Perşembe, Haziran 20, 2019

İnsanlık

İnsanlık

İnsan Olmanın Suçu

                İnsan hep yüceltilmiştir ve yüceltildiği kadar da yerin dibine batmıştır ortaya çıkışından beri. Yüceltme isteğinin altında yatan neden ise zayıflığıdır aslında; bir tür tatmindir. Ölüm korkusunu hissetmeye başladığı andan itibaren çaresizliğini görmüştür. Bir süre kabullenememiştir ancak kendini avutmayı, kandırmayı seçerek öldükten sonra yaşayacağına inandırmaya başlamıştır kendini. Neden yüceltilme isteği duyar ki? Demek ki kendisini yeterince güçlü hissetmiyor olabilir mi? Zayıflıkları var. Duygusal, sosyal, fiziksel, ölümlü olmaksa hepsinin üstünde,  vb…
            İnsandan bahsettiğimize göre beyni var mutlaka, akıl dediğimizde az veya normal olarak o da var. Sorun beyni bana kalırsa. Neden mi? Çünkü dışarıdan görünüşü nasıl olursa olsun iç dünyasında savaşlar var. Beyin durmadan kendini arıyor, sorguluyor, bir şeylere çare arıyor ama çoğuna bulamıyor. Böyle olunca da kendini çıkmazda görüp mutlaka çare olacak bir şeyler arıyor, buluyor, inanmasa da inanmış gibi yaparak kendisini kandırma yolunu seçiyor; çaresizlikten daha iyi hissettiriyor kendini. İşte böylece de yerin dibine batırıyor kendi kendini.
            Kendi kendini yerin dibine batırması, öyle kolay anlaşılabilir bir durum değildir dışarıdan bakıldığında. Ancak içine girildiğinde anlaşılabiliyor durumu. İnsanların duygu durumları ince bir dengededir her zaman. Beyinleri önemli faktördür, beslenmeleri en önemli faktörler arasındadır. Çok iddialı ifadeler olabilir yazılanlar ancak son yıllarda gün yüzüne çıkan genetik yapı, sindirim sistemi yapılarının önemleri kavranmaya başlandıkça bilgiler az olsa da önemli görünüyorlar. Örneğin, bağırsaklarımızın ikinci beynimiz olduğu, bütün vitamin ve minerallerin işlenip ayırt edildiği devasa bir fabrika gibi çalışarak ilgili sinir uçları vasıtasıyla beyne aktardıkları bilgisi çok anlamlıdır.  Bu yüzden geçmişte başka yerlerde aranan rahatsızlıkların sebepleri beyinde ve dolayısıyla beslenmede aranmaya başlanmıştır.
            Konu değişmeye başladı, asıl gelmek istediğim konu ise insanın korkularını bastırarak neler yaptığı ve nelere yol açtıklarıyla ilgilidir. Başlangıçta bahsettiğim gibi insanlar ilk zamanlarından beri kendilerini anlamaya çalışarak çevrelerine yönelmişlerdir. Duygu ve düşünceleri hep bu çerçevede oluşmaya başlamıştır. Çok uzun süreler içinde duygu ve düşüncelerini ifade edecek simgeler yaratmışlar ve bu simgeler sağlıklı, canlı ve güvende olduklarını hissettirmeye başlamıştır. Daha açık bir ifadeyle kendilerini güvende hissettirecek yollar bulmaya başlamışlardır. Zamanla da genele yayılarak genişlemiştir bu değerler.

Görsel: Google Görseller

4 yorum:

  1. ÇOK SORGULAYICI BİR ESER DİKKATİMİ ÇEKTİ TEŞEKKÜRLER.

    YanıtlaSil
  2. Beynimizin tamamını kullanmadığımızı okumuştum. Beynimiz çok güçlü. İnsan pek çok şey yapabilir. Bize verilen bu değeri en iyi şekilde kullanmak önemli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En Nefis Tariflerim merhaba,
      Size katılıyorum. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.