Zafer, Kaç Parçasın?
Zafer oğlum, sen kaç parçasın, kaç parçaya ayrıldın?
Cesaretin geri yerine gelmeye başladığında ikinci parçan olarak sevinmeye başlamıştım kendi adıma. Sen ve ben olarak iki parça olarak görüyordum ancak şimdi gördüğüm beni oldukça şaşırtıyor biliyor musun Zafer? Bilmiyorsun elbette, öyle değil mi? Kaç parça
olduğun duygularından açıkça anlaşılıyor. Görebiliyorum. Sen de karşıya geçip
bakarsan göreceksin eminim. Tek bir parça görünmüyorsun. Tek parça olabilmiş
olsaydın karar verdiğinde kararının arkasında durmasını da becerebilirdin.
Yalpalamazdın böyle. Adeta salınıyorsun fırtınadaki solgun yaprak gibi.
Zafer, tam olarak bilemediği ve anlayamadığı neden veya nedenlerden dolayı yine dalgalanmaya başlamıştı. Karar veremez hale geliyor bir süreden sonra duyguları sürekli dalgalanıp duruyordu iyiler ve kötüler arasında. Kendisini kontrol edemeyip içindeki yaraları sürekli ve gitgide şiddetlenerek sızılarını artırdıkça adeta olduğu yerde kıvranıyor ve nefes almaya çalışıyordu.
Bu dalgalanmaların altında yatan
nedenleri bulup çıkarmak ve netleştirmek için elinden geleni yapmaya çaba
göstermişti her zaman ama şimdiye kadar doğru dürüst bir sonuç alamadığı da
ortadaydı. En umutlu olduğu zamanlar kendisinde bir miktar güçlülük ve kısmen
rahatlık hissediyor ancak bir anda her şey alt üst oluverdiğinde her sefer
tekrar başa dönüyordu.
Bir kez değil binlerce kez yaşadığı bir durumdu bu Zafer
için. Artık yabancı sayılmayan bir yanı haline gelen bu kötü halinin de tam
olarak farkına varıp kabullenmeye doğru yol alarak zaman kazanmaya çalışıyor ve
her seferinde kendisini toparlamanın gayretini gösteriyordu. Bir yolunu buldu
her seferinde.
Görsel: hg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.