Cumartesi, Aralık 23, 2017

Pazar gözlemim-37-Yaşamak İçin Öldür Geni

"Merhaba İnsanlar"

Solucan Olmaya Ne Dersiniz?

                Aklıma gelen bir soru var. Yeni geldi aklıma. Bu aralar olur olmaz şeyler geliyor aklıma. Bazen beni bile şaşırtıyor o sorulardan bazıları.
                   Sizler de şaşıracak mısınız bakalım?

      Doğadaki canlıların büyük çoğunluğu hayatta kalabilmek için önüne çıkan engelleri yok ediyor bazen öldürüyorlar. 

                  Nasıl mı?

                Örnek: Sarmaşık güneş ışığına ulaşabilmek için kendine engel olan ağaçlara sarılarak -tutunarak- ağacın tepesine kadar çıkıyor ve zamanla gelişip serpiliyor. Aldığı güneş ışığının etkisiyle gelişip serpiliyor, serpildikçe de daha fazla güneş ışığı istiyor ve bu durum sarılarak tepesine çıktığı ağacın her tarafını kaplayana kadar devam ediyor ve zamanla güneşe ulaşamaz durumda kalan asıl ağaç kurumaya yüz tutuyor. Sonuç: sarmaşık kendine engel olan ağaca yaslanarak onun desteğiyle güneş ışığına ulaşıyor ve onu yok ediyor.
                  Onu yok edince başka bir ağaca tırmanmaya başlıyor, bu işlem böylece devam ediyor.
                Başka bir örnek: Bal arıları. Kovanda ikinci veya daha fazla dişi -kraliçe- arı oluştuğunda yumurtalardan, kovan içinde bir savaş başlıyor dişi arılar arasında. Dişi arıların en gelişkin olanı diğerlerini yok ediyor veya kovandan kovuyor. Bir kovanda tek dişi -kraliçe- arı kalıncaya kadar devam ediyor savaş. Büyük ihtimalle diğer dişi arıların yaşama şansı olmuyor.  Bazı karınca türlerinde de var benzer bir durum ve en güçlü lider diğer liderleri devre dışı bırakarak koloniyi büyütüyor.
                Kartaldı yanlış hatırlamıyorsam. Üç civarında yumurta yumurtlar ana kartal ve doğan yavruların en güçlüsü ayakta kalır. Anne kartal bu savaşa engel olmayarak seyreder hatta. Bu kadar acımasızdır. En son kalan yavru en güçlü olan yavrudur ve diğer iki yavru ölmüşler ya da yuvadan aşağı atılarak ölmeleri sağlanmıştır en güçlü yavru tarafından. Ana kartalın acımasızlığı ve güçlülüğünün altında yatan durumdur bu. Çünkü yaşam adil değildir ve herkesin yaşama hakkı yoktur; ancak güçlüler ayakta kalabilir bu yaşamda. İşte bu yüzden yavrularını kendi arasında savaşması onu rahatsız etmez.
                Birkaç örnek daha verilebilir ama yazı fazla uzayacağı için insanlara getirmek istiyorum konuyu. Tüm canlı yaşamının genlerinde varken savaşmak ve hayatta kalmak güdüsü, insanlarda da aynıdır aslında durum. Biz insanlar olarak bu tarz olaylara canilik olarak baksak da yaşamın cilvesi demek daha doğru anlaşılan.
                Dünyadaki kıtlık gitgide arttığında bu acımasız savaş daha da artacağından ben eminim kendi adıma. Şimdilik bu aç ve açlıktan ölenlerin sesi fazla çıkmıyorsa ilelebet çıkmayacak diye bir kural yoktur. Şimdiye kadar din vb. inanç sistemleriyle durumlarına rıza gösteren ve açıkça ölmeyi kabullenen, hatta cennete gideceğinden dolayı da sevinen zavallıların gün gelip akılları ermeye başladığında dünyayı büsbütün yutmaya çalışan kafalar ne yapacak merak ediyorum.
                Evet, yapılan çalışmalar göstermiyor mu? Kaçacaklar elbette Dünya’dan. Uzayda koloniler kurarak ve dünyayı da ürettikleri robotlara bırakarak dünyayı robotları aracılığıyla yönetmeyi seçeceklerdir mutlaka eğer hala dünyada bir çıkarları varsa. Eğer dünyada bir çıkarları kalmamışsa gerek kalmayacaktır hiç ir şeye. Dünyada kalanlar kendi aralarında savaşlara devam edeceklerdir hayatta kalabilmek için.
                Böcek ve bitkilerin bazıları da kendi aralarında savaşa gerek kalmadan kolonilerini genişleterek eldeki tüm imkanları ortaklaşa kullanmaya çalışırlar, bazılarının önünde yiyeceği kalmazsa önünde yiyeceği olanlarda yemez ve intihara yönelirler, bu arada diğer aç kalanlara yiyecek ulaştığında veya açlar yiyecek bulduğunda tekrar devam eder yemeye intihardan vaz geçerler.  Bunlar bir tür solucanlardır.

                Düşünüyorum da bir gün insanlar da solucanlar gibi olabilirler mi acaba? solucan geni aşılasak mı, ne dersiniz solucan olmaya?

                                                                                                                              22.12.2017
                                                                                                                              Halil Gönül

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Hayatta bir çeşit denge unsuru gibi: hayatta kalmak için engelleri aşma durumu.
    Bir gün solucanlar gibi olacağımızı düşünmek çok ütopik geliyor bana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arif öztürk,
      Evet haklısınız, oldukça ütopik.

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.