Salı, Haziran 27, 2017

Çiçeği burnunda Mühendislik anılarım-yersel tetkik

bataklık, batak arazi, bataklık arazi,
Batak

İçme Suyu projesi yersel tetkiki

                Bin bir zorlukla hazırlayıp gönderdiğimiz  Gürpınar İçme Suyu Avan Projesi programa alınmış ve yersel tetkik için -projenin sahaya uygunluğunun denetlenmesi- bölgeye Ankara Genel Müdürlük İçme Suyu Daire başkanlığından heyet gelmişti. Uçak hafta da iki ya da üç sefer olduğu için gelen heyetler birkaç gün bölgede kalırlar, fırsattan istifade çevreyi de gezmiş olurlardı.

                Yer yakın olduğu için öğle vaktinde kaynağın bulunduğu yere gittik, kaynak çevresinde epeyce dolaştık. Kaynağın bulunduğu yeri kırmızı çizgi ile belirtmiştim ve bataklık içinde kalan hattı da kırmızı ile göstermiştim. Kaynağın çevresi olduğu gibi bataklık ve bu bataklık için drenaj önerisi vardı, ön raporda.
                Bizim gönderdiğimiz güzergahı değiştirerek yeşille boyanmış yeni bir hat vardı pafta üzerinde ve ben ilk gördüğümde bu hatta itiraz ettim ve gerekçelerini de sıraladım tek tek.  Beni tıfıl, çiçeği burnunda daha asaletini bile almamış bir memur olarak gören heyet başkanı ne dediysem de aldırmadı.  Çizme istedi ve giydi ayağına daldı bataklığa. İlk birkaç adım onu cesaretlendirdi, adımlarını daha da hızlandırmaya başladı ama benim de korkum artmaya başladı iyice.
                Oldukça geriye çekildim, gözüm onda takılıydı. Geldikleri dönem itibariyle sular kısmen çekilmiş olsa da tehlikeliydi her zaman. Bazen hayvanlar bile battığında bazıları telef oluyordu, balçığa saplanıp çıkamadığı için; kıpradığı durumda daha da batıyordu çünkü.
                Bir anda bağrışmalar oluştu, geriye dönüp baktığımda bir bacağı dizlerine kadar batmış, geriye de çekemiyordu. Birkaç zorladıysa da olmadı; olduğu yerde kaldı. Herkes de bağırıyordu “ilerisi daha fena” diye ve yüzündeki korkuyu hissettim bir anda.
                Arabalardan bir halat bulup getirenler oldu ve yaklaşıp kendisine fırlattılar. Halatı yakalayınca, emniyetli yerde olanlar da yavaş yavaş çekmeye çalışıyordu ancak bir türlü ayağını balçıktan kurtaramıyordu.
                “Çizme kalsın efendim” diye bağıran oldu çekenlerden, nihayet çözüm bulunmuştu ve çizme balçıkta bırakılarak kurtulundu bataklıktan.  Kaynağın başına geçip arabanın kaportasının üzerine serilen pafta üzerinde tekrar değişiklik yapıldı.  Yeşile dönüştürülen hattın rengi kırmızıya döndürüldü tekrar. Ancak değişiklik yapmış olmak için kaynak çıkışında bir dirsekle 100 metre kadar ilerledikten sonra tekrar kırmızının üzerinden devam edildi…
               
Yapı
Geçen zaman içinde belediye hizmet binası da bitirilmişti genel olarak. Geçici kabul aşamasına yakınlaşmıştı.  Oraya da uğradık. Şantiyede proje istediklerinde hala taslak olarak çizilen betonarme temel projesi vardı. Çizimler henüz tamamlanmamıştı. “Bu ne?” dedi birisi. Kontrol “taslak efendim” deyince şaşıran adam: “ben de görüyorum da gerisi nerede?”  “Efendim, henüz tamamlanmadı!” dedi kısık bir sesle.  “Kim bunu yapan?” dedi tekrar sinirlenmiş olan adam. 
                Kontrol arkadaş bana baktı bir an; ben gözlerimi kaçırdım ondan istediğini söyleyebilsin diye. “Halil Bey yardımcı oldu efendim hesaplarına ve çizimleri ben yapıyorum.” Dedi hızlı hızlı konuşarak.  Masada oturan heyet başkanı “kim o” dedi gür bir sesle. “Benim efendim.” Dedim gözlerinin içine bakarak.  “Neden yarım kaldı bu durum?” dediğinde kontrol arkadaş hemen daldı ortaya ve durumu anlattı kendilerine. Ben de başımla onaylamış oldum bana bakan gözlere.
                Yüklenici karıştı o arada lafa ve proje tadilatına sebep olan o günleri ve çalışmalarını anlattı. Ben anladım o arada kontrolünü ve beni kurtarmaya çalışıyordu. “Anlaşıldı anlaşıldı!” dedi başını sallayarak.  “İçme Suyu Avan projesini de yapan, hesaplayan sensin değil mi?” deyince “Evet efendim, birçok arkadaş da yardımcı oldular yazım, çizim ve paftaları hazırlarken.” Dedim.
                Gülümsedi heyet başkanı ve bir an düşündükten sonra “gurupta kesin hesapta bulundun mu?” diye sordu birden. Gülümseme de belirmişti dudak kenarlarında “bizim Deniz'in gurubunda?” diyerek bekliyordu cevabımı. Bir an aradaki bağlantıyı kurmaya çalıştım. Neden ilgilenmişti bu kadar anlamlandıramıyordum. “Evet efendim, üç kesin hesap bitirmiştim.” Deyince gülmeye başladı birden.
                Herkeste bir şaşkınlık oldu bir an ve bazıları da gülmeye başladı arkasından.  Elini uzattı bana doğru: “Seni tebrik ederim Halil Bey, bütün şubeyi kurtardın biliyor muydun?” başımı salladım anlayamadığım için bilmiyorum anlamında. Herkesin gözü birden üstüme döndü; sıkılmaya başlamıştım. “Senin kesin hesap birinin kızağa çekilmesine neden oldu!” dedi gülümseyerek. “Çok cevvalmişsin!”
                Şimdilik burada kesmek istiyorum bu yazımı da sevgili okurum. Gelecek yazıda kesin hesap ve yaşananları anlatırım sizlere.
 Şimdilik hoşça ve mutluca kalın. Gelecek yazılarda görüşmek üzere.
                                                                                                                        27-06-2017-1907
                                                                                                                                                   Halil GÖNÜL
Görsel:Pixabay.com

2 yorum:

  1. gerçek yaşanmış hikayenizi çok iyi anlatıyorsunuz..kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili +Yazar Yildirim,
      teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.