Cuma, Ağustos 25, 2017

Yaşam Koçluğum ve Olanlar-8/8

Gece, Kasaba’ya Yolculuğumuz

Biz tam yürümeye başladık, babasıyla geldi kız yanımıza ve babası:

“Allah razı osun sizden” dedi dönüp gitti. 

Eşeğimizin yükü yoktu. Bir heybe vardı ve içindekiler de hafif şeylerdi. 

Demek ki bu Pazar, alışveriş için gidiliyordu kasaba pazarına. Anamın verdiği liste vardır mutlaka babamda

“Ge yanıma gızım” dedi babam yanımda yürüyen kıza elini uzattı. Anlamıştım ne olacağını. 


“Sen de gel oğlum” dedi bana da. Yanına vardığımda, kucakladığı gibi eşeğin semerine kaldırdı beni ve bacağımı açarak bindim semere. Sonra kızı kucaklayıp benim arkama, eşeğin kıçına bindirdi.                 

 “Gızım,  Halıl’a eyi dutun, düşen müşem deme sakın, olu mu?” dedi babam. “Tamam amca, meraklanma sen” dedi ve semerin tutamağına tutundu bir süre, ancak epeyce yürüdükten sonra rampaya sarmaya başladık ve kaymamak için eşeğin kıçından, kollarını belime doladı, ellerini de kenetledi karnımın üstünde. Başını mecburen yaslamak zorunda kalmıştı sırtıma.  

Tahan
Sabah ezanı daha yeni okunmuştu kasabaya vardığımızda. Hemen fırına yöneldi babam. İndirdi bizleri eşekten ve eşeği bağladı ağaca. 

“Girin çocukla içeri” deyince babam, girdik sandalyelere oturduk. “Üç dene tahan” dedi babam. Hemen geldi, yanında sımsıcak ekmekle birlikte. 

Her pazara gelindiğinde o tahandan - pekmezli veya ballı tahin - mutlaka yenirdi, büyük bir zevkti o yemek. Ama en lezzetlisi de sabahın köründe yenilenleridir nedense. Öğleyin ya da sonrasında yenilenler o kadar lezzetli olmaz.

Babam alışverişleri yaptı, benim için de ihtiyaçları aldık. 
Kıza da sordu babam “Gızım senin ne ihtiyacın va söle baken” dedi başını okşayarak. “sağol amca, yok” dese de, anlıyordu babam. 

“Bak bana gızım, sen demesen de, ben bi şeyle alıvecem, eğer sölesen, asıl ihtiyaçlanı almış oluruz, annadın mı?” deyince, söyledi ve birlikte dolaşarak aldık dediklerini de. 

“Hadin bakem, şimdi ikiniz de doooru evlenize, annaşıldı mı çocukla?” dedi babam, ikimizin de başını okşayarak ve gülümseyerek.

Hiç hissettirmemeye çalışıyordu ama, yumruk kadar çocukları yalnız başına, bu koskoca kasaba denilen ormana salıverdiği için, içi çok sızlıyordu, ben öyle düşünüyordum…

Not: 8/8

1/8 gelsin...

18-08-2017-1927

Halil GÖNÜL

Görsel: Google Görseller


4 yorum:

  1. Eşeğe binmişsin halil abi ne şanslısın :) şimdiki nesiller bilemez nasıl birşey eşeğe binip gitmek :)1 kere bindim bende 6 yaşında köyde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fakir Yazar,
      Barış Manço'nun "Arkadaşım Eşşek" şarkısı çok hoşuma gitmişti ilk çıktığında, Eşeğimiz can yoldaşımızdı bizim. Basbayağı duygularımızı anlıyordu hayvancağız, birlikte ağladık bile açıktan açığa göz yaşı döktü hayvan dediğimiz hayvan ben sırtından düşünce. :)
      Sen de şanslısın o zaman. Biz yarış yapardık arkadaşlarla birlikte. :)
      Turistik bölgelerde biniliyor ya!

      Sil
  2. Yakında kızlar okula gidecek, kendimi kötü hissediyorum. Allah yine azim vermiş, bitirmişsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bahce perim,
      kızların okula gitmesi neden rahatsız ediyor sizi pek anlayamadım doğrusu, başka şehirlerde okudukları için hasret çekeceğiniz için mi? başarılı olamayacakları için mi? bir kaç soru daha geliyor aklıma.
      Yoksa biri öper diye mi korkuyorsunuz! :)
      Son cümleniz uzuun bir hikaye, ben bile şaşırıyorum düşününce bazen, bazen de keşke hiç başlamasaymışım dediğim zamanlar da olmadı, olmuyor değil hani. Yanlışlıklar çooook fazla bu dünyada, adiliyet ve adalet denilen kavramlar kandırmacadan ibaret bence.
      Neyse fazla açmayayım çenemi, öyle değil mi? Sevgilerle hoşça kalın ve rahat olmaya bakın. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.