Pazar Gözlemim-15-Trump’ın Medya Savaşı ve Düşündürdükleri

"Trump ve Twitter"

Trump’ın Medya Savaşı ve Düşündürdükleri; Amerika'nın Düşüşe Geçişi

                Kendisini Dünya Lideri gören ABD'nin seçilmiş başkanının kendi Twitter hesabından yayınladığı güreş ve yumruklama sahneleri dünya medyasında oldukça ses getirdi. Hani derler ya:” Reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam reklamdır sonuçta.”

                Aynen öyle: Reklam reklamdır ve Trump’ı ve CNN’i duymayan tanımayan kalmamıştır artık herhalde; Afrika’da bile en ilkel kabilelere kadar ulaşmıştır eminim.  Adamlar şükrediyordur hallerine “İyi ki fazla gelişmemişiz, görüyor musunuz gelişmenin bedelini!” diye örnek göstermişlerdir bu videoyu.

                “Her toplum kendine layık olan yöneticilerini seçer.” Sözü ne kadar da güzel anlatıyor, anlayabilene. Evet ben bu sözü çok iyi anladım son yıllarda. Özellikle Türkiye'nin son 80 yılı değerlendirildiğinde oldukça açık seçik ortada her şey.

                “Kitleler Psikolojisi” kitabını okuyunca çok daha net bir şekilde anladım her şeyi; demokrasi, devrim, ihtilal, sandık, eğitim seviyesi, ekonomi, iktisat ne akla gelirse bütün kavramlar insanlar tarafından yaratılıp kelimelerle oynanarak toplumlar nasıl da sürükleniyor tıpkı bir sürü gibi.

                Bizde de söylenen bir söz vardı bir zamanlar ve tepki çekmişti söylendiğinde; cahilin oyu ve bilgilinin oyu kıyaslanmıştı o sözde. Kişisel olarak ben hak vermiştim o söze o zamanlar ancak “Kitleler Psikolojisi” kitabını okuduktan sonra bu sözün bir anlamı olmadığını anladım çünkü: kitle psikolojisinde kitle içindeki bireylerin hepsi de aynı sürünün elemanı olması nedeniyle cahili, alimi aynı potada eriyeceğinden anlamı yok olmuş oluyor.

Hiçbir hareket veya oluşum da birden ortaya çıkmıyor, yıllar hatta yüzyıllar alan bir zaman sürecinde birikimlerle ortaya çıkıyor. Türkiye’de de 1940’lı yıllar bu günlere gelişin başlangıcını oluşturuyor aslında. Önemsiz gibi görünen çok şeyin ne kadar da önemli olduğu ortaya çıkıyor.

Atatürk’ün vizyonunu ne kadar da geniş olduğunu anlamak düşünebilen insanlar için oldukça açık seçik ortada. Eğer 100 yıl ayakta kalabilmişse bu memleket o zamanlarda yapılan çok şeyin sayesinde olduğu ve kendisinden sonraki geçen zamanlarda ne kadar da silinmeye çalışılmış olsa da silinemediği ortaya çıkmış ve son yıllarda da silinemeyeceği ispatlanmak üzeredir artık.

Eğer bir toplumda eğitim seviyesi yalnızca okur yazarlık kurslarıyla kılıflanarak yükseltiliyorsa her şey gayet normaldir; daha öncesinde yaşanmış bile olsa çok kötü şeyler -örneğin işgal yılları- bir daha dönülebileceği ve yaşanılabileceği açıktır. Çünkü toplumsal- kitlesel- hafıza çok zayıftır ve sonralarına aktarılması çok zordur. Bu nedenle neredeyse 100 yılda bir devletlerin kendi içinde dönüşümleri ve değişimleri olmaktadır. Dünya’da çoğu sınırlar değişmekte, çoğu toplumların da yapısında değişiklikler olmaktadır.
        Türkiye'nin de kritik 100 yılıdır bu yıllar ya tekrar işgal yılları yaşanacak ya da büyük sancılar ve acılarla ayakta kalmayı başarabilecektir tekrar. Yok olma ihtimalini şimdilik düşünmek istemiyorum çünkü: Henüz işgal yılları ve kurtuluş savaşı yıllarının tortuları var hala bu memlekette.  Atatürk’ün kolayca hafızalardan silinmesi kolay görünmüyor. Bu toplumun hafızasında yeri oldukça fazla. Bizden çok daha cahil olanlar var henüz.

Duruma bakılırsa Amerikayı da fazla büyütmüşüz gözümüzde; ekonomisi sallanmaya başlayınca pusulayı şaşırdılar. Görünen o ki Amerika da o kadar eğitimli değilmiş. Kendilerine layık olan yöneticilerini seçmişler. Aklı sıra bugüne kadar dünyayı fırıldak gibi işine geldiğince evirdi çevirdi her zaman, sözüne güven olmayan ama gücünden dolayı boyun eğen çoğu devlet önümüzdeki zamanlarda oklarını çevirmeye başlarlarsa Amerika’dan tarafa hiç de şaşırtıcı olmaz benim için.

"Dünya'nın fotoğrafı"

Cehalet bilginin düşmanıdır dolayısıyla cahil devletler, uluslar zamanla kendi kendini yok edecektir gelecekte. Şimdilik cehalet yarışında tüm dünya at başı gidiyor; bazıları burun farkıyla geçiyor diğerlerini. Amerika bence bunun açık ispatıdır.

Tüm toplumu eğitmeyen devletler belli bir seçki zümrenin elinde kaldığı sürece de eğitim durumu tam anlamıyla gerçekleşmeyecektir; ancak seçkin zümrenin istediği dozda ve şekilde eğitilecektir o eğitim de CİA mensuplarının eğitimi şeklinde olacaktır; asıp kesmek, sabote etmek için. Böyle örgütlerle ayakta kalacağını düşünmek bile başlı başına büyük hatadır bence. Bir gün gelip o eğitimliler tersine döndüğünde gerideki kalan sürü toplum kurt saldırmış gibi panikleyerek etrafa kaçışacak ve ne olduğunu bile anlayamayacaktır.

Bu çağ için bu durum karlı bir durum görülebilir ancak çok uzun gelecek için parlak bir fikir değildir. Eğitim ekmek su ve hava kadar ihtiyaçtır uzun vadede. Çevresinde neler olup bittiğini anlayabilen bireyler olmalıdır bir memlekette yaşayan insanların en azından yüzde seksen doksanında ki geride kalanları sürükleyebilsinler ve de yönetimin kötü amaçla kullanılmasını engelleyebilsinler. İyi eğitimli bireylerin yüzde sekseninden düşük kaldığı toplumlar son baharda ortalıkta savrulan sararmış yapraklar gibi ortalıkta savrulmamaları için hiçbir neden yok. Bu yüzyıl bunu ispatlamıştır. Amerika'nın başı çektiği ve onunla birlikte çıkar anlaşması peşinde koşan devletler de petrol ve yer altı zenginlik sömürüsü peşinde koşturarak tozu dumana katmaya devam etmektedirler; bir gün geldiğinde de birbirlerine düşecekleri kesindir. Şimdilik koltuk çıkanlar da sıranın kendilerine geleceğini fark edecekler ama geç kalmış olacaklardır.

Paylaşılacak bir şey kalmadığında ne yapacaklarını merak etmiyor değilim aslında. Tüm toplumlarda dönüşüme ihtiyaç var. Bu değişim eğitim ve milli gelirin daha uygun bir şekilde paylaşımından geçiyor. Bunu yapmayan devlet yapıları bir gün gelip sallanacaklar ve bazıları ortadan kalkıp tarihin çöplüğüne gideceklerdir.

Trump hem Amerika için hem de Dünya için risk oluşturacağını düşünmeye başladım. Özellikle medyaya saldırması düşündürdü bana bunları. Demek ki saklamaya çalıştığı veya saklamak istediği şeyler var yoksa neden medyaya saldırıp göz dağı versin.
İnsanların düşüncelerini söyleme özgürlüğü varsa- ki Amerika'nın ağzındaki sakızdır, çatlata patlata çiğner bu sakızı- ve Trump’ın seçilmesini istemiyorsa onlar da yarışacak ve elinden geleni yapmaya çalışacaktır düşünceleri doğrultusunda tıpkı kendisinin yaptığı gibi. Üstelik örgütlü bir halde de değil rakip durumda olan medya. Yalnızca güçlülerden birisi CNN.
Amerika'nın ne kadar eğitimli olduğu zaman içinde anlaşılacaktır elbette. Ben çok merak ediyorum nasıl savuşturacak Trump’ın salvolarını. Bekleyip göreceğiz hep beraber bütün Dünya olarak.

                 

 04-07-2017-12⁰⁹ 

    Halil GÖNÜL

Görsel:Pixabay.com