Perşembe, Nisan 01, 2021

Zafer kime karşı savaşıyor?

zafer

İki Ayrı Kişiyiz

                Zafer, seninle aynı bedende iki farklı kişi gibiyiz öyle değil mi? Birimiz ölümü, diğerimiz yaşamayı seçiyor. Ölümü seçen sensin yaşamı seçen de benim. Her ikimizi de yöneten aynı beyin oysa.  Bu nasıl oluyor dersin?

Bak söyleyeyim sana. Beynin sağ ve sol yanı yok mu, işte onlardan bir yanı seni diğer yanı da beni yönetiyor gibi. Aralarında iki yanı bağlayan bir köprü var, o köprü yeterince çalışmıyor sanıyorum. Eğer çalışsaydı benim dediklerimi sen duyardın ve duyduğunda da dikkate alırdın. Duyuyorsun eminim ancak seni engelleyen bir durum olmalı, o durum da mutlaka köprüyle ilgili.

            Biliyorsun sende, sol yan analizci deniliyor. En ince detaya kadar analiz edip kararlar veriyor. Hani matematik beyin denilen yan. Galiba o yan yani sol yan benim ki iyi analiz edip yaşamı seçiyorum. Sen ise fazla analiz etmeyip duygusal takılıyorsun ki sağ beyinin yaptığı iş budur.  Duygulara yenik düşüyorsun her zamanki gibi.

            Bu bataklıktan ve yıkkınlıktan birlikte kurtulabilmek için ikimiz birlikte ortak kararlar alıp ayağa kalkmamız gerekiyor Zafer, başka yolu yok bu işin. İkimiz birbirimizle savaşamayız. Bu savaş her ikimizi de yıpratıyor ve kazanmamız mümkün değil. Tek taraflı bir kararla bu işin bir kazananı olması olasılığı yok. İyice yerleştir bunu kafanın bir yerine.

            Bak sana bir şey hatırlatayım. Sen de hatırlıyorsundur mutlaka ama yine de ben konuyu açacağım belki yardımı olur diye. Hani bir yıl kadar önce koltuk altında, badem içi kadar büyüklüğünde bir sertlik oluşmuş da duş yaparken farkına varmıştık. Hatırladın mı?  İlk zamanlarda önemsememiştik ağrısı sızısı yok diye ama bu sert yumru bildiğimiz bezelere benzemiyordu, koltuk altı çukurluğunda değil biraz yan tarafta adeta kaslara yapışık bir hali vardı. İşte bu durumu fark edince içten içe huylanmaya başlamıştık ve kanser belirtisi olabilir mi diye düşünmeye başlamıştık. Ancak bu düşüncemiz net değildi.

            Sen doktora gitmeyi reddetmiştin ben de fazla üstüne gitmek istememiştim ne de olsa sen kadar olumsuz bakmıyordum. Aradan epeyce zaman geçtikten sonra bir gün sabah kalktığında hafifçe bir ağrı hissetmiştik o yumrudan dolayı ve el atıp baktığımızda ise yumru daha da büyüyerek ceviz kadar olmuş ve yuvarlak bir hale dönüşmüş. Ancak dokunulduğunda alabildiğine acı veriyordu. Yine kötü düşünen ama aldırış etmeyen sendin. Ben ise doktora gitme taraftarıydım neyse sorun daha erken öğrenmenin faydası olabilirdi bize çünkü.  

            Ne yalan söyleyeyim, işte o gün ben de seninle aynı şeyi düşündüm evet dedim, bu bir kanser belirtisi ve hızla büyüyerek yayılmaya başladı. Sen tamamen ölüme teslim olup tamam, geldi işte o gün, son zamanlarım, sayılı günler kaldı artık diye düşünmeye başlamış ve kendini hazırlamaya çabalıyordun son zamanlara. Ben ise bu durumu fazla kabullenen biri değildim. Gece yattığım zaman içimden kendimi motive ederek moral ve umut vermeye çalışıyordum vücuda sen yenersin, sen kendini tamir edebilirsin… gibi ifadelerle içimden sürekli tekrarlayarak uyuyup kalıyordum ve karışık rüyalar da görüyordum bu arada.

            İlk defa hayatımda ölüm duygusuna rastladığımı düşünüyordum kanser duygusunu yaşadıkça. Demek bu kadar yakın her şey ve işin kötüsü bu durumlardan kurtulan çok az şanslı kişi var ve onlar da sınırlı bir yaşam sürerek hayatlarının sonuna hızla yaklaşıyorlardı. Yani kaçış yoktu. Bu duygu beni kamçıladı, teslim olmaya niyetim yoktu sana rağmen. Sen tamamen teslim olmuştun. Arada bir yaşamdan yana tavır düşünsen de anlık bir durumdu o taraftarlığın.

            Anlıyordum seni veya anladığımı düşünüyordum diyelim en iyisi. Duygularını belli etmek istemiyordun bu yüzden de açığa vurmaya niyetin yoktu. Her şeyi kendi içinde yaşayıp tüketmek istiyordun. Kimse de seni ilgilendirmiyordu. Arkandan üzülenin bile olsa anlık olarak etkileneceklerini düşünmen seni kolay vazgeçmeye yönlendirmeye yetiyordu. Ancak ben sen gibi düşünmüyordum.

Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

4 yorum:

  1. Bir durumda kendinizden kolayca vazgeçmeme tavrını seviyorum. Endonezya'dan selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Himawan Sant, merhaba. insanın kendinden vazgeçmesi çok nadirdir diye düşünüyorum. :)

      Sil
  2. yazınız benii çok etkiledi. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.