hayatımda ya? Yaşayıp gidiyorum işte kafama göre. Ne zaman ne istesem
yaptım, kime yardım etmek istediysem de yaptım. Hem kime ne bundan, hayat benim
değil mi; ne istersem onu yaparım ve de nasıl istersem öyle harcarım kime ne?
Bir
sinirle kalktı yerinden ihtiyar ve elinin tersiyle bir şey iter gibi yaparak
adımlarını hızlandırarak yürümeye başladı. Tam da onu seyretmek için kafamızı
çevirdiğimiz anda bir başka yaşlı adam yakaladı onu kolundan ve olduğu noktada
çevirdi birden. Biz de şaşırdık o çevikliğine.
Siz
bu adama yaşlı mı diyorsunuz yani! Diyerek yanımıza oturttu tekrar adamı ve
kendisi de hiçbir şey sormadan oturdu yanına, bizleri tek tek süzmeye başladı. Süzmesinden
rahatsızlık yaşamaya başlamıştık ki:
-Söyle
azizim, ne zamandan beri görüşemiyoruz biz?..
-Dur
duuuur, başlamadan şu kahveleri söyle bakalım da ödeşelim seninle; bu gençler
de içerler herhalde öyle değil mi gençler?
Kahveleri
söyleyen ihtiyar, yanındaki ihtiyara bakarak gülmeye başladı ve gençleri
göstererek alaycı bir gülümseme fırlattı:
-Azizim
bu delikanlılar benim hayatımı demode bulmuşlar, sen ne dersin peki? Dedi onun
dizine bir şaplak yapıştırarak.
-Azizim,
ben senin hayatına bir şey diyemem ama kendi hayatım için bir şeyler
söyleyebilirim. Sen onların kusuruna
bakma bence çünkü onlar daha neyin ne olduğunun bile farkında değiller. Yaşadıkları ölü zamanlarına hayat diyorlar
henüz.
Hayat
dediğin bilinçli ve istekli seçimlerden ibarettir. Kararlar alırsın ve hatalar
yaparsın sonuçta da faturalar ödersin. İşte o faturaların en altındaki çizginin
altındakiler yaşam demektir. Ha haa hah! Anlatabildim mi bilmem?
Arada
bir gençlere göz atarak konuşmalarına devam ettiler bir taraftan da kahvelerini
höpürdetip kahkaha atmaya başladılar ve biz ne olduğunu anlayamamıştık. Alınmadık da değil hani!
-Biz
neden farkında değilmişiz yaşamımızın? Diye çıkıştım birden asık suratla ve
hiddetle!
-Sizin
önünüzde şimdilik çizilmiş bir yolunuz var ve siz bu yolda yürümeye devam
edeceksiniz bir süre. Herkes de aynısını yapar. Biz de aynısını yaptık çünkü. Okuyacağız
dedik okula gittik, şu ihtiyacımız var dedik karşıladı ailemiz ve okul bitti. Askerlik yaptık ve de artık bir iş yapmamız
gerekti işe girdik. Buraya kadar tamam mı?
Buraya
kadar her şey fena gitmedi. Sonrasında evlendik, çocuk sahibi olduk, kariyer
yaptık, fedakarlıklarda bulunduk. Fedakarlıklarda bulunduk, bulunduk da
bulunduk anlayacağınız. Buradan sonrası kendi yaşamımdan bahsedersem eğer;
bulunmaz olsaydım.
-Anladım
ki yıllar, yıllar sonra: Yaşadığım hayat benim hayatım değilmiş, başkaları
adına yaşamışım ve başkaları benim hayatımı benden kiralamışlar ve istedikleri
gibi tepe tepe kullanmışlar posası kalınca da bana geri teslim etmişler ve ben
bunun farkına yeni vardım iyi mi! Hayatım mantarmış anlayacağın. Başka şişelerin ağzını kapatmaya yaramışım.
-Azizim
neler söylüyorsun sen bu gençlerin önünde böyle.
-Azizim
sen kafana takma, anlamamışlardır zaten ne dediğimi. Onların anlayacağı zaman
da gelecek mutlaka. Bizim zamanında fedakârlık dediğimiz kavramlar biraz fazla
abartılı kaçmış. Belki de şartlar öyle gerekiyordu. Bazen soruyorum kendime de
gene aynı cevapları veriyorum; anlayacağın aynı şeyleri aynı şartlarda aynı
şekilde yaparım. Arada bazı şeyleri
değiştiririm tabii ki. Örneğin sevdiğim şeyleri yapmak için kendime zaman
ayırırım. Bir kızla el ele dolaşmak mesela, onunla dondurma yemek. Hani şu ince
söz yüzükleri var ya! İşte ondan takıp bir süre el ele dolaştıktan sonra
karşısına geçip yüzüne sırıtarak “Evlen benimle” demek isterdim…
-Anladım
azizim anladım! Desene biz harada gürede koşturmaca geçtik yollardan ve toz
duman içinde arkamızı da önümüzü de görememişiz…
-Azizim?
Bu akşam halaya ne dersin?..
-Canıma
minnet derim azizim ne diyeceğim.
Masanın
hesabını masanın üzerine fırlatıp ayağa kalktılar ve kol kola girerek halay
çeker gibi devam ettiler yollarına hiç arkaya bakmadan.
06-06-2017-1720
Halil
GÖNÜL
Görsel:Pixabay.com
hep başkalarının hayatını yaşıyoruz zaten
YanıtlaSilMerhaba, sevgili +Lerzan Kara.
SilSiz de mi öyle diyorsunuz? :)