Çarşamba, Aralık 16, 2020

Zafer ve Karanlık Oda

kalp-ve-beyin

Tercih Edilen Oda

                Zafer, uzunca bir dönem kendisiyle savaşarak belli sonuçlara varmıştı ama hazmetmesi biraz zaman alacağa benziyor. Kendisini eskiye göre oldukça farklı görmeye başlaması ve değer yargılarının alt üst olması, içini harman yerine çevirmiş, derlenip toplanması için elinden gelen çabayı gösterebilmek için güç toplamaya çalışıyor.

            Zaman zaman kendini deniyor Zafer. Ani olarak karşılaştığı olumsuz durumlarda verdiği tepkileri değerlendirerek, sakin ve olumlu olan davranışları yerine oturtmaya çaba gösteriyor. Zaman alacak bir durum.  En iyi öğrendiği şeylerin başındaysa salak beyni geliyor. Bu günlere kadar ne kadar güvenmişti hâlbuki. O kadar güvenilebilecek bir şey değilmiş. O pelte kılıklı, çok bencilmiş. Her şeyde kendisine pay çıkararak ön plana geçme çabası, kör ve sağır olmasından kaynaklı olduğuna karar veriyor. O kadar akıllı olsaydı otelin karanlık odasına yerleşmezdi zaten. En baştaki terslik burada.

            Bir düşün bakalım, sen olsaydın deniz ve alabildiğine rengârenk doğa manzaralı bir otelde,  senden başka bir müşteri yokken nereden oda kiralamayı istersin? Elbette geri zekâlı değilsen deniz ve doğa manzarasının en iç açıcı olan bir yerinden kiralarsın. Gidip de hiç penceresi olmayan, zifiri karanlık bir oda kiralayana ne demeli o zaman. Beyin denilen süzme, gitmiş otelin zifiri karanlık odasını sahiplenmiş. İşi gücü fesatlık. Belli ki bir alıp veremediği var otel ya da otel resepsiyonuyla. Ya ilk geldiğinde kör kütük sarhoştu, ne dediğini anlamadı resepsiyondaki görevlinin. 

         Belki de parası yoktu cebinde otel ücretini ödeyecek. Acıdılar zavallılığına ve bir gecelik diye idare etmeye çalıştılar o karanlık, hizbe yerde sonra da tuvalete gittiği bir ara gelip baktıklarında bulamadılar ve çıkıp gitmiş diye düşünerek bir daha bakmaya gerek görmediler. O da buldu beleş, kimse de arayıp sormayınca işine geldi ve yerleşti oraya. 

        İşte, beyin diye diye yere göğe sığdıramadıkları bu; kör, sağır, dilsiz, elsiz, ayaksız, kötürüm bir şey. Her şeyi başkasından bekleyen ama işin kaymağını kendi yemeye çalışan züppe bir patron. Bir o kadar da sorumsuz ve dönek. Yanardöner. Ne zaman yanıp ne zaman söneceği hiçbir zaman belli olmayan bir yaratığa ne kadar güvenilebilir ki zaten?

Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.