Korkuluk Hami

Neden?

“Ne diyeceğime karar veremedim. Düşünmek istemeyişim bütün mesele. Düşünmeye başladığımda kızgınlık ortaya çıkıyor ve küfretmek geliyor içimden bol bol. Çünkü kelimeler yetersizleşmeye başlıyor düşüncelerimi anlatmaya. Haksız da sayılmaz hani, altmış yılı devirmiş bir kafa var karşımda. Altmış yıl durup dinlenmeden muhalefet yaptı bana üstelik. Altmış yılda dinlenmek nedir bilmeden çalıştı çalıştı ve kararlar aldı. İyiydi, kötüydü aldığı kararlar tartışılır ancak bu günlere geldi, getirdi…”

Muhtelif dedenin keyfi yerinde. Küfürleri yok denecek kadar az. Ağzından akacak kelimeleri ölçüp tartıyor. “Köyünde okul yok çocuklarını okutmaya, kendisi okuduğunu anlamaz, dünyaya ders veriyor dolar kıyması yaparak…”

Birden kesti sesini ve nefes almaya başladı hızlı hızlı. “çocuk yorma beni… Sen biliyorsun…” deyip çay işareti yaptı garsona.

Belli ki dolmuş, konuşacak birilerini arıyor. Herkesle konuşmaz, seçer. Adam seçer pazarda kavun seçer gibi. “ustalaştım” diyor.

Toprak önemli, tohum da önemli zira “ne ekersen onu biçersin” denir. Sen hiç duydun, gördün mü buğday ekip pırasa biçeni?

“Allah isterse olur” dedi Korkuluk Hami çayları bırakırken.

Namı değer Korkuluk Hami, elli yıllık garsonu kahvenin, belki de daha fazla. Başka yerde çalıştın mı diye soranlara “hı ıh” diyor kafasını arkaya atarak. İlk üçe kadar okumuş, sonrasını okuyamamış. Boğaz derdine düşmüş. O gündür bu gündür buradaymış. Kahve on sahip değiştirmiş garsonu değiştirmemiş.

Ne yapar ne derse kimse alınmaz, kızmaz Korkuluk Hami’ye. Hiç kimseyle de kırgın değildir. Birinin suratının asıldığını görse hemen çeker ocağa, konuşur, sorar nedenini. Elinden geleni yapar, gerisini Allah’a havale eder.

Korkuluk Hami uzun ve çok zayıftır, adı da bu durumundan gelir. Üfürsen uçacak gibi görünür ama kuvveti yerindedir. Bir keresinde kaçmaya yeltenen birisini yakalamıştı kolundan. Adam başladı kıvranmaya “kolum, kolum” diye bağırarak. Açıp baktılar mosmor olmuş kavradığı yer kan toplamış.

Görsel: H.G.