Cuma, Ocak 08, 2021

Yürek işte!

"yürek"

Günlük- -06.04… -2000/ Zafer

Yumuşayan, Hassaslaşan Yürek

                -Şimdi başka bir teldeyim. Bazen içimde bir burukluk oluşuverir; garip, zayıf, kimsesiz, aciz birilerini veya bir canlı gördüğüm zaman.

            -Neden? diye yüzlerce, belki de yüz binlerce düşündüğüm olmuştur gençliğimden hatta çocukluğumdan beri. Neden böyle oluyorum, duygusallaşıyorum bir anda? İçimden bir şeyler koparcasına acı veriyor; kanlar akıyor sanki şarıl şarıl. Ilıklığını hissediyorum akan kanların ve kaplıyor içimi. Kan gölü adeta içim.

            - Bazen tam tersi olmalı diyorum, hırslanıyorum; zalimleşmeye çalışıyorum güçlü hissetmek için kendimi ama bir şeyler oluveriyor hemen öyle düşünüveresiye; sanki bir şalter kapanıp başka bir şalter açılıveriyor ve içimi bir utanç kaplıyor anında. Havam birden değişiveriyor kendi ezikliğimi hissediyorum. Ezenlerden olduğumu ve kendi kendimi ezmişim gibi geliyor; işte o zaman da utanıyorum zalimce düşündüklerimden.

            -Hemen bir titremeyle kendime geliyorum. Hatırladığım kadarıyla en son düşündüğüm uzun yıllar öncesinde bir sonuç çıkarmıştım kendimce: zavallıyı ezmek, zavallılığın daniskalığıdır. Zavallıyı ezen güçlü değil tam tersine güçsüz, basiretsiz, kişiliksiz biridir fikrinde uzlaşmıştım kendimle.

            -Galiba insan, ezilmenin ve yalnızlığın verdiği acı, çaresizlik ve hiçliği tadınca, tanıyınca o duyguyu; insanın yüreğinde, vicdanında bir dönüşüm, değişim oluyor. Eğitim, okuma, merak da etkilidir belki de. Ne bileyim genler de karışıyorlardır toplarıyla, tüfekleriyle işin içine.

            -tam tersi de olabilirdi. Yaşadığımız hayatın bütün aşamalarında benzer iyi ve kötü örnekleri görmek mümkün değil midir?

            -Duygularımı daima gizlemeyi başarmaya çalıştım çünkü duygularını ortaya koyan erkek zayıf erkektir gibi algılamıştım çevremde çocukluğum boyunca. Toplumda öylesi makbul gibiydi.  Hoş! Zaten duygularını ortaya koysan da kendinden başka kimse göremiyordu ya! Unutuyordum neredeyse; bir de duvarlar ve eski püskü de olsa yorgan yastık görürdü.

            -Haksızlık etmeyeyim kimseye. Kaş yapayım derken göz çıkarmadan toparlayayım hemen. Açık çıplak, aç kalmadım genellikle ama sevgi açlığının yanında diğer yoksunlukların –yoksulluk- yoklukların hiç lafı olmaz. Gözüm toktu her zaman. Çabuk büyüyenlerdendim ben. ‘büyümüşte küçülmüş bakın şuna’ derlerdi. Güneşle kanki, ayazla asker arkadaşıydık çocukluktan beri.

Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.