Cumartesi, Ocak 06, 2018

Yabancı Dil ve Blog

         
"Arıza"
            Size bir şey söylemek istiyorum. Hani ilk yabancı dil öğrenmeye başladığınızda “rüyalarınızı o dilde görmeye başladığınızda, öğrenmeye başlamışsınızdır” derler ya, ben bu durumu çok ciddiye almışımdır her zaman.
            Orta okulda başladım ilk İngilizce öğrenmeye. Çok emek ve zaman harcadım. Kısa sürede rüyalarım İngilizce olmaya başladı ama dilim bir türlü dönmüyordu İngilizceye, evirdim, çevirdim yine de dönmedi dönmeyesice.
            Gayreti bırakır mıyım hiç. Yılmadım, bırakmadım peşini gâvur dilinin. Elimden ne geliyorsa arkama bırakmadan yola devam ettim. Rüyalarım da devam etti tabii ki. Öyle ki, rüyalarım benden daha fazla ısrarcıydılar.
            Akan zaman içinde İngilizce ile haşır neşirliğim devam etse de arada boş bıraktığım zamanlar da oldu. Çok nankör derler yabancı dili, ara verdin mi unuturmuşsun her şeyi. Benim de öyle oldu, nedense her denilen bende ispatlıyor sanki kendini. Yaz aylarında çobanlık yaptığım, dağlarda dolaştığım için unutuyordum ama rüyalarıma girmesi devam etti durdu rüyalarım İngilizceye çevrilmişti alenen.
            Sahi bu blog işi de İngilizce gibi olmasın diye korkar oldum rüyalarıma girmeye başlayalıdan beri. Çok sıkı tutmaya başladım işi ama bu sefer de internet bağlantısı –Telekom- su koyuvermeye başladı. Birisinde tam hızlanıyorum artık derken dört gün bağlanamayınca küüüüt dedi düştü bizim ilgililer.
            Haydi, bakalım, bir daha kalkarsın depara hoppala! Al bir aksilik daha. Bir reklam yayınlamaya kalktım, bu seferde okkalı bir kazık attı Google ve spam ilan etti: haydi bakalım gel de ayıkla pirincin taşını: reklamları kaldırdım ama iş işten çoktan geçmişti, bir hafta içinde sıfıra döndük: rüyalarımda karabasanlar başladı bu sefer de blog ile ilgili.
            Blog işi kâbusum olmaya başladı hem gündüz hem de gece rüyamda, şunu yapıyorum olmuyor; bunu yapıyorum olmuyor derken işim gücüm olmaya başladı arıza ve yanlışlıklar. Yanlışlığı düzelttim diyorum bir rahat nefes alacağım uyanıveriyorum ter içinde.
            Eğer diyorum kendi kendime: Bu iş de İngilizce gibi olacaksa vay halime! Ama olsun diyerek devam ediyorum gece gündüz. Son günlerde yine Telekom’un azizliğine uğradım bir haftadır internet yok, ne ilgilenen var ne de bakan.
            Ben de Çok şey istiyorum galiba; memlekete bakan olmazsa internete kim bakacak, nasılsa adamlar yatsa da kazanıyor kalksa da. Arıza bildirimde de elli kuruş basıyor her seferinde: memleketi köpeksiz bulmuşlar değneksiz geziyorlar. Benim canım Çok yanıyor, hep bana mı denk geliyor bu arıza yahu?
              Ayda neredeyse iki sefer geliyor ve neredeyse iki hafta giremiyorum.
                                                                                                                      06.01.2018
                                                                                                                      Halil Gönül

Görsel: Google Görseller

10 yorum:

  1. İngilizce öğrenimi için önerileriniz var mı, varsa benimle paylaşırsanız çok sevinirim :) Net aksaklığı için de geçmiş olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mücahit Dogan,
      bence tekrar etmek çok önemli, günlük yaşamın bir parçaı gibi düşünüp her an onunla olmaya çalışmak en iyisi. herkesin kendine göre bir öğrenme yöntemi var diye düşünüyorum. örneğin ben kafamı yastığa koyduğum zaman uyuyuncaya kadar günün özetini yapıyordum ingilizce olarak. yazma da önemli bence.Kolay gelsin. :)
      Teşekkür ederim. Hoşça kalın. :)

      Sil
    2. Anladım sizin yönteminiz de güzelmiş. Kendini hem sözlü hem de yazılı olarak ifade edebilmek insanı dil konusunda geliştirir, teşekkür ederim :)

      Sil
    3. Rica ederim, kolaylıklar dilerim. :)

      Sil
  2. Bende ispanyolca öğrenmek istiyordum kendimce çabaladım ama nafile birkaç kez boşladım geri başladım derken şimdi de bıraktım bakalım ne zaman heves edicem
    Teeşkkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma nur,
      boşlamak tekrar sil baştan başlamak demek sanki, kayıp çok oluyor.:)

      Sil
  3. Başlığı görünce Halil Ağabey, İngilizce blog açacak herhalde demiştim. Blogculara tavsiyem İngilizce veya bildikleri dilde de blog tutsunlar. Her türlü kazançlı bir yatırım olacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Recep Hilmi Tufan, teşekkür ederim, Türkçe'yle baş edemiyorum İngilizce blog neme. Aslında haklısınız, istatistiklere bakıyorum da Amerika'dan daha fazla tıklayan var neredeyse 10 kat Türkiye'den tıklayanlara göre. :)

      Sil
    2. Beraber ortak bir İngilizce blog açalım o zaman. :)

      Sil
    3. teşekkür EDERİM Nazik TEkLİFinİZ için ama önümüzdeki günlerde işe tekrar dönersem çok yoğun olacağım. Belki de normal blogları bile yürütmekte zorlanacağım. bir süre böyle kalmak istiyorum şimdilik, gelecek ne getirecek bilemiyorum. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.