Cumartesi, Eylül 26, 2020

Boşluk

icimdeki_bosluk

Boşluk

            “İnsanın içindeki boşluğu yıllar mı oluşturuyor yoksa birden mi oluşuyor?” sorusu
nu cevaplamaya uğraşıyordu bir süredir. Farkına varması da yakın zamanda oldu. Göğüs kafesinde bir boşluk var, midesinin üstünden boğazının altına kadar olan bölge çıkarılıp alınmış, pencere açılmış, önden baktığın zaman arkayı görebilmek için.

            Yetmişine merdiven dayamış adam. Yalnız. Hali vakti fena sayılmaz ama umurunda değil o gibi şeyler. Boşluğu fark ettiğinde bir gece yarısıydı. Uykusundan uyanmıştı kan ter içinde. Bir kâbustu.  Kafasını biraz aşağı eğip arkasına baktığında görebiliyordu. Ne göğüs kafesi vardı yerinde ne içindekiler. Bomboştu. Sadece bir çerçeve vardı pencere çerçevesi gibi. Ucuz malzemedendi o da.  

            Bir süre oturdu yatağının üstünde. Nefes almakta zorlanıyordu. Ölüm korkusu yoktu ama kıvranarak ölmeyi hiç istemiyordu. Göğsünü yokladı can havliyle. Telaşlıydı. Bakışları bomboştu. Karşı duvara bakıyordu sinemada film seyreder gibi.

            Yanağına tokat atmak için elini kaldırdı. Ancak durdu bir anda. Makine arızalanmıştı sanki hidrolik yağı mı boşaldı ne! Kendini, kendine getirmek için tokatlamayı düşünmüştü. Yalnızlığını fark ettiğinde kendisiyle alay etti için için. Elini kaldırıp kendini tokatlamamasının nedeni, başkalarının da varlığını düşünmesiydi o anda. Başkalarının yanında kendi kendini tokatlayan yaşlı bir adam! Nasıl algılanır? Bunak bir ihtiyar. Belki de deli!

            O günden sonra neredeyse her gün düşündü o boşluğu. Canlı canlı hissediyordu boşluğu. Her ne kadar elini sokup arkaya geçiremiyorsa da oradan baktığı zaman arkasına, tüm yaşamını görebiliyordu. O boşluğu fark etmeden önce de görüyordu geçmişini ama bu kadar net değildi. O kadar net ki her şey, o anları tekrar yaşıyor gibi hissetmesi şaşılacak bir durum gelmiyordu. Bazen tedirginlik yaşıyordu bazen de şaşırıyordu nasıl yapabildiğine.

            En son babasını kaybettiğinde o boşluk iyice genişlemişti. Pencerenin ucuz malzemeden yapılı çerçevesi incelmişti. Boşluğun üzerinde omuz ve başı taşıyabiliyordu yine de. Omuz öne doğru eğildi yıllar içinde, pencereden arkayı rahat seyredebilsin diye. Önde bakacak bir şeyler az görünüyordu arkaya nazaran. Burnunun dibinden ileriye bakmaya da niyeti yoktu ya hoş! 


Görsel: Google Görseller

6 yorum:

  1. üzücü yaaa :) yine aktif oldun yanii, görünmüyoduuun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Corona var ya, çıkmıyorum pek. :) dolaşmadan da edemiyor insan. :)

      Sil
  2. Yaş aldıkça geçmişe ait şeyleri daha çok özlüyoruz.. Adam da aynı şeyleri yaşıyor olmalı. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. insanın gelecekten beklentileri azaldıkça geçmişe yöneliyor. :) teşekkür ederim.

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.