Perşembe, Aralık 21, 2017

Pazar Gözlemim-36- İktisadi Olarak İnsan

"Ben gidiyorum"
               Her şeyin tarifi var, tarifin de tarifi var gerektiğinde. İnsanı da tariflemişler allayıp pullayarak. 
       İnsan insanı tariflemiş, sınıflamış; kendince münasip bir yere koymuş hayvanlar ailesinde. 
           Anlayacağınız başlangıçta insan kendini hiç yadırgamadan hayvanlar sınıfına dahil etmiş. Hayvanlar önemli ve kıymetliymiş anlaşılan o zamanlar.
                Günler gelmiş geçmiş derken akan zamanlar içinde insan yerinden memnun olmamış ki kendine başka yakıştırmalar yapmaya başlamış ve tarifine ilaveler yapmayı ihtiyaç hissetmiş.

          Bazı insanlar kendilerini ailesi olduğu hayvanlar sınıfından ayırmak istemişler. Açıkça biz hayvan değiliz demeye çekinmişler belki de ama ufak tefek değişikliklerle zaman içinde farklı bir tarifi oturtmayı amaçlamış.
                Bilimler adlandırılmaya başlamış, adlandırılan bilimler çeşitlenmiş, çoğalmış zamanla ve iktisat bilimi ortaya çıkmış. Önemli bir bilim dalı olmaya başlamış akan zaman içinde. El değiştiren her şeyi anlamak istemiş bu bilim. Ne nasıl, neden, ne şekilde?.. Gibi daha birçok sorularla anlamaya çalışmış el değişimlerini. Hepsine de toptan mal, meta demişler el değiştiren her şeye.
Öyle bir zaman gelmiş ki; mal sınıfı içine insan da dahil edilmeye başlanmış kimseye çaktırmadan. Akla gelen soru: İnsan mal mıdır, meta mıdır? El değiştirmesi neden önemlidir? Ne kadar süreyle elde kalmalıdır? Elden çıkarma zamanı var mıdır? Son kullanım tarihi nasıl tespit edilir? Son kullanım tarihi geçmişse nasıl zarar verir?.. Soruları çoğaltabilirsiniz.
                Bu aşamadan sonrasında akan zaman içinde insanın durumu ve yeri ne olacaktır? Değişim süreci nasıl devam edecek ve sonuçta varacağı yeri kestirmek mümkün mü?
                Ben merak ediyorum: iktisatçılara göre metanın değerliliği arz talep dengesine göre belirleniyor. Anladık, şekeri stoklarsınız ve arzını kısarsanız piyasa daralmış ve şeker piyasada değer görmüş olur.  Devamında da voleyi vurursunuz.
                Bir maldan piyasada çok olursa enflasyonu vardır yani değeri düşer hatta değersizleşerek çöp noktasına gelir.
                Bu insan denilen malın değerini artıran arz ve talep dengesi nasıl kurulur? Bir yerde stoklayamayacağınıza göre hepsini de.
                Kısmen toplamayı becermiş olmanıza rağmen tam olarak istenen sonuca ulaşılması oldukça uzun zaman alacağa benziyor. Belki de bir yolu vardır ne dersiniz? Açlığa mahkûm etmek, bence iyi bir fikir? Açlığa mahkûm edersiniz istediğiniz kadarını ve doldurursunuz bir ağıla, ölmekle sürünmek arasında verirsiniz azar azar, hiçbir şey yapmalarına fırsat vermezsiniz. Bunun adına da evcilleşen insan mı dersiniz yoksa enflasyona uğramış insan mı dersiniz?
                İktisat bilimi insanların yarattığı en önemli bilim dalından birisidir. Sağlık konusundaki bilim dalları iktisat kadar önemli değildir çünkü: sağlık konusundaki bilim dalları da iktisata tabidirler, iktisat olmadan hiçbir şey olmaz. İktisat bilimi her şeyden önde gelir. İnsanlar bile iktisatlı kullanılır bu sayede ve insanların yeteneklerine göre değerlendirilmesi -iktisaden- söz konusudur. En değerli insanlar iktisat bilimine göre: kendisinden güçlülere yalakalık yapanlardır. Yalakalık kıymetli bir iş olmuştur iktisaden.
                “Değerini söyle, ne olduğunu bileyim senin.” Bu sözü sık sık duyacaksınız gelecek zamanlarda.
                                                                                                                                                                             21.12.2017
                                                                                                                                                                             Halil Gönül 

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. Tam mühendis zekasıyla yazmışsınız, her şey yerli yerinde ve insanoğlunun durumu tam da böyle Halil Bey. Yazıyı tekrar okuyacağım şimdi. Akan zaman kim bilir bundan sonra nelere gebe? Aklınıza, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Ece Evren Hanım, bu güzel yorumunuz için. Kötümser olmak istemiyorum; alıştıra alıştıra yapıyorlar zaten o nedenle kötülüğü fark edenler ancak bir ayağı çukurda olanlar oluyor. Bu tür değişimler yüz yıllara yayılıyor çünkü bilinçli olarak. kısa sürelerde olsa köklü değişimler, tepki daha da fazlalaşacak ve önüne geçememe riski doğacak. İktisatçılar biliyor işlerini anlaşılan. :)

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.