Çarşamba, Eylül 16, 2020

Zafer'in Hamuru

zaferin_hamuru

Zafer’in tekrar tekrar yoğrulup, şekillenen hamuru

                Zafer yaşamını gözden geçirdiğinde zaman zaman her seferinde farklı bir ayrıntıyı fark ede ede yol aldığını gördüğünde oldukça şaşırdı, kabullenemedi önceleri. Ancak zaman geçtikçe üzerinden ateşin soğuyup küle dönüştüğünü gördü ve külleri henüz sıcaklıklarını koruyordu. Her dokunuşunda aynı yangıyı hissediyordu parmaklarında. İlk ateşin yarattığı acının aynısını hissediyordu. 

        İşte bu yüzden gömebildiği kadar derinlere gömerek ne bulursa üzerine atarak kendisini korumaya çalışmış olduğunu gördü ama hala daha aynısını yapıyor olduğunu da görünce bu işin üzerinde kafa yormaya başladı arada bir. Ne kadar kafa yorarsa o kadar acıları yenileniyor ve gömülen yerden çıkıyorlardı teker teker. Tekrar başa dönüyordu sürekli. Bir ulaşılır yol değildi bu gidiş. Bırak kalsınlar oldukları yerde diye kendisine tembihlese de faydası olmuyordu.
            Kendisini tanımaya çalışmasına yol açan her şeyi ortaya serip görmeye cesareti oluyordu bazen ancak fazla dayanamayıp kapatıyordu yeniden. İlk hamurunun nasıl şekillendiğine kafa yormaya başladığındaysa bulunduğu noktaya gelişi canlanıyordu adım adım gözlerinde. Her seferinde tekrar tekrar şekil alan hamuru kılıktan kılığa girerek bu günlere gelmiş olduğunu görebildiğindeyse her şey çoktan geçmiş, gerilerde serpilip kalmışlardı.
            Serpintiler yollardaydı. Geriye döndüğünde üzerlerine basıyordu sürekli, basmadan geçemiyordu bir adım ileriye. Kabullenmekten başka çaresi yoktu. Ya ezip geçecek ya da başka bir yola sapacaktı. Geçmişte sapamamıştı başka bir yol bulamadığı için, şimdi de değiştirmenin anlamı yoktu çünkü elden gelen bir durum olmaktan çıkmıştı.
            Mevcut hamurunun şekliyle yürüyebildiği kadar önündeki yolları yürümeye devam edecekti. Bu zamandan sonra hamuruna şekil vermek gelecek zamanlara kalıyordu. İleride fırsat bulursa eğer dönüp bakardı tekrar kendisine. Artık kendisi kendisinin olmaktan çıktığı bir noktadaydı. Bağlılıkları, bağımlılıkları, elinde olan ve olmayanların kardığı şekilsiz, duygu karmaşalarından oluşan alabildiğine renk cümbüşleri içine bulanmış bir şekilli hamura benzetiyordu kendisini. “Kimim, neyim ben?” diye sorduğunda verebildiği cevaplar hem çok hem de hiç yoktu. 

Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.