Pazar, Ekim 18, 2020

Zafer'in Taktığı Yaşlılık ve Ölüm

zafer

Yaşlılık ve Ölüm

          Zafer taktı iyice şu “ölüm” kelimesine. Kelime olarak değil kavram olarak da epeyce dolu gibi duruyordu. Bir sürü şey çağrıştırmaya başlamıştı kendisine.

            “Korkmuyorum ulan senden, gel sıkıyorsa, işte buradayım, hem de yapayalnız. Gel, gel de al ne alabileceksen, tabii sıkarsa!” kükremek istiyordu canı ama fısıldamakla yetinmek zorundaydı. Yoksa mahalleden duyanlar doluşurlardı bir anda. Huzuru kaçardı durduk yere. Hesabı kendisiyle olduğuna göre kimsecikler karışmamalıydı.

            Gençlik günlerini düşündü bir an. Ölümü elinin tersiyle iterdi hiç düşünmeden. Hiç yaşlanmayacağım –şakadan- dediği cümleler kurduğu geçti aklının ucundan. Dudakları gülümseme sinyali verdiler ama aldırmadı onlara, “bildiğiniz boku yiyin” diye sitem etti sadece. Sahi şaka bir yana gençlikte hiç yaşlanılmayacakmış gibi geliyor insana.

            Yaşlılık ve ölüm kan kardeşleri gibi hiç ayrılmıyorlar birbirlerinden. Arada bir “yaşlılık” çalım tıp ölüme, birkaç adım önüne geçse de ölümün; nihayetinde ölüm galibi oluyor oyunun. Teslim bayrağını çektiğinde yaşlılık, ölüm hınzırca gülmeye başlıyor ölüm.

            Neden bazıları daha erken teslim oluyorlar? Ne geçiyor sanki ellerine üç, beş gün önce gitmekle? Daha iyi, rahat bir yer olduğunun haberini mi alıyorlar? Yoksa torpil mi geçiliyor onlara? Yok, yok torpil olamaz. Buna kafam yatmaz benim. Torpillik bir durum olsaydı bir sürü âlim, ulema, zengin var. Onlar torpil yaparlardı herkesten önce ve peşleri sıra takılırlardı it sürüleri gibi birbirlerinin kuyruğuna. Sıraya kaynak yapmaya kalkanlar anaları, babaları bile olsalar kesinlikle sıralarını vermezlerdi. Onlar bu dünya da kalmayı seçtiklerine göre öyle matah bir yer olmamalı gidilen yer.

            Neden? Neden ölüm seçim oluyor? Bir sürü ulema, papaz, fanatik dindar seçmediğine göre bu ölüm denilen mendeburluğu, farklı bir şey olmalı işin içinde.  Üstelik fakir fukara da seçiyor değilken?

            Bit yeniğini başka yerlerde aramalı demek ki. Yaşam denilen kavganın içinde inişli çıkışlı, bir sürü bilinmez düşmanlarla alt alta, üst üste amansız kavgalar ederek yol alırken bir şeyler olmalı ki kişi teslim bayrağını çekmeli ve teslim olmalı ölüme.


Devam edecek...
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.