Cuma, Ocak 07, 2022

Denge

agirlikMerkezi

kral ve kraliçe

            -Kim ne derse desin, buraya kadar. Bundan sonra kafama eseni yapacağım.

            Çocuklarından sık duyar oldu bu cümleleri. En son oğlunun söylediklerini kızının da destek verdiği o an gözlerinin önünden gitmez oldu.

 İyi ki iki çocuk yapmışız, daha fazlası olsaymış her gün savaş yaşanırmış bu evde. Top, tüfek de icat olurdu yeniden. Nükleer desen cepte keklik zamane için.

Olsun yine de biricik prens ve prensesim onlar benim. Anası kraliçeliğin keyfini sürmek için krallığı elinden bırakmıyor kullanan olmasa da. Ben reddettim krallığı, o zamandan beri kralsız kraliçe benim karım ama kimseye çaktırmıyor, çocuklara bile. Hala benimle korkutuyor çocukları aklınca. Çocukların kral falan takacak halleri yok, dünyaya kafa tutuyorlar. Kibar çocuklar, analarını üzmemek için ona pisi gibi davranıyorlar, bana aslan kesiliyorlar. Olsun, hoşuma gidiyor.

Onların isyanı gençleştiriyor duygularımı. Gençliğimde isteyip de yapamadıklarımı, söyleyemediklerimi onlar söylüyor çatır çatır. Şimdilik analarının kralına karşı isyankârlıkları. Olsun, ben kabul etmesem de onlar kral sanıyorlar beni.

Çocuklardan bana da bulaştı isyan duyguları. İsyan etmediğim bir şey yok bu aralar. Epeycedir böyle desem yeridir. Neye mi isyan ediyorum. Oturmaya, kalkmaya, yazmaya, yürümeye, düşünmeye… Of ooooof…

evlat

Yarıyıl tatilinden sonraki ilkokul günüydü, sokak isyan yeriydi adeta. İki erkek çocuk önde koşturuyor, birinin anası, diğerinin ninesi arkalarından. Bizi görünce bağırmaya başladı her iki kadın da “yakala yakala” diye ama çocuklar fişek gibi sapıverdiler yeni inşaatların arasına.

Meğer çocuklar isyan etmişler okula gitmeyeceğiz diye.  Amca çocuklarıymış. Dedeleri konuşmuş biraz ama nafile. Nal deyip mıh dememiş çocuklar. Okul boşunaymış, zaman kaybıymış. Bir an önce hayata atılıp iktisatta, ekonomide uzmanlaşacaklarmış.

“bak sen şu zamane veletlerine, neler de bilirlermiş. En fazla beş ya da altıncı sınıftalar, çağın çok Çoooooooooook ilerisinde bu çocuklar.” yutkundu, arkasından öksürük başladı. El kol hareketleriyle birlikte çöktü olduğu yere. Terler boncuk boncuk aktı suratından. Neredeyse boğuluyordu.

“bırakacağım artık uğraşmayı, ne halleri varsa görsünler. Babası yok büyüğün, bir yaş büyük diğerinden. Onun başının altından çıkıyor hepsi de.”

“tatilde tutturdu mahkemeye gidelim benim yaşımı büyütün diye. Ne olacakmış efendim, siyasete girecekmiş, yaşın küçük diye kayıt etmemişler. Kalbine güç gelmesin Allah işi gücü bıraktı da bizi sınıyor bu çocukla.”

“Baban yıkıldı kaldı kahveye yakın” demiş Hasan, nefes nefese geldi Seyfi.  Girdi babasının koluna yürüdük kahveye doğru.

“baba uğraşma şu çocuklarla, bizim gibi değiller, asiler. Ne laf dinliyorlar ne yasak. Kafalarının dikine gidiyorlar işte. Üstüne vardıkça daha da azıyorlar. Bırak, ne yaparsa yapsınlar.“

-çocukların dengesi bozuldu, anlayamadık neden olduğunu. Bizden mi, başkalarından mı kaynaklanıyor?

-Bırak çocukları Haci, yetişkinlerin de şakulü kaydı.

 

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.