Perşembe, Nisan 26, 2018

Ev

TV

Farkına Varmak

            Bunu ekseri o evden ayrıldığımızda fark ederiz belki de. İş içinde yaşarken bunun farkında olmak bence. Ev kalabalıksa eğer bunu fark etmek oldukça zor olmalı. Herkes her yerde olunca herkes için her yer aynıdır sanki.  Böyle bir evde insan çıldırmaya bile fırsat bulamaz değil kendine bakmayı çünkü çok yere ve çok kişiye bakıp duracaksın sürekli, istesen de istemesen de yapacaksın bu durumu. Herkes de sana bakacak arada sırada da olsa elbette.
            Kaç kişi yaşarsa yaşasın bir evde, acaba kaç kişi birbirinin suratına veya gözüne bakıyor? Biraz dikkatli düşünürsek eğer pek de bakıldığını düşünemiyorum ben. Çünkü yaşayıp gidiyorlar işte öylesine, yaşamak zorunda olduklarının bile farkında olmadan. Harada gürede bir oraya bir buraya koşuştura koşuştura zamanlarını geçirip gidiyorlardır mutlaka. Kendine bakacak zamanı olmayanların başkalarına bakacak zaman ayırabilmesi ne mümkün.
            Yalnız kalıp zamanı harcayamaz duruma geldiğinizde ancak çok şeyi fark ediyorsunuz. Çok şeyin de ne kadar iyi veya ne kadar kötü olduğunu düşünebilme fırsatı geçiyor insanın eline. Geçen günler neredeyse bir bir yaşanıyor, ölçülüyor ve tartılıyorlar hiç yılmadan yorulmadan. Günün sonunda sıfıra sıfır elde sıfır olarak bitkin düşüp kendini bir yere atıyor insan. İşte o yer bulunduğun noktaya en yakın yer olma ihtimali çok yüksek.
            Bazen de katlanılamaz oluyor zaman. İnsanın üstüne üstüne geliyorlar el birliği etmişçesine evin tüm duvarları ve eşyalarıyla birlikte. O yüzden evde eşyanın az olması belki de iyidir kim bilir. Kadınlar pek taraftar değildir buna ama mutfakta binde bir lazım olan o kadar çok eşya bulunur ki, çoğunu kendileri bile hatırlamazlar hatta lazım olduğunda tekrar tekrar satın aldıkları bile görülür. Ne komik değil mi?
            Uzun lafın kısası: üç odada geçip giden bir hayatım oldu bir zamanlar. İşte bir cümleyle bu yazının bana anlatan özet. Size ne anlattığını bilmiyorum ama bazen her şey de anlatılamıyor ki zaten. Hayat da öyle değil mi sanki her şeyini anlayabiliyor muyuz hayatın? Gelip geçiyoruz veya izliyoruz film sahnesi gibi. 
            Ha, bu arada, arada bir salonda kısık sesiyle açık olan TV karşısında üçlü, ortası çökük koltukta uzanıp, uyuyup kaldığım da olurdu halen de oluyor ya bazen. Bazen istemediğimiz şeylere katlanmak zorunda kalıyoruz. Benim için TV de istenmeyen bir şey, yalnızca vakit öldürmeye yarıyor, vakit çalmaya demek daha doğru sanırım. Eskilerden, çooook eskilerden bir şeyler öğrenebiliyordu az da olsa insanlar bu TV illetinden. Arada bir de olsa faydası olurdu ama şimdi öyle değil artık, zaman çooook değişti.
2/2
21.04.18
Halil Gönül
1/2'ye dön...

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Televizyonu görünce çcoukluğumdaki televizyon aklıma geldi. Ne alakaysa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyda'nın Kitaplığı,
      o zamanlar televizyonlar böyleydi de ondandır belki de. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.