Cuma, Kasım 03, 2017

Hiç Düşünür müsünüz siz de?

Umut

Dün ve Bugün Arasındaki Fark

                “Geçmiş kötü günlerdekinden fark ne bugün?” aklına gelen soruydu, hiç beklemediği bir anda. 

              Seyrettiği filmden etkilendi. Ağlamak istediğin olur bazen ama ağlayamazsın; yine öyle bir andı, gırtlağına bir şey saplanır gibi olduğunda yutkunmaya çalıştı ancak yutkundu ama tükürüğünü yutamadı, takılıp kaldı yutağında; küçük dili şişip tıkıyordu adeta boğazını.
                Hiç böyle olmadığını düşündü bir süre, evet daha öncelerinde yaşadığı durumlar olmuştu o en kötü zamanlarında ama bu daha büyük bir atak haliydi, adeta bir uyarıydı; dikkat diyordu, dikkat.
                Elden gelen bir şey yok dayanmaktan ve çekmekten başka. Baştaki soruya cevap bulduğunu fark etti, kafasının içinde bir şimşek çaktı, ortalık aydınlanır gibiydi. 

              Evet… doğru, geçmiş kötü günlerdekinden farklıyım bugün, farklıyım çünkü onlar geçmişte kaldılar, geçmiş beni buraya kadar getirdi iyi ve kötüleriyle, hepsi de bana çalıştılar veya ihanet ettiler. Ayrımı şimdi yapacak değilim ancak fakına vardığım şey ve soruma cevap vardı şimdi:
“Geçmişte umutlarım vardı, arada kısa süreli de olsa kaybolur veya sisler arasında kalırlardı, beni ayakta tutan hep o umutlarım olduğunu fark ettim, umutlarım olmasaydı ilk düştüğümde yerden kalkamazdım. Sersemledim, sendeledim hatta düştüm yerlere yazılırcasına ama toparlanıp ayağa kalkabildim umut kırıntısı ve umutlarla. Eski ve yeninin farkı bu işte.

Peki şimdi ne var elde? 

Umut çok zayıf, bu açıkça ortada, kendimden saklayacak halim bile yok çünkü ayağa kalkma isteği yok içimde, kısa hevesler bir yere götürmüyor, alev gibi bir anda sönüveriyorlar. Yanan, sürekli yanan bir ateş gerekli ısınabilmem için.
Uzun uzadıya muhasebe yapmanın anlamsızlığı ortada, elde olanlar ve kaybolanlar ortada. Tek yapılması gereken ellerdekini değerlendirmek. Varlara artı bir, kaybolanlara eksi bir sonuç itibariyle eksi ve artıların toplam farklarından ortaya çıkan değerin artı veya eksi olması mevcut durumun ne derece kayıpta olduğunu ortaya koyar.
Anlaşılan uzun zamandan beri doğru dürüst hesap yapamadım ben, hesap kitap tutmadı bu yüzden, bu işe el atmanın zamanı geldi de geçiyor. Sızlanmanın alemi yok. Her şey kendinde başlayıp kendinde biter. Bütün yollar Roma’ya çıkar denilmiş ama bence bütün yollar sana çıkıyor.
Geçmiş hesap aşamalarını şimdi hesaba koymanın anlamsızlığı da ortada, o zaman hesap aşama ve kıstaslarını da değiştirmek gerekiyor bu zamana göre uyarlanacak şekilde seçimler yapılmalı. Varılan son değerlendirme olacak bu değerlendirme çünkü, bir daha ne hesap kitap ne de değerlendirme yapabilme şansı olmayabilir.
Dünün umutlarının yerine bugün kısmi iyileşen imkanlar; dünün imkansızlıkları yerine elde olan kısmi imkânın varlığının yanında dünün umutları yok. Biraz imkanla biraz da olsa umut katılırsa geleceğe daha rahat bakılabilir. Yapılması gereken işte budur, aksi bir durum yıkımı hızlandırıp daha da fazla acı ve üzüntü verecektir.
Oturduğu yerden daha güçlü bir şekilde kalkan adam hızla uzaklaştı bulunduğu yerden, ilk gelen arabaya binip yola çıktı bilinmeyeni keşfetmeye doğru. Az da olsa heyecan vardı üzerinde bilinmeyene doğru yapacağı keşifte daha nelerle karşılaşabileceklerini düşünerek camdan uzakları seyre daldı. Baktığı uzaklar yakınlaştıkça daha da uzaklara bakarak uyuya kaldı başı yaslandı buz gibi cama. Nefesinin sıcaklığı nemlenmesine neden oluyordu, nefes alıp verişini saymak kolaydı bu yüzden, iddiaya girilebilirdi kaç nefes aldı verdi diye.          
                                                                                                               30-10-2017
                                                                                                              Halil GÖNÜL
Görsel: Google Görseller

4 yorum:

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.