Cumartesi, Mart 21, 2020

Hey Gidi Koca Dünya Hey!

Hey Gidi Koca Dünya Hey!

            “Hey gidi koca Dünya hey!
            Biliyor musunuz, artık gülümsetiyor ilk cümle beni. Çünkü Dünya küçüldü, küçücük kaldı insanın ve insanın yarattığı teknolojinin elinde. Neden böyle düşünüyorum diye sorarsanız eğer, içinde bulunduğumuz zamandaki “Coronavirüs” hikâyesi dersem şaşıracaksınız sanıyorum.

            Biraz daha açayım düşüncemi: Geçmiş zamanlarda varlığı bilinen virüslerdendir. Hayvanların taşıdığı bir türdür ancak hayvandan insana geçtiği düşünülmeyen bir türdür. Mevcut bilgiler bu doğrultuda.
            Her nasılsa, Çin’de ortaya çıktı. İlk zamanlarda bocalamış gibi lanse edildiyse de kısa bir sürede toparladı Çin. Elbette kayıplar da verdi. Çok hızlı hareket etti, anlaşılan o ki hazırlıklıydı, eksik kalanları da hızlı bir şekilde tamamladı. Kısa sayılabilecek bir sürede de “kontrol altında” dedi virüs için. Evet, doğruydu çünkü artık devam eden günlerde yeni bir virüs olayı görülmüyordu. İşin ilginç yanı henüz aşı vb. yoktu. Dünyada da yok aşı henüz.
            Derken, İtalya ağır kayıplar vermeye başladı, bazı tedbirleri almakta geç kalındığı itiraf edilmeye başlandı, örneğin, karantina durumu geç uygulanmıştı vb. Virüs olanca hızıyla yayılmaya devam etti dünyaya. Dünyanın her yerinden haberler gelmeye başladı, elbette Türkiye’ye de geldi.
            Ne acıdır ki virüs bile acıdı halimizi görünce, durumumuzu anlayınca. Bütün dünya devletlerinde liderler vatandaşının endişelenmeyip yalnızca sağlıklı kalmalarını istiyorlar, diğer tüm ihtiyaçların sağlanması için gerekli paranın ayrıldığını gerekirse ilave edileceğini söylerlerken bizde yasaklanan uçuşların biletleri ucuzlatılıyor, sermayeye yönelik bazı tedbirler alınarak işveren çevreleri rahatlatılıp emekli, çalışan, fakir ve yoksullar için sabır ve dua tedbiri alınıyor. Virüs ne yapsın, önce acıyor halimize ama o da işini yapacak sonuçta, başlıyor işine ve daha ilk haftada görünen istatistiki rakamlar, en kötü denilen İtalya’yı geçiyor. Resmi ağızdan söylenilen rakamlarda da kuşkulu duruma düşüyor içerideki sağlıkçıların açıkladıkları rakamlarla.
            Anlaşılan o ki, işin başından beridir oldukça aheste davranan yetkililer işi Tanrı’ya ve duaya bırakmışlar. İşin en kötüsü de Çin’de durum belliyken hacca giden insanların dönüşlerinin kontrol altına alınması konusunda yetersiz kalınması tuz biber ekmiştir yaranın üstüne.
            İlginç örneklerden birisi de yurt dışından gelen milletvekillerinden bir kısmının karantina altına alınmamak için kaçmalarıdır. Başka bir yetkilinin karantina servis aracında olan kızını polis marifetiyle karantina aracı durdurularak araçtan polis aracına alınarak evine teslim edilmesidir. Kısaca Türkiye’de parası olan her şeye çare bulabiliyor gibi görünüyor.
            Manzaradan fazla bahsettim, geliyorum asıl meseleye, dünyanın bilye kadar küçülmesine.
            Çin iddialarına göre bu virüs insan eliyle üretilen bir virüstür ve Amerika tarafından üretilmiştir. Amacı kendisine rakip olan Çin’in gelişimini baltalamak, ekonomisini çökertmektir.
            Çin’de işler kontrol altına alınmasından sonra Amerika da Çin’i suçlamaya başlar. Amerika’ya göre de virüs Çin’de üretilmiştir, amaç ekonomik çıkar sağlamaktır.
            Şimdi, şöyle bir düşünün: Tüm dünyada karantinalar var ve fabrikalar çalışmıyor, üretim durdu. Dolaşım durdu. Bu güne kadar hiçbir iktisatçının aklından geçmemiştir belki bu şartlar. Ücretli çalışanların büyük bir çoğunluğu, özellikle gelişmekte olan ülkeler ve yoksul ülkelerde günübirlik yaşıyor veya en fazla bir ay gibi bir süre yetecek birikimi olabilir. Dolayısıyla açlık kapıya dayandı.
            Devletlerin birikimleri yoksa emeklilere ödemenin aksaması hatta ödenememesi gündeme gelecektir.
            Fabrikaların insan gücüne dayalı olanlarının üretimi durması nedeniyle ilgili ürünler kısa bir sürede bulunamaz veya karaborsa olmaya başlar. Robotla üretim yapanlar farklı düşünülebilir ancak idareci vb ana teknik elemanları insan emeğine ve beynine dayalı olduğu için karantinaya uyarlar dolayısıyla onlarda da üretim durur.
            Dünyada bu durum ayları, 3, 5 veya bazılarına göre bir yılı bulacak söylemleri oldukça ürkütücü bir durum. Ayrıca virüsün sürekli evrilmesinden söz ediliyor. Bu demektir ki kontrol altına alınamayacaktır aşıyla. Ayrıca bulunduğu konağa –bulaştığı canlı- göre de değişim gösterdiğinden söz edilen bir virüstür. Zaman zaman aşı çalışmalarında oldukça ilerlenildiği söylense de pek inandırıcı durmuyor bu söylemler. Mevcut eski aşılardan bazılarının faydası dokunduğu yönünde ifadeler bazı şüpheler uyandırmaktadır. Acaba ilaç sektörünün bir numarası mı? Geçmişte domuz gribi olayında yaşanılan durum gibi. Sektörün elinin olduğu kesin gibi, trilyonlarca dolarlık bir paradan söz konusudur.
            Altı aylık bir karantina dönemi düşünüp kabul edelim. Ayakta kalacak olan ekonomi, bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda olacaktır.
            Eğer virüsü yaratana göre bu sayı fazlaysa daha sonraki adımlarda –virüsün sonraki daha azgın versiyonları- bu sorunu çözecektir mutlaka. Eğer birliktelerse beraber bir süre daha yol alırlar. Demem o ki: bir veya birkaç güçlü ekonomi dünyayı teslim alabilir tamamen. Üstelik genel salgınlarla yaşlıları, işe yaramazları, fakir ve yoksulları, kronik hastalığı bulunanları kısacası ekonomi üzerinde yük oluşturanları sistem dışı bırakarak yani yok ederek üretken köleleri bırakır ve bunlar da şükrederek yaşadıkları için yeni bir evreye girer dünya.
            Bu durumda sınırların anlamı kalmaz, zaten para için sınır yok sadece insanların varlıklı olmayanları için vardır sınırlar.
            Daha fazla genişletilebilir ve detaylandırılabilir bu durum. Gelecek kendisini açıkça göstermeye başlamıştır artık. Ne dünya bu kadar nüfusu kaldırabilir ne de para varken ortalıkta bu kadar insan doyurulabilir. Gün günden kötü olacaktır insanların çoğunluğu için. Savaşların şekli değişti, toplu, tüfekli, nötronlu vb. üçüncü dünya savaşı bekleyenler bence hayal kırıklığı yaşayacaklar. Virüs savaşları yaşanmaya devam edecek.  21.03.20

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Komplo teorisi... Hani aklımdan da geçmiyor değil:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaystros Tyrha, komplo teorisi gibi duruyor şimdilik ama Dünyanın verdiği sinyaller ve bilim o yöne doğru işaret ediyor. Bana göre komplo teorisi değil ama değişiklikler olabilir.

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.