Topoğrafya Dersi Arazi Uygulaması

Topoğrafya

Çıktık haziranda açık alana,

Dersimiz topoğrafya;

Gurup gurup dağıldık sahaya,

İşaretler koyduk tümseğe, taşa.

Aleti kurduk ortaya,

Baktık sağa, sola

Derken

Geldi mola,

Gitti hoca.

Güneş geçmiş kafalara,

Çevirdik aleti meskûna;

Takıldı dürbün fıstığa,

Tülün ardında.

Başvurduk ince ayara,

Sanki bir adım yakınımızda;

Elimizi uzatsak avucumuzda

Altı kaval, üstü şırşana

Yanmış haziran sıcağında;

Takkesiz ikizler dolaşıyor ortalıkta,

Bizde başladı şamata.

İyi ki kızlar yoktu o anda.

Gurup kaldı merakta,

Tutup kolundan attık arkaya,

Geçti herkes sıraya

İkişer dakika.

Derken

Dalmışız baya,

Bitmiş mola;

Sanki havadan düştü,

Bir anda elini uzattı hoca.

Donup kaldık ayakta.

İşimiz kaldı Allah’a

Çakmaz mı hoca!

Hemen çekti perdeyi anında,

Biz kaldık karanlıkta.

Yazık oldu yandığımıza

Haziranın ortasında.

Çaktık dönem sonunda.

Eylüle kaldı umutlar da.

Bu ders arazisiz olmaz da,

Çıktık yine, aleti kurduk ortaya,

Aldırmadık havaya,

Havanın sisine, pusuna.

Yokladık

Ama

Boşuna

Yoktu sinek bile orada,

Yanlış mıydı acaba?

Tekrar bak sağa sola

“Haydi, yavrum ders başına,

Bir daha kaşınma.”

Geçtik hayırlısıyla;

Sen neymişsin be topoğrafya.

Adımızı çıkardın doksan dokuza.

Yazık ettin dört ayımıza.

30.04.18

Halil Gönül

Görsel: Google Görseller