Salı, Ekim 22, 2019

Harfi-tarif Hamdi-Anlatayım o zaman

harfi-tarif
harf

-Anlatayım o zaman. Kafayı yedim diye korktum geçenlerde.  Kafayı kontrol edemez oldum. Her şey düşünce hızındaydı… toz duman, volkanlar, patlamalar, fırtına, şimşekler, yıldırımlar derken ilk canlılar… derken güneş,  bitkiler, canlı çeşitliliği… maymunlar, ilk ayağa dikilenler veee insan yani akıllı denilenler.  Anladın, evrim…

-“D” getirmeyeceksin başına değil mi?
Dedim gülümseyerek. O da gülümsedi başını salladı iki yana. Olumsuzdu.
-İş “akıllı” denilenlerden sonra başlıyor. Hayvan oğlu hayvan olduğunu unutmaya başlıyorlar. İçlerinden daha akıllıları çıkıp kafesliyor diğerlerinin akıllarını değişik fırıldak ve dümenlerle. Hâkimiyet kuruyorlar diğerlerinin üzerinde. Diğerleri de kabulleniyorlar bu durumu. Çünkü bir arada olmaları gerekiyor hem içeriye hem de dışarıya karşı. Her taraf düşman dolu…
-Sana neden dert oldu bunlar?
-Harfi-tarif lakabını koyan siz değil misiniz yahu bana ince eleyip sık dokuyorum diye. Devam ettim araştırmaya. Oku babam oku. Ne bulduysam. Kapandım yıllarca. İlk zamanlarda keyifliydi, heyecan duydum ama git gide sıkıntı vermeye başladı öğrendiklerimi birleştirmek. Düşünmek istemedikçe üstüme geldi benim kafa. Bir yerden sonra da kontrolden çıktı kendi kendine düşünce hızında hareket etmeye başladı. O öyle yol aldıkça benim başım dönmeye başlıyordu, dengem bozuluyordu. Kısaca korktum kafa gitti diye. Telaşlandım ama bir yandan da bujiler yansa da hiç ateşlemese diye düşündüm biliyor musun? Ateşleme olmazsa rahatlayacaktım sanki.
-Eee, dondurucuya falan soksaydın kafayı serinletmek için. Contaları kurtarsaydın bari!
-He, he komik değil mi? Oradan bakınca komik tabii. Beyin dediğin bir dereceye bile duyarlı, hassas adam. Kayışlar yanıyor çark çevirmekten. Neyse kurtardım. Biraz conta kokusu geldi gibi oldu ama sen bak bakalım nasılım. Anlatırsın bana sonra. Sahi ne kadar oldu seninle böyle dalaşamayalı?
-Vallahi ben hatırlayamıyorum. Aslına bakarsan ben de zor dönemlerden geçtim. Benzer durumlar yaşadım sayılır. Etrafımı görecek halim yoktu. Kapattım kendimi dünyaya. Neyse sonra anlatırım seni bölmeyeyim ben.

-Kuraklık, don, buz derken bir de kuzey, güney falan değişmiş yani kutuplar değişmiş galiba iki kez olmuş. Dünyanın manyetik alanında değişiklikler olunca felaketleri de beraberinde getirmiş… Uzunca ve riskli süreçten kurtulanlar bir araya gelerek hem kendilerini hem de çevrelerini inceleyip anlamaya çalışmışlar.  Avcı-toplayıcı dönemi oldukça uzun sürmüş arkasından tarıma yönelmişler bin bir engele rağmen. İtiraz edenler olmuş. Tarıma geçince açlık korkusu kalkmış, daha fazla sayıda nüfus barındırabilme imkânı elde etmişler. 

Devam edecek...

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.