Cuma, Ocak 20, 2023

Saffet ve Sadık-2

saffetSadik

Herkül

Saffet, kafasını kaldırıp uzaklara baktı. Çocukluğundaydı, kırlarda gezindiği belliydi dudaklarının hareketinden. Belki de sınıftaydı, kış günü sıcak sobanın başında. Keyfi kaçsın istemedim sadece seyretmeyi seçtim.

            Aslını söylemem gerekirse ben de çocukluğuma gitmiştim. Okumayı söktüğümde ilk okuduğum az sayfalı kitabı hatırladım. Birden canlanıverdi gözümde Herkül. Ya Gulyabani’ye ne demeli. Hâlâ geceleri ay ışığında gölgesi pencereye vurur bazen.

            “Belki de senin düşündüğün kadar idealist değildi herkes. Herkesi kendimiz gibi iyi niyetli düşündüğümüzden kaynaklanıyor böyle bakış. Ya iyi ya da kötü, arasında o kadar çok katman var ki. Sen iyi niyetli uğraşıp didinirken hatta açlığa sefilliğe katlanırken bazılarının neler yaptığını göremiyorsun. Çünkü senin sözlüğünde olumsuz ve kötü yok gibi neredeyse. Oğlum, kötüler de var kötüler…”

            Sanki kendisine küfür edilmiş gibi ters bir bakışla kafasını doğrultup baktı gözlerime. Ben de suçlandım adeta. Pot mu kırmıştım acaba farkına varmadan. Konuştuklarımı gözden geçirdim teker teker. Yoktu kişisel hakaret anlamına gelecek bir durum. Aldırış etmedim tavrına. Bir süre sustuk. Çaylarımızdan aldık hıncımızı…

            Çayı bitirmiş, bardağını sertçe bıraktı tabağına. Anladım, bu durum bir uyarıydı. Fırtına geliyordu. Simsiyah bulutlar toplanmaya başlamıştı kafasının içinde.

            “Sen bana, çağı yakalayamadığımı mı söylüyorsun?”

            “Hayır, çok iyi niyetli olduğunu söylüyorum sadece. Sana bir soru; en son torunlarına ne zaman tatlı ısmarladın, istedikleri tatlıdan tabii ki?”

            Şaşırdı. Şaşırdığına göre demek ki yakınlarda ısmarlamamış. Cebi delik yani.

            “O kadar belli mi yahu? Hanıma o kadar diyorum şu ceplerimi sağlam iplikle dik diye ama nafile. Kendin söyle kendin dinle…”

Devam edecek...
Görsel: hg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.