Salı, Mart 28, 2023

Kurmaca kavramı hazımsızlığım

kitaplar

Hikaye Anlatımları

            Uzun zamandır yazı yazmıyorum. Net bir cevabım da yok yazmamayla ilgili ancak söyleyebilecek birkaç şey var elbette.

           

kedicik

İki yıl kadar oldu korona dönemindeydi babamı kaybettik. Korona nedeniyle yaşadığım yerde il dışına çıkış yasağı vardı.  Bu nedenle cenazesine katılamamıştım. Son halini göremediğim için eski hareketli halleri gözlerimin önünde. Bazen yakınımdaymış gibi hissediyorum.

            Neyse, asıl mesele yazmamış olmam.

            Bir başka neden daha var söyleyebileceğim. Halk eğitim merkezi kurslarından “fotoğraf çekimi” kursuna katıldım. Çocukluğumdan beri fırsat bulamadığım bir alandı fotoğraf çekimi, ancak fırsat bulabilmiştim.

            Bir gün çarşıdaki işlerimi bitirip eve yürüyerek dönerken gördüğüm fotoğrafçı dükkanına daldım. Öğleden sonraki bir zamandı. Yorgundum. Girişte masada genç bir kadın oturuyordu ve “buyurun” dedi. “Bildiğiniz bir yerde fotoğrafçılık kursu açılıyor mu veya kurs veren var mı?” dedim. Kelimeler öylesine döküldü. Genç kadın karşısında kel, bembeyaz sakallı yaşlı bir adamın dediklerine şaşırmadı. Hemen telefona sarıldı. Telefon görüşmesi bitince bana bakıp “bu gün mesai saati sonuna kadar kayıtlar devam ediyormuş. İki gün sonra da ders başlıyormuş, ders veren hocayla konuştum” dedi. Bir an şaşırdım. Hayatımda hiçbir şey bu kadar kolay ve çabuk olmamıştı. Nerede kayıt yapıldığını sordum. Saate baktım, iki saat kadar zamanım vardı.

hikaye

            Hızlı adımlarla yürüyerek vardım ve kayıt için form doldurup bıraktım. Halk eğitim merkezinden çıktım ve eve doğru yola çıktım. Bütün yorgunluğum gitmişti. Yürüyerek eve dönmeye karar verdim. Yolu yarılamıştım ki telefonum çalmaya başladı. Açtım telefonu, arayan fotoğraf çekimi kursunun öğretmeniydi. Bilgilendirme için aradığını söyledi. İki gün sonra yani pazartesi günü saat on beşte tanışma toplantısı olduğunu ve pazartesi, çarşamba günleri on beş ile on yedi arasında derslerin olacağını belirtti. Oldukça heyecanlanmıştım. Elim ayağıma dolandı ilk anlarda. Öğretmenin sesinden erkek ve genç olduğu anlaşılıyordu. Hoplaya zıplaya eve yürüdüm bir kilometreye yakın.

            Kursa başladım ancak fotoğraf çekimi aslında sadece fotoğraf çekme amaçlı değildi bendeki karşılığı. Bir tür hikâye anlatmaydı fotoğraf çekimi, yaa da fotoğraf çekmek. Fotoğraf çekmek aslında bir tür ışık oyunu, ışıkla çizmek. Işık yoksa fotoğraf yok ve ışık yoksa hikâye de yok. Hımmmm.

          

hikaye

  Arkasından “senaryo yazımı” kursu başladı, devam ettim çünkü hikâyenin görsel anlatımıydı sinema ve senaryo. Fotoğraf çekimi ve senaryo derken daldım deryalara bre deryalar, aman deryalar.. her ikisinde de çift baskı yaptım. Bu aralarda aynı zamanda “Yaratıcı Drama” kursuna da kayıt yaptırıp haftada bir gün on sekiz ile yirmi saatleri arasında devam ettim. Yaratıcı drama ayrı bir derya ve renkli bir dünya. Hikâye anlatma ve oyun oynamanın aynı zamanda oynarken öğrenmenin hikâyesidir.

            Yazı yazmaya ara vermemin bahaneleri arasında olanlardan aklıma geliverenleri yazdım ancak yazmaya çekindiğim bir neden daha var “kurmaca” kavramı. Kurmaca hikâye, kurmaca roman, kurmaca senaryo, sinema vb...

            “Kurmaca” kavramı kimseye itici gelmemiştir ancak bana çok itici geldi anlamını öğrendiğimde. Kabullenmekte zorlandım belki de tam kabullendim denilemez. Yalan dolan gibi çağrışım yaptı. Uydurma da denilebilir. Akla uygun uydurma hatta.

            “Acaba hikâye, roman insanları güdülemek, zamanlarını çalmak mıdır? Yoksa öğretmek amaçlı mıdır? Soruların arkası kesilmedi bende. Sadece ticari bir meta mıdır? .. evet anladım ki “kurmaca” satışı, ilgiyi artırmak için pazarlama taktiğidir teknik olarak. Sözlü anlatımlarda da anlatılmak isteneni çatışmalar-zıtlıklar- içinde kurgulanarak inişli çıkışlı giriş, gelişme ve sonuç oluşturmanın tekniğidir.

         

hikaye

   Bundan sonra yazmaya başlayacağım yeniden ancak epeyce antrenman dönemim olacak gibi görünüyor. Paslanmışım iyice, pasları atmak kolay olmayacak. Parmaklarım ayrı bir yola koşuyorlar gibi önce onları hizaya getirmeliyim yoksa bir dağ bir tepeye atlıyorlar.

            Hikâye anlatmanın o kadar çok yolları var ki daima hikâyeler anlatılmış ne kadar kötü dönemler yaşanırsa yaşansın toplumlarda.  Hikâyeler damıtıla damıtıla ağızdan ağıza elden ele dalga dalga yayılmış dünyaya her yerde hikâye var, oyun var tüm canlılar hem oynuyor hem de anlatıyorlar kendi hikâyelerini.  Kurmaca insanların anlatımlarında var sadece. Bir bitkinin, bir ağacın, bir kuzunun vb. diğer canlıların hikâyelerinde kurgu yok, doğaçlama var. Örneğin gül. Ne güzel anlatır kendisini ki insan allar pullar nereye oturtacağını bilemez kurgudan kurguya kılık değiştirir. 28.03.23

Görsel: hg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.