Salı, Mart 07, 2023

Saffet ve Sadık-7

Sera

Anlamaya çalışan mı var?

            “Üç dört kelimelik cümlelerden bahsettin ya hani. Yazmaya uğraşıyormuşsun sen. Derdini anlatmaya çalışmanın yolunu bulmak istermişsin. Herkes anlasın diye öyle yazacakmışsın falan, filan işte. Benim kafa gitti sen öyle deyince. Hatırlıyor musun ilkokul fişlerini. ‘Ali at. Ali tut. . . , Ali atı tut. Ali topu tut…’ “

            Kafası karışan Sadık, “Anladım anladım da fişleri, seni anlayamadım.”

            “Boş ver anlama, kim anlıyor ki. Kim kimi anlıyor? Hiç kimse, kimseyi! Kimse kimseyi anlamaya çalışmıyor. Sen istersen tek kelimeli cümle kur. Uzaylılar falan girdi işin içine. Sessiz sessiz sohbet ettik uzaylılarla. Çok şakacılardı. Onların derdi de varmış meğer. Senin dediğini duymuşlar. Dertleri çözümlenmiş. İnsanların kafalarının içine sokacaklarmış. Baktılar olmazsa anten fiş takacaklarmış uygun yerlere. Kimse rahatsız olmayacakmış…”

            “Hımmmmmm!”

            Saffet, fırsatı yakalamışken Sadık’ın durgunluğundan istifade etmeyi kafasına koydu. Bu gün benim günüm diye düşündü. Ayağa kalktı. Ellerini arkada bağladı. Olduğu yerde döndü kahveciye baktı bir an.

            “Vaz geçtim, vaz geçtim. Çaydan vazgeçtim…” diye mırıldandı masanın yanında ileri geri yürürken. Sadık bütün hareketlerini izleyip durumu anlamaya çalıştı ama boşunaydı. Kararlı bir hali vardı mırıldanırken. Kapıya doğru yürüdü. İki adım atar atmaz geriye döndü: “geliyor musun benimle?” dedi sadığa kararlı bir ses tonuyla.

           

sera

Sadık düşündü bir an. Nereye gidecekti, neden gidecekti.  Aklından onlarca soru geçti. Saffet’teydi gözü de. Saffet döndü geriye, hızla üç adım attı. Omuzundan çekip kaldırdı Sadık’ı, oturduğu sandalyeden.

            Şaşkın şaşkın kalkan Sadık, çekildiği yöne adım atmaya başladı. Yola çıktıklarında bıraktı Sadık’ı Saffet.

            “Tamam, tamaaaaam! Geliyorum. Söyle bari gittiğimiz yeri.” dedi, yüzüne baktı Saffet’in.

            “Askıdan ekmek almaya…” dedi Saffet.

            Şaşıran Sadık, itiraz etmek istedi ama hemen toparladı kendini. Bir nedeni vardır mutlaka diye düşündü. Kendisi için değildir mutlaka ama neden o kişi değil de Saffet?.. Gözlerine baktı. Durdular bir an. Karşı karşıya geldiler. Gözlerine baktı Sadık… Masum bakıyordu gözleri. İyi bir nedeni vardı mutlaka. “Tamam, tamam. Yürü hadi.”

            Çocuklukları geldi aklına Sadık’ın. Birden elini yakaladı Saffetin, sek sekleyerek, hoplaya zıplaya yürümeye başladılar güle güle. 

Bitti.
Görsel: hg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.