“Anam diken üstünde.”
“Anam diken üstündeymiş” dedi İbram. Söylerken çok üzgündü. “ne ola ki?” dedi sonra. Nasıl olduğunu, nasıl diken üstünde olunduğunu öğrenmek istediğini söyledi bana.
Dedemden yardım istemeyi düşündüm. Kendisinin de
fikrini aldım önce. Memnun oldu. Uygun bir zamanda konuşmaya karar verdik.
Anası ve başka kimse duymamalıydı. Kendi dedesine sormak istemiş ancak çekinmiş
belki iyi değildir, kızarlar diye düşünmüş. Anasına bir zarar gelsin
istemediğinden içinde tutmuş. Kimseye de sormak istememiş başka.
İki gün sonra dedemi bahçede gördük. Toprak eşeliyordu
kırlangıçkuyruğu çapayla. Yanına yanaştık İbram’la. Kendisiyle konuşmak istediğimizi söyledik.
Kabul etti. “burada olmaz” dedim. “Kimse duymayacak, aramızda kalması gereken
bir durum konuşmak istediğimiz.” Başını kaldırıp her ikimizin de gözlerine
baktı dik dik. “anlaşıldı, önemli bir konu olmalı. Nereye gidelim?” dedi, ayağa
kalktı. “parka gidelim mi?” dedim birden. İbram’a bakıp söylemiştim, dedem fark
etmiş, “haydi gidelim” dedi kollarını iki yana açtı. “Tutun elimden bakalım…”
Sakin bir yer seçti dedem. Etrafta bizi duyabilecek kimse
olmayacak böylece. İçmek için bir şeyler söyledik gelen garsona.
Siparişlerimizi getirip bizi duyamayacak kadar uzaklaşınca garson: “söyleyin
bakalım çocuklar, nedir konuşmak istediğiniz önemli konu?”
“Anam, diken üstündeyim yavrularım. Sakın dedenleri kızıp
kıracak bir şey yapmayın” demişti bana ve kardeşime. Biz de baktık üzgün,
sormadan ne demek istediğini ‘tamam’ dedik o zaman. Neredeyse bir sene oluyor
ne demek istedi anam öyle demekle?” dedi İbram.
Dedem, İbram’ın yanağını okşadı sevgiyle gözlerine bakarken.
Bakın çocuklar bu duyguyu yaşayanlar bilir nasıl bir duygu olduğunu çünkü bir
tür ölüm kalım meselesidir. Yani o duyguyu yaşayan öyle düşünür ve ona göre
dikkat eder. Başka bir deyişle söylersem, anan dedenlerin yanında kendisini
rahat hissedememiş, eksiklenmiş. Onlara yük olduğunu düşünmüş, hele bir de iki
çocuğu varsa insanın. Elinden bir iş gelmiyorsa para kazanmak için…
Dedem nefes alırken İbram girdi araya, “anamın elinden her iş
gelir. Gece gündüz çalıştı hiç şikâyet etmeden…” dedi. Dedem dinledi dikkatle.
“ben yanlış söyledim çocuğum elinden iş gelmiyorsa derken. Tekrar anlatayım
düşündüğümü” dedi dedem.
“Bakın çocuklar. İnsanlar bir iş yapmak için uzmanlaşırlar.
Bazıları okurlar, meslek sahibi olurlar, bazıları bir zanaat öğrenir.
Anlayacağınız düzenli para kazanabilecekleri bir işe girerler ve çalışırlar.
Elinden iş gelmek derken anlatmak istediğim böyle bir durum. Yoksa ananın
maşallahı var, her iş gelir elinden. Onun yapabileceği bir iş olmalı önce.
Gerisini anan getirir zaten.” Gözlerimize
baktı, anlayıp anlayamadığımızı anlamak için. “anlatabildim mi acaba?” diye de
sormadan edemedi. Anladığımızı söyledik. Aramızda kalmak üzere anlaşıp söz
verdik birbirimize. Konuyu da kapattık öylece.
Görsel: Gg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.