kral ve kraliçe
-Kim ne derse desin, buraya kadar.
Bundan sonra kafama eseni yapacağım.
Çocuklarından sık duyar oldu bu
cümleleri. En son oğlunun söylediklerini kızının da destek verdiği o an
gözlerinin önünden gitmez oldu.
İyi ki iki çocuk yapmışız, daha fazlası olsaymış her gün savaş yaşanırmış bu evde. Top, tüfek de icat olurdu yeniden. Nükleer desen cepte keklik zamane için.
Olsun yine de biricik prens ve prensesim onlar benim. Anası
kraliçeliğin keyfini sürmek için krallığı elinden bırakmıyor kullanan olmasa
da. Ben reddettim krallığı, o zamandan beri kralsız kraliçe benim karım ama
kimseye çaktırmıyor, çocuklara bile. Hala benimle korkutuyor çocukları aklınca.
Çocukların kral falan takacak halleri yok, dünyaya kafa tutuyorlar. Kibar
çocuklar, analarını üzmemek için ona pisi gibi davranıyorlar, bana aslan
kesiliyorlar. Olsun, hoşuma gidiyor.
Onların isyanı gençleştiriyor duygularımı. Gençliğimde
isteyip de yapamadıklarımı, söyleyemediklerimi onlar söylüyor çatır çatır. Şimdilik
analarının kralına karşı isyankârlıkları. Olsun, ben kabul etmesem de onlar
kral sanıyorlar beni.
Çocuklardan bana da bulaştı isyan duyguları. İsyan etmediğim bir şey yok bu aralar. Epeycedir böyle desem yeridir. Neye mi isyan ediyorum. Oturmaya, kalkmaya, yazmaya, yürümeye, düşünmeye… Of ooooof…
Yarıyıl tatilinden sonraki ilkokul günüydü, sokak isyan
yeriydi adeta. İki erkek çocuk önde koşturuyor, birinin anası, diğerinin ninesi
arkalarından. Bizi görünce bağırmaya başladı her iki kadın da “yakala yakala”
diye ama çocuklar fişek gibi sapıverdiler yeni inşaatların arasına.
Meğer çocuklar isyan etmişler okula gitmeyeceğiz diye. Amca çocuklarıymış. Dedeleri konuşmuş biraz
ama nafile. Nal deyip mıh dememiş çocuklar. Okul boşunaymış, zaman kaybıymış.
Bir an önce hayata atılıp iktisatta, ekonomide uzmanlaşacaklarmış.
“bak sen şu zamane veletlerine, neler de bilirlermiş. En
fazla beş ya da altıncı sınıftalar, çağın çok Çoooooooooook ilerisinde bu çocuklar.”
yutkundu, arkasından öksürük başladı. El kol hareketleriyle birlikte çöktü
olduğu yere. Terler boncuk boncuk aktı suratından. Neredeyse boğuluyordu.
“bırakacağım artık uğraşmayı, ne halleri varsa görsünler. Babası
yok büyüğün, bir yaş büyük diğerinden. Onun başının altından çıkıyor hepsi de.”
“tatilde tutturdu mahkemeye gidelim benim yaşımı büyütün
diye. Ne olacakmış efendim, siyasete girecekmiş, yaşın küçük diye kayıt
etmemişler. Kalbine güç gelmesin Allah işi gücü bıraktı da bizi sınıyor bu
çocukla.”
“Baban yıkıldı kaldı kahveye yakın” demiş Hasan, nefes nefese
geldi Seyfi. Girdi babasının koluna
yürüdük kahveye doğru.
“baba uğraşma şu çocuklarla, bizim gibi değiller, asiler. Ne
laf dinliyorlar ne yasak. Kafalarının dikine gidiyorlar işte. Üstüne vardıkça
daha da azıyorlar. Bırak, ne yaparsa yapsınlar.“
-çocukların dengesi bozuldu, anlayamadık neden olduğunu. Bizden
mi, başkalarından mı kaynaklanıyor?
-Bırak çocukları Haci, yetişkinlerin de şakulü kaydı.
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.