Pazartesi, Ekim 03, 2022

Beyin bir virüs olabilir mi?

yikama

Beyin Bir Virüs mü?

Acaba bir virüs olabilir miydi beyin denilen peltemsi yapı. Hiçbir yerde tek başına değil ve daima bir başka yapı üzerinde bulunuyor. Tek yaptığı şey kendi yaşamını garantiye almak, üzerinde yaşadığı yapı da buna hizmet ettiğine göre onun canlı kalması gerekli. Tüm canlılarda beyin denilen yapı öyle veya böyle var olduğuna göre gelişimleri de üzerinde bulunduğu yapıya göre değişiyor olmalıydılar Zafer’e göre. 

Çılgınca bir düşünce olduğunu düşünerek ürperdi birden. Yani ben kendi bünyemde beni yöneten bir virüs mü taşıyorum yani? diye kendisine sorular sormaya başladı.  Sorular kendine getiriyordu adeta. Kendi bünyesinde taşınan bir virüs ve düşman üstelik. Olabilir miydi böyle bir şey? Neden olmasındı böyle bir şey. İşte, apaçık düşmanıydı kendisinin. Elden ayaktan düşürmüştü kendisini. Yıllardır doğru dürüst bir şey düşünemeden yalnızca nefes alıp veriyordu, hepsi de buydu yaptığının.

yikama

İnsanlar akıllı güya insanlara göre. Elbette akıllı sayılacaklar bu kadar akılsız arasında. Eğer akıllı olsalardı kendilerine kucak açmış ve bağrında sarıp sarmalayarak yaşattığı insanlardan başka çevresine ve kendisine zarar veren başka bir canlı var mı bu dünyada? Yok elbette, o zaman nereden belli bu insanların akıllı olduğu.  İnsanlık tarihine bakıldığındaysa vahşetten başka da bir şey görülmüyor ve hala da vahşetlerden bölümler seyretmeye devam ediyoruz. Bir şeyler uğruna birbiriyle savaşan azılı düşman kampının insanları var hala bu dünyada. Güya gelişmiş insanlık çağındayız. En gelişmiş insan denilebilecek insan bile yeri geldiğinde düşman olabiliyor ve zararlar verebiliyor kendisine ve çevresine.

Vay be! Kendisine şaşırmadan yapamadı Zafer. Zaten senden başkası düşünemezdi böyle bir çılgınlığı diye kendisiyle alay ettikten sonra o virüs beyninde bir kıvılcımlanma hissetti birden. Galiba çalışmaya başladı diye gülümsemeden alamadı kendisini. Eğer bir virüs ise ve bana düşmanlık gösteriyorsa neden dikkate alayım o zaman kendisini? Herhalde şalteri indirip beni etkisiz hale getirecek değil, çünkü ben yoksam kendisi de yok alacaktır, bu durumun bilinciyle şalteri indiremeyecektir ve ben nefes aldığım sürece hiçbir şey umurunda değil onun.

yikama

En iyisi bu tepemdeki virüse karşı durmak, ne şart altında olursa olsun, karşı durmak benim için en iyi çözüm olmalı şu anda. O zaman diğer yarımın dediklerini baştan sona dikkate alarak onunla temasa geçmenin vakti gelmiş demektir. Dediği bir yerlerden başlayabilmek iyi olacak demektir ve arkası gelecektir adımların. İyi ya da kötü, fark etmez hiçbir şekilde. Yeter ki yerimden kopup adım atabileyim. Adım, adım, önce adım. Yerinde saymakla hiçbir yere varılamayacağı kesin artık, anladık bu durumu. Virüse aldırış etmek yooook. Haydi Zafer, el uzat iyi yanına ve el ele birlikte yol almaya başlamak için hazırlıklarını yapmaya başla bakalım.

Sevinçle etrafına bakındı Zafer. Bir sürü ışık vardı yanan, her biri değişik renklerdeydi. Koskocaman bir şehirin tepesindeydi ve kuşbakışı bakıyordu ona. Ben geliyorum kucağına koca şehir, basacak mısın beni de bağrına? Kollarını açtı her iki yana doğru. Hafif bir esinti vardı avuç içlerinde, hissedebiliyordu o serinliği. Canlıydı hala ve daha da canlanabilmek için çaba göstermeliydi.

renk

Şanslı saymalıydı kendisini. Neden mi? Çünkü milyonlarca spermlerden ve yüzlerce dişi yumurtalarından birisiydi şu anda bu dünyada oluşu. İşte bu şansa bir şans daha vermek gerekliydi ve hak ediyordu o bir sperm ve yumurta. Kendisini var edendiler çünkü. Elbette bu şansta Zafer’in katkısı yoktu dünyaya gelirken ama mademki bu dünyaya gelmişti, yaşamalıydı normal geçecek ömrünün son anına kadar. Bu durumu inkâr etmenin bir anlamı yoktu.  Beyin de kendisine göre doğru bildiğini yapıyordu ama artık insan bilincinin yanında beyinin ilkel korkularının bedelini ödememeliydi. Harekete geçmenin zamanının geldiğini düşünmeye başladı Zafer.

Nerede kalmıştık?

Devam edecek...
Görsel: hg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.