Arada en kesin olan
değerlendirmelerini bazen tekrar gözden geçirmek ihtiyacını duyar onlara
şüpheyle bakmasından dolayı. Çünkü hiç bir şey sabit değildir bu dünyada. İşte
bu nedenle geçmişte doğru gelen bir çözüm gelecekte aynı geçerliliği koruyamaz.
Gelecekteki zaman içindeki şartlar değişmiştir. Gelecek zaman içindeki
sorunların çözümü de gelecek içinde olmalıdır, orada aranmalıdır.
Acaba yaşla bir ilgisi olabilir
miydi duygularının sürekli dalgalanması ve kendisini yeterince kontrol edemeyip
kararlarının devamlı değişmesi? Hatta
geçmişinde doğru olmaya çalışırken acaba gerçekliği gözden kaçırarak kendi
duygularını tatmin etmeye yönelik yönlendirmiş olabilir miydi? Gerçekleri tüm
çıplaklıklarıyla kabullenmek yerine onlara bazı kılıflar giydirerek değişik
görünmelerini mi sağlamıştı kendisine?..
Gençlikte ve orta yaşlarda zaman
durumunun hiç akla gelmemesi yani değerlendirmelerde dikkate alınmaması hata
sayılabilir miydi? Hataların telafisi için çalışırken zamanın yetmeyeceği gibi
bir değerlendirmesinin olduğunu hatırlayamıyordu. Evet, hiç de zaman meselesi
aklından geçmemişti. Herhangi bir adım atmaya karar verdiğinde, acaba zaman
yeter mi? Diye bir soru sormamıştı hiç. Hemen başlamıştı çalışmaya ve yılgınlık
nedir aklının ucundan geçse bile kesinlikle taviz verdiği bir düşünce olmamıştı
hiçbir zaman.
Yaş ilerleyip ellilere dayanıp hatta
geçmeye başladığında zaman hemen hemen en başta akla ilk gelen oluyor ve artık
çok geç, diye bir karar en öne geçiveriyor daima. Her ne kadar da zamanın önemi
yok, önemli olan adı atmaktır dese de insan ne kadar da olsa bir duraklayıp
düşünmeye başlıyor: sahi be, başlasam ne olacak sanki dünyayı sırtıma alıp
götürecek halim yok ya! Düşüncesinin zınk diye aklın başköşesine gelip
oturmasının önüne geçmek pek mümkün olmuyor. Bu durumu ilk fark ettiğinde
Zafer, daha dikkatli bir şekilde geçmişi elekten geçirmeye başladı.
Görsel: hg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.