Salı, Nisan 03, 2018

Gönlü Zengin Yoksulluk-5-Sarı Dana Neden Huysuzlanmış?

Orak
Babam Sürünerek İlerledi

Elbette bir bildiği vardı ve kuşkusu artmıştı, emin olmak istiyordu durumdan. Ne olup bittiğini anlamalıydı. Yavaşça ayrıldı çadırdan ve sol taraftan dananın yanına giden boşluktan yavaş yavaş sinerek gitti 50 metre kadar. Ben çadırın arka köşesine büzülmüş, çadırın dikiş aralığını biraz aralayarak babamı izliyorum yorgan üzerimde boğazıma kadar.
Babam daha ileriye görünmeden gidebilmek için sürünmeye başladı yerde ve karşıdan kendisini fark eden olmasın diye dikkat ediyordu. Sarı Dana sol tarafına bakarak deşiniyor ve tepki veriyordu bazen. Babamın yukarıya kadar çıkışı epeyce zaman aldı ve bir süre çevreyi gözlemledi, yavaşça Sarı Dananın yanına ulaştı sürünerek.
Sarı Dana rahatladı babamın geldiğini fark edince ve deşinmeyi bırakarak böğürmeye başladı. Benim bile çadırda karnımın içinde böğürüyordu sanki, yırtacak ortalığı gecenin karanlığında. Babamın ayağa kalktığını gördüm yarı aydınlıkta. Çam ağacının gölgesinde kalıyordu bir kısımları.
Ayakta Sarı Dana'yı okşamaya başladı rahatlatmak için. Durumu çözmüştü anlaşılan, yoksa niye kabak gibi hedef olsundu? “Şişşşşş şişşşşşş, sakin ol oğlum sakin ol, yok bir şey. Armutlar sallanıyor- yabani armut fışkınları, filizler-  kestiğim armutun fışkınları onlar, korkma. Ben gidip halledeceğim onları, tamam mı?” sakinleştirmeye çalıştı bir süre Sarı Danayı. 
Mesele, biraz ilerideki; geçen yıllarda çift sürerken engel olduğu için örünün üzerindeki ahlat ağacını kesmiştik, onun dibinden filizler çıkmış ve bir metre boyunda filizler olmuşlar, biraz da ot, çöp toplanmış rüzgarların sürükleyip aralarına bıraktığı. Rüzgâr esip sallanmaya başladıkları zaman cüsseli bir canlı hareket ediyormuşçasına görüntü oluşturuyorlar ileri geri, sağa sola salınmalarıyla.
Sarı Dana'nın fark ettiği durum buymuş meğer. Babam gidip aralarındaki ot ve çalı çırpıyı ayıkladı, hepsini de bir araya toplayıp filizleri bağladı tek bir ağaçmış gibi oldular. Cüsseli görünümü ortadan kalkmış oldu böylece.
Sarı Dana da fark etti durumu ve böğürmesi yumuşadı bu sefer sevinç böğürmesine dönüştü. Babam koşturarak geldi yanıma ve o gelirken ben çıkmıştım zaten yorganın altından.                     “Yorganın altına girmedin mi sen?” dediğinde “hayır, niye girecek mişim ki, korkak mıyım ben?” diyerek kendimden emin, yan tarafımda duran el orağını gösterdim.
Gülümsedi elini omuzuma attı “aslan oğlum benim, korkulacak ne varmış sanki, öyle değil mi?” dediğinde dünyalar benimdi. Kendimi büyümüş koskocaman korkusuz bir adam hissettim.      
               
5/9

Devam edecek...

1/9'a dön...

Görsel: Google Görseller

6 yorum:

  1. Sevindim Sarı dana için. Yazık korkmuş hayvancağız. Neyse ki tatlıya bağlandı. Güzel hikaye. Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Berlin Berlin,
      teşekkür ederim. rahat bir nefes aldılar durumu öğrenince. :)

      Sil
  2. ahlat ağacının filizlenmesi ve çer çöp biraraya toplanınca korkuluk gibi olmuş demek ki sarı dana da korkmuş o zaman..😀 hayvanlar bazı şeylere çok hasasslar geçekten..emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ertuğrul Yıldırım,
      teşekkür ederim. Aynen öyle. hayvanların dilinden anladığında insan adeta konuşuyor onlarla. Bir de eşeğimiz vardı "Tülü" idi ismi aynı isimli bir yazımda da onunla bir zamanımızı anlatmıştım.beni düşürdüğünde su içirmediğim içim, ağlamıştı hayvancağız. :)

      Sil
  3. heheeee böyle hikayeler okumak keyifli işteeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      bence de, bahar geldi sayılır artık;biraz keyfim yerine gelir benim bundan sonra. Teşekkür ederim. :) Yarın pazar değil değil mi? :))

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.