İntihar isteği
Zafer gitgelleri arasında boğulmamak için direncini güçlendirmeye çalışmalıydı. Ölüm isteği çok güçlü bir duygu, yaşam isteği de öyle.
İntihar eden insanlara hak vermemek mümkün değil. Bir anda her şey değişiyor ve insanı kontrol altına alıyor bu olumsuz duygular. Arada ortaya çıkan olumlu duygular ilk zamanda hiç hissedilmemesine rağmen zamanla seyrek de olsa ortaya çıkıyorlar ama çok cılız oluyorlar. Yaşama isteği güç kazanabilmesi için
mutlaka bir başka yaşama bağlantısı olması gerekli insanın. Kendini feda
edebileceğini düşünebileceği insan veya insanlar olmalı. Ayakta kalabilmenin,
yaşama tutunabilmenin tek yolu budur. Anlamsızlaşan yaşama anlam katabilecek
tek neden işte bu kendini adama isteği uyandırın ve kendisine ihtiyacı
olanların olabileceğini düşündüren insanların olması tek yaşam kaynağı.
Tükenen ve bir daha üretilmeyen
enerji kaynağının tek üreteci adanmak, kendini adamaya değecek sevilen varlık
veya varlıkların olması önemli.
Zafer, düşünceleri arasında gidip
geliyor ve düşüncelerini olumsuzlayacak düşünceler üretiyordu kafasının içi.
Eğer insanları ayakta tutan, bir başka sevdikleri olmasıysa o zaman çocukları
olan, hatta bebek denilebilecek yaşlarda olan bazı insanların intiharına ne
demeli?
İnsanın bir amacı olabilmeli,
kendisine hedef koyabilmeli en olumsuz anlarında bile. Galiba bu gerekli ilk
andan itibaren. Ancak böyle olması durumunda kontrolü kötü duyguların eline
tamamen geçmesine engel olunuyor.
Yaşamın içinde, işi, gücü olan bir
sürü örnekler yaşamına son veren, öyle değil mi Zafer?
Oğlum Zafer, bırak artık şu savaşı
ve ayağa kalk. Herkes kendi yaşamından sorumludur. Unutma bunu. Başkalarının
hayatını incelemek, düşünmek sana mı düştü? Sen kendi hayatına bak ne kadar
rezil ve bitkin olduğunu görüyorsundur öyle değil mi, yoksa görmüyor musun?
Kendi başını düzemeyen gelin başı düzmeye kalkarmış derler bilir misin Zafer?
Zafer, şunu aklına sok; ölüm, anlık
bir durum. Yaşamsa daha uzun soluklu bir durumdur. Eğer yaşam denilen uzun
soluklu bir yürüyüşe cesaretin yoksa ancak ölüm denilen hiçliği seçersin ve
bitirirsin her şeyi kendin için de seni sevenler için de. Ölümü seçmekle seni
sevenlerin elinden, onların izinleri olmadan sana dayalı yaşam sevinçlerini,
hayallerini de almış olursun sadece. Sen
kurtulursun yaşamın savaşılması gereken zorluklarından ama sevdiklerine sensiz
geçecek daha zor bir yaşam bırakırsın sadece. Anlıyor musun bu durumu. Hakkın
var mı peki sevdiklerinin veya sevenlerinin ellerinden onların izinleri olmadan
bir şeylerini almaya.
Şimdi anlıyor musun yaşamanın
gerekliliğini? Kendin için olmasa bile sevdiklerin ve sevenlerin için. Hiç yok
mu? Belki de vardır, bir düşün. Dön bak arkana. Belki de saklı gizli
yerlerdedir. Kalbinin derinliklerine bir bak istersen. İnsanın en büyük
sermayesi hep kalbinin derinliklerinde saklıdır. Bul o sermayeyi. Sevgi
sermayesidir oradaki sermaye. Yokla, yokla Zafer. Ayağa kalkman için gerekli
olan da bu galiba.
Galiba bu kötü gidişin sonuna
yaklaşıyorsun Zafer oğlum. Kendi içindeki kendine yabancı bir başkasının
kontrolünü devreden çıkarmaya başlıyor gibisin. Bunun farkına varmanı o kadar
çok istiyorum ki. İçindeki insan dışarıdaki havayı koklamak istiyor ama sen
izin vermiyorsun ona. İzin verdiğin anda değişeceksin sen de. Bunu istediğini
biliyorsun sende ama kendinle savaştan hala geri duramıyorsun.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.