Çarşamba, Temmuz 31, 2019

GÜNCELERDEN-Memuriyette, Çarşamba ve Pazartesi

Memuriyette, Çarşamba ve Pazartesi

            İlk memuriyete başladığım zamanlarda çarşambalar hoşuma gitmeye başlamıştı. Hele bir süre sonra daha da hoşlandım. Çünkü Çarşamba haftanın ortası ve bir dağın zirvesi gibi gelmeye başladı. Pazartesi dağın eteği. Yavaş yavaş tırmanmaya başlıyorsun zirveye doğru ve zirveye ulaştığında bırakıveriyorsun kendini zirveden aşağıya. İşte bu kadar. Tekrar eteğe ininceye kadar hafta da bitmiş oluyor dolayısıyla iki gün tatil. İşin ilginç yanı Çarşamba gün öğlesine ulaşmak, bir türlü geçmiyor o saatler. Çarşamba gün ortası da tam dağın zirvesi demektir. Çarşamba öğleden sonra iniş aşağı dönüyordu haftalar. Çarşambadan sonra Perşembe ve cumaaaa. Daha kolay geçiyorlardı.  Arkasından tatiiil! Cumartesi ve Pazar, tamamen kendine aitti ve tüm saniyelerini kendin yönetiyordun. İstediğin zaman kalk, kahvaltını da ona göre. Kısaca hepsi sana ait iki gün, tepe tepe kullan.

            Hafta sonu tatilini kim sevmez ki çalışanlardan? İş yok, güç yok. Erken yatıp erken kalkmak yok. İstediğin zaman yat, istediğin zaman kalk.
            O zamanlar bekârım tabii, arkadaş gurubumuz var ve hafta sonlarında program yapardık genellikle. Örneğin en az ayda bir kez, nevalemizi alıp bir arkadaşın ofisinde –özel iş yeri- hazırlıklarımızı yapıp gece yarılarına kadar yemek eşliğinde –alkol de var- edebiyat, felsefe, bilim ne aklınıza gelirse sohbet konusu olur ve zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık. Aramızda her türlü siyasi görüşten insan olurdu, genellikle beş altı kişi olurduk ama bazen duymuş olan başka arkadaşlardan da katılmak isteyenler olduğunda kırmazdık. O zamanların tadı hala damağımdadır. O kadar alkol ve farklı siyasi görüşten insanlar olmasına rağmen bir güne bir gün kırıcı, hatta imalı bir söz kullanılmadığını hatırlıyorum. Hâlbuki öğrencilik yıllarımda bazı siyasi görüşlere kesinlikle kapalıydım ve diyaloğum da çok sınırlı olmuştur. Genellikle onların da öyleydi hatta benden fazlaydılar onlar, selam vermekten bile kaçınırlardı da kaldırım değiştirirlerdi karşıdan gelirken gördüklerinde.
            İki yılı aşkın devam etti bu memuriyet yaşamım. Ve arkasından kendi isteğimle –memuriyet yaşamımda tecrübelilerden duyup ve gördüklerim hiç de hoşuma gitmemeye başladı. Herkes pişmanlık içindeydi. Her hangi bir siyasinin iki dudağı arasındaydı hayatınızın akışı- ayrılarak özel sektöre geçtim. O zamanlar mühendisin memur olanına kız bile vermekten kaçınıyordu bazı aileler. Gerçekten de arada dağlar kadar fark vardı kazançta. Hatırladığım ilk özel sektör maaşım memuriyet maaşımın dört katından fazlaydı. Üstelik hiç pazarlıksızdı bu maaş.  Bir de yoğun, tüm haftayı genellikle çalışarak geçirdiğim için para harcamaya fırsat bile olmuyordu. Çalışma günlerinde tüm masraflar –yeme, içme, seyahat, akaryakıt vb. ne akla gelirse, özel kılık kıyafet vb harcamalar hariç- firmaya ait olduğundan dolayı para harcamaya fırsat bulunmuyordu. 

Devam edecek...

Görsel: Google Görseller

6 yorum:

  1. Çarşamba ve sonrası hep zor geçiyor benim için, pazartesileri daha iyiyim :) enerjim tükenmeye başlıyor çarşamba sonrasında. Cuma akşamı mutlu olamayacak kadar bitik olabiliyorum :)) özelde kazanç daha iyi olabilir hatta iş ortamı da daha iyi siyasi devlet ortamlarına göre ama sizin de dediğiniz gibi harcamaya zaman kalmıyor, özel hayata zaman kalmıyor, sırf bu yüzden memur olmamama ve taşeron işçi olarak baya az kazanmama rağmen özele geçmeyi gözüm yemiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özlem Kutlu,
      Bir genç arkadaşım da "ailemle daha fazla zaman geçirmek istiyorum" demişti özele geçmeme gerekçesi olarak. :) tercih meselesi elbette. :)

      Sil
  2. Şimdilerde özel sektörde maaşlar düşmeye başlayınca memuriyet kovalar oldu pek çok insan. En azından tatili çok ve çalışması az diye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Turgay Aksoy, eski özel sektör kalmadı kılık değişti artık. her taraf hırsızla doldu. satın alınabilir ve her fırıldağı çeviren çoğaldı. meslekler anlamını kaybetti falan. memuriyet çalabilmek için önemli bir kapı oldu. eskilerden özel sektör liyakatlı insan seçiyordu. genellikle KİT'lerden ve devlet kuruluşlarından çekiyordu elemanları.

      Sil
  3. bizim ülkede devlette çalışmak daha akıllıca olmalı, bu işssizlikte. ay bide yeşil pasaportları var yaa bu en önemli şey offf :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone, haklısın pasaport yeni bir durum eskiye göre. genellikle açlıktan nefesi kokan memur nereye gidebilir ki? evden dışarıya çıkınca akşama kadar sıkıyor wc parası ödememek için. :))

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.