Salı, Kasım 12, 2019

Balıkesir Maceram-Arandım

Yüksek Mimar R… Bey Aradı

                Reşat Nuri Güntekin’in "Anadolu Notları" isimli hikâyelerini okurken bir anda aklıma düştü Balıkesir maceram. Üzerinden bir on yıl kadar geçmiş olduğundan bir süre düşündüm üzerinde. Ancak öyle bir kömür kokusu hissetmeye başladım ki genzim yanıyor, nefes almakta zorlanıyorum. Üstüne üstlük gözlerim de sulanmaya başlamaz mı, açamıyorum gözlerimi yangıdan. Kavruluyorlar adeta ve şakır şakır da gözyaşı sıyrılıp iniyor yanaklarımdan aşağıya. Birkaç kez ellerimin tersiyle silsem de olmadı. Nihayetinde bıraktım okumayı. Gidip yüzümü yıkadım, özellikle gözlerime dikkat ettim. Bir süre ara verdim o Balıkesir’deki otel maceramı düşündüm ve yazmaya karar verdim.

                Manisa’nın bir ilçesinde arıtma tesisi yapıyordum. Oldukça ilerlemeye başlamıştı inşaat ancak işler tam da yoluna giriyor derken aksilikler çıkmaya başladı şirkette. Neyse, uzatmayayım, ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali dumanını görmüştük zaten ama ateşi biraz geç ulaştı bize. Şirketin İstanbullu ortağı iflas etmiş. Haydaa, işin ucu bize dokunmaya başladı derken “toplayın pılıyı, pırtıyı çıkıyoruz bir hafta içinde” dediler bana. Şantiyeyi toparlarken, bir telefon aldım, öğle yemeği vaktiydi.
                “Alooo, efendim, üstadım ben R… ..”
                “Evet, buyurun!” -karışık bir işle meşgul oluyordum bu arada- Bir an işten kendimi çektim geriye, bir sandalye bulup oturdum “özgeçmişinizi gördüm” deyince.
                “üstadım, ben yüksek mimarım, Almanya’dan yeni döndüm sayılır, naçizane bir atölye kurdum Balıkesir’in bir köyünde ve ahşap ev imalatı yapıyoruz. Yerleştim de buraya….”
                Yüksek mimar anlatıyordu durmadan. Benim özgeçmişten çok etkilenmiş, tam da onun aradığı gibi biriymişim, benden öğreneceği çok şey varmış… Bir an tereddüt ettim ancak şantiye kapanıyordu, şansım yaver gitmeye başladı diye de düşünmeye başladım. Arada bir “evet” diyorum o anlatıyor. “Sizinle görüşmemiz mümkün olabilir mi acaba yakın bir zaman da. İsterseniz ortaklık da düşünebiliriz, ben sizin gibi bir üstatla her şarta varım…”
                Koltuklarım kabardı diyesim geliyor ama aslında öyle olmadı, yalan vardı işin içinde ama ne kadardı anlamakta zorluk çekiyordum. Bunun da sebebi bir hafta içinde işsiz kalacak olmamdı. Emeklilik yok, herhangi bir gelir kaynağı yok, tabanlara kuvvetti benim durum. Çalıştım çalıştım yoksa en geç birkaç ay sonra açlığa talim demekti. Hanım, çocuk derken başımdan aşağıya kızgın sular dökülüyordu işsiz kalmayı düşündükçe. Dolayısıyla gitgide olumlu düşünmeye başladım durumu. “ne olacaktı ki, gidip görüşsem. En fazla üç beş saat yolculuk yapacaktım. Üstelik altımda araba da varken daha, bir an önce gidip görüşmek faydalı olurdu. En azından durumu kendi gözlerimle görürdüm ve kararımı ona göre verirdim.

                Yarım saat kadar konuştuktan sonra gitmeye karar verdim ve “yarın öğleden sonra geleceğim” dedim. Adresi aldım.  Niyetim sabahleyin şantiyeye gelip, devam eden işleri, ilave yapılması gerekenleri tarif edeceğim, sonra da Balıkesir’e gideceğim.

Devam edecek...

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.